Yunan sosyalistlerin 1919’daki barış mücadelesi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, iktidarın savaş siyasetini Meclis kürsüsünden eleştirdi. 1919 yılında Anadolu’nun emperyalist devletlerce işgali sırasında savaşa karşı barışı savunan Yunan sosyalist askerleri örnek gösterdiği konuşmasında Kenanoğlu, savaşlarda en çok yoksul halkın zarar gördüğünü belirterek bedeli ne olursa olsun savaşa karşı barışı savunacaklarını ifade etti.
Konuşma tutanak metni ve videosu aşağıda yer almaktadır.
Dönem: 27 Yasama Yılı: 5 Tarih: 15.02.2022 Birleşim: 53 Ham Tutanak Sayfası: 299
Konuşmacı: ALİ KENANOĞLU Seçim Çevresi: İSTANBUL
HDP GRUBU ADINA ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Uluslararası sözleşmeleri görüşürken iktidarın dış politikalarını ve savaş siyasetini eleştiriyoruz. Bu tür sözleşmelere ve bu tür tezkerelere karşı da ret tavrımızı ortaya koyuyoruz ve bunlara karşı çıkıyoruz. Tabii biz bunları söylerken Meclisin neredeyse tümü bizim karşımızda, genel olarak bir şekilde bunları onaylayan bir yerde hareket ediyor ve çoğu zaman da bize karşı trol ordusu başta olmak üzere her biri de farklı söylemlere ve saldırılara geçiyorlar.
Ben size bizi de ilgilendiren yani Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecini de ilgilendiren Yunanistan tarihinden bir konuyu anlatmak istiyorum, bir olay anlatmak istiyorum. Şimdi, 1919 yılının başlarında Britanya İmparatorluğu o süreçte dünyanın birçok bölgesinde sömürgeci devletler oluşturuyor, her tarafı sömürgeleştirmeye çalışıyor ve tabii bunlardan biri de Anadolu ve Orta Doğu coğrafyası. Bu plan doğrultusunda Yunanistan da Venizelos’u kendisine iyi bir piyon olarak görüyor çünkü Venizelos’un da kendisine özgü çıkarları var ve bunun üzerine Anadolu’ya sefer kararı alıyorlar ve 14 Mayıs 1919’da Yunan donanması Pire Limanı’ndan İzmir’e doğru hareket ediyor. Ancak Anadolu topraklarına doğru yola çıkan kruvazörlerden, sonradan tarihe geçecek onurlu bir direnişin öyküsünün yazıldığından belki de kimsenin haberi yoktur. Zira bir grup sosyalist Yunan askeri, gemilerdeki gizli bir bildiriye imza atıyor ve örgütlenme yapıyor. Bildiri savaşa karşı olan Yunanistan Komünist Partisinin manifestosudur ve özetle şunları yazmaktadır: Anadolu’nun işgali Britanya emperyalizminin bir oyunudur. Britanya mazlumların kanıyla yeni sınırlar çiziyor. Biz bu oyuna alet olmayacağız. Anadolu halkı bizim kardeşimizdir, biz onları öldürmeyeceğiz.” Sonuçta, yaklaşık 200 Yunan astsubay ve askeri, Anadolu’nun işgaline karşı çıkarak manifestoyu imzalıyor. Üstelik manifesto sadece donanma içinde değil Atina’da da yankı buluyor ve orada da yoğun kitleler tarafından destekleniyor, imzaya açılıyor. Neticede, Yunan askeri 15 Mayıs 1919’da İzmir’e ayak basıyor. Bu arada “Anadolu halkı bizim kardeşimiz, biz savaşmayız.” diye silah bırakan 200 Yunan sosyalist asker de tutuklanıyor. Tutuklanan askerler ayrıca hapis tutuluyorlar ve işkenceye maruz kalıyorlar ancak içlerinden biri bile imzasını geri almıyor. Aylar süren mahkeme süreci sonunda idam edilmelerine karar veriliyor. 1921 yılının ilk günü İzmir’in Balçova semtinde İnciraltı sahilindeki işgal kuvvetleri komutanlığı karargâhında kurşuna diziliyorlar. İnfaz mangası nişan aldığında, gözleri bağlı olan isyancı sosyalist Yunanlılar şunları söylüyorlar: “Yaşasın halkların kardeşliği, kahrolsun Britanya emperyalizmi. Bizler fakiriz buradayız; zenginlerin ve güçlülerin asker olmamak gibi bir yolu var ama bizim yok.” Ve Haris denilen bir sosyalist asker şöyle diyor tane tane: “Artık bize özgürlükten söz etmeyin çünkü köleliğimizi dayanılmaz şekilde hissediyoruz. Artık bize vatanlardan ve eski düzeni yeniden kurmaktan söz etmeyin.” Ve Yunanlı komutan “ateş!” emri verdiğinde, 200 isyancı sosyalist hep bir ağızdan “Yaşasın isyan!” diye bağırarak kurşuna diziliyorlar. Aynı günlerde Anadolu’nun işgaline karşı çıkan 117 sosyalist de yine Atina’da kurşuna diziliyor fakat mücadeleleri boşa gitmiyor; bu, büyüyor ve Yunan ordusunda çok sayıda da firara neden oluyorlar ve orada bir akım başlatıyorlar.
Ne oluyor peki? Yunan ulusalcılar, Venizelosçular, milliyetçiler bu savaşa karşı çıkan sosyalistlere ne diyorlar? “Vatan haini…” Bunlara “vatan haini” diyorlar. Oysa sosyalistler savaşa, ölümlere ve emperyalizme karşı çıkıyorlar çünkü bütün bu savaşlarda olan, halklara ve emekçilere, fakirlere ve yurttaşlara oluyor yani fakir halka oluyor. Dolayısıyla savaş baronları silahlarını satıyor, kimileri milliyetçilik edalarıyla bunları pohpohluyor, kimileri ulusalcılık edasıyla bunları destekliyor ama olan, gariban vatandaşa oluyor her iki cephede de.
Bunu şunun için anlattım: Biz de çeşitli sebeplerle, burada bu tür savaşlara ve bu savaş tezkerelerine ve sözleşmelerine karşı çıkıyoruz. Bize de aynı şeyler söyleniyor, o gün Yunan sosyalistlerine ne denmişse bugün de bize bu ülkede aynı şeyler söyleniyor. Ancak biz de hiçbir şekilde, bedeli ne olursa olsun -barış imzacıları, barış savunucuları- bu tavrımızdan ve bu mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi ifade etmek istiyoruz. Çünkü savaşlar yıkıma ve fakirliğe yol açıyor ve bunu da halkımız iliklerine kadar hissediyor.