Anşa Bacı Kimdir?
Anşa Bacı Kimdir?
Gerek Beydili Sıraç Türkmenleri gerek Hubyar Ocağı tarihi gerek se de Alevi tarihi açısından önemli bir şahsiyettir Anşa Bacı.
Yaşadığı dönem, ailesi, çocukları, soyu, yaşamı çokça tartışılan, konuşulan bir kadındır Anşa Bacı. Kimleri onu Kızılbaşlık yapıyor ve Osmanlıya karşı başkaldırı hazırlığında diye Osmanlıya şikayet etmiş, kimileri ise halen dahi onun etkisini, toplum üzerindeki gücünü kırmak için türlü iftiralara baş vurmaktadırlar.
Varlığı Alevi dünyası tarafından fazlaca bilinmeyen bir kadın postnişin, bir Ocak kurucusu Pir dir Anşa Bacı.
Anşa Bacı ile ilgili rivayetler, dedikodular, iftiralar, övgüler, yergiler Hubyar Ocağı, Sıraç Türkmenleri ve Bölgedeki Alevi camiasında çokça anlatılmaktadır.
Biz bu yazımızda belgeler ve tanıklığa dayanmış bilgiler ışığında ışık saçan, nur saçan topluluk anlamına gelen Sıraç toplumunun kadın lideri ve Ocak kurucusu Anşa Bacının yaşamını kendi bilgi ve belgelerimiz çerçevesinde netleştirmeye çalışacağız.
Anşa Bacının yaşamıyla ilgili en önemli yazılı belge Başbakanlık Osmanlı Arşivlerinde bulunan ve bizzat kendisinin de anlatımlarının bulunduğu mahkeme belgesidir. Bu belge 1887 yılına aittir. Bu Belgede Anşa Bacı, oğlu Hüseyin, oğlu Ali, oğlu Hasan ile damadı İbrahim’in ifadeleri bulunmaktadır. Burada yer alan ifadeler bize Anşa Bacının, Veli Babanın yaşamı, kişiliği ve toplumsal misyonu hakkında önemli bilgiler vermektedir.
Diğer taraftan Anşa Bacının torunları hayattadır. Anşa Bacının Baba tarafından akrabaları da hayattadır. Bunların tanıklıkları, Babalarından Dedelerinden duydukları da bize Anşa Bacı ve Veli Baba hakkında bilgiler sunmaktadır.
Anşa Bacı ne zaman nerede doğmuştur?
Kimileri Anşa Bacının Sivas dolaylarından üç çocuğuyla birlikte dul bir kadın olarak Tokat Zile Acısu köyüne gelip burada divane Veli ile evlendirildiğini söylese de bu tamamen yanlıştır.
Anşa Bacı Zile Acısu köyünde Karadayıgil sülalesinden İbrahim’in kızıdır, Annesinin ismi Fadik’tir. Doğum tarihi ise 1816 yıllarıdır. Bu tarih yaklaşık olarak bilinmektedir. Ancak en fazla iki ya da üç yıl oynayabilir. Yani Anşa Bacı 1816 – 1819 yılları arasında doğmuştur.
Anşa Bacı yine aynı köyden 1826 doğumlu Kurt Hasan oğlu Veli ile evlenmiştir. Kurt Hasan oğlu Veli daha sonra “Veli Baba” olarak nam salacak ve bir misyon adamı olarak yol hizmetkarlığı yapıp tüm Hubyar Ocağı – Sıraç Türkmenlerince kabul görecektir.
Veli Baba, Hubyar Ocağına yönelik II. Mahmut döneminin getirdiği baskı ve zulüm koşullarında Hubyar Sultan’ın yolunu yürütmeye talip olmuş ve Hubyar erkanının kesintiye uğramadan Hubyar Ocağı taliplerince yerine getirilmesini sağlamıştır.
Veli Babanın 1864 yılında hakka yürümesinden sonra Anşa Bacı iki kızı ve üç oğluyla birlikte mücadelesini sürdürüp yola hizmet etmeye devam etmiştir.
Veli Baba’nın göç etmesinden sonra Anşa Bacı, Acısu Köyünde oluşturduğu Tekkede Hubyar Erkanını asimilasyona karşı korumayı ve Hubyar Ocağı içerisinde Osmanlının uyguladığı asimilasyona karşı koymayı başarmıştır.
Anşa Bacı kurduğu Dergahla Alevi dünyasında yeni bir Ocağın doğmasına vesile olmuştur. Tabi ki Veli Baba ve Anşa Bacı bir Ocak kurmak için yola çıkmamış ancak Alevi yolunu Hubyar Sultan erkanını asimilasyonlara karşı korumanın ve Sıraç Alevi Türkmenlerinin Sünni asimilasyona karşı direnişinin kalesi olmuşlardır. Bu kale de doğal olarak bir Ocağın doğuşuna yol açmıştır.
Anşa Bacını sürgünle cezalandırılması
Anşa Bacının asimilasyona karşı Hubyar Ocağı taliplerine önderlik yapması ve onları Acısu da kurduğu Tekke etrafında toparlaması şüphesiz ki bir çok kimseyi rahatsız etmiştir. Bu rahatsızlıkların ve dönemin Alevi siyasetinin bir sonucu olarak Osmanlı Sarayına şikayet edilmiştir. (Bu konuyla ilgili detaylı yazım http://alikenanoglu.net/ansa-baci-ve-veli-babaya-atilan-iftiralar/1465
Bu şikayetler sonucunda 1887 Yılında Anşa Bacı, Tokat Merkez’de kadı huzurunda yargılanmıştır. Yargılamada Anşa Bacı ve oğullarının, Osmanlının merkezi otoritesine karşı bir örgütlenme meydana getirmek, İslam’ın dışında başka bir inanç sistemi oluşturmak ve taraftar toplayıp silahlandırmak, şeklindeki faliyetler içerisinde oldukları için suçlandıklarını özetleyebiliriz.
Yargılamada Keçeliler diye adlandırılan Anşa Bacı taliplerinin 30 bini bulan bir nüfus olduğu yazılmaktadır. Keçelilerin Anşa Bacının yargılanması esnasında da Tokat’ta kendilerini yalnız bırakmadıkları yargılama tutanağında geçmektedir.
Yargılama neticesinde aslında II.Mahmut döneminin Sünnileştirme çalışmalarına karşı koyup buna karşı Hubyar Sultan’ın gerçek yolunu yürütmekten başka bir suçu(!) olmayan Anşa Bacı, oğlu Hüseyin, oğlu Ali, oğlu Hasan ve Damadı İbrahim Şam’a sürgün cezası almışlardır.
Anşa Bacı Şam’a sürgün cezası aldığında 70 yaşında olduğunu söylemektedir. İki yıl süren sürgün cezasının 1889 yılında bitmesinin ve affının Saray’da hizmette bulunan talibinin girişimleri ve verilen rüşvetle sağlandığı anlatılmaktadır. Saray’da affı sağlayacak olan kişiye rüşvet verebilmek için Sıraç Köylerinden çok sayıda altın toplandığı ve bu sayede Anşa Bacının affının sağlandığı anlatılmaktadır.
Anşa Bacının sürgünden dönüşü çok görkemli bir karşılamaya sahne olmuş, binlerce Sıraç yollara düşüp Anşa Bacıyı karşılamaya gitmişlerdir. Anşa Bacının sürgün yaşamı, sonrasında liderliğinin pekişmesine neden olmuş ve kurduğu Tekke çok daha etkili hale gelmiştir.
Anşa Bacı yaşamını Acısu köyünde kurduğu Tekkede sürdürmüş ve 1894 yılında hakka yürüyüp eşi Veli Babanın yanında sırlanmıştır. Anşa Bacının türbesi bugün Tokat Zile Acısu Köyünde ziyarete açıktır.
Anşa Bacının soyu oğulları Hüseyin Baba, Ali Baba, Hasan Baba, kızları Hatuh ve Sanem’den devam etmiştir.
Anşa Bacı torunları bugün Veli Baba – Anşa Bacının manevi gücüyle yollarını ve Erkanlarını sürdürmektedirler.
Anşa Bacı Ocağı Alevilerin en özgün Ocaklarının başında gelmektedir. Yol Erkan olarak da Hubyar Ocağının asimilasyona uğramamış halini yani kendilerinin deyimiyle Hubyar Sultan’ın gerçek yolunu yürütmektedirler.
Anşa Bacı, Sıraç Türkmenlerine siyasal- sosyal ve inançsal önderlik yapmış bir kadın postnişin, Ocak kurucusu bir kadın Pirimiz olarak tarihteki yerini almıştır.
Anşa Bacı, Alevilikte kadının yeri açısından da önemli bir şahsiyettir. Anşa Bacılılarda halen dahi Anşa Bacının yoluna izine sahip çıkan ve yol yürüten kadınlarımız posta oturarak hizmetlerini sürdürmektedirler.
Ali Kenanoğlu
06.12.2016
Kaynakça;
Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Y.PRK-ASK Dosya no: 43, Gömlek Sıra No: 104, 1305
Anşa Bacı – Veli Baba’nın hayatta olan torunları, Acısu, Karacaören, Karşıpınar, Üçkaya ve Karacaören Köylüleri
Gordlevskiy, V. A. (1962d): “Kızılbaşi”, İzbrannie Soçineniya, c. III, Moskva, İstoriya i Kultura, İzdatelstvo Vostoçnoy Literaturi, s. 201-202.
Hubyar Sultan Ocağı ve Beydili Sıraç Türkmenleri – A. Kenanoğlu, İ. Onarlı 2002