Yeni Yaşam Gazetesi İle Röportaj “AKP, Alevi Sorununu Çözemez”
Yeni Yaşam Gazetesinden Hüseyin KALKAN’ın hazırladığı “Bir Muhalefet Hareketi Olarak Alevilik” adlı Alevilik Dosyasının röportaj sorularını cevapladık.
Alevilere yönelik saldırılarla ilgili değerlendirmeniz nedir?
Bizim tespit edebildiğimiz veya kamuoyuna yansıdığı kadarıyla bugüne kadar İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere Malatya, Adıyaman, Adana, Gaziantep, Mersin, Erzincan, Balıkesir, Aydın, Elazığ ve İzmit illerinde 34 vaka yaşanmıştır. Bu vakaların devam etmesinin sebebini öncelikle yetkililerin açıklamalarında aramak gerekir. Yaşanan birçok olay sonrası genelde hiçbir açıklama yapılmazken, ısrarlı sorular üzerine âdeta olayı önemsizleştiren “sarhoş veya çocuk işidir” yönünde açıklamalar ile gündemden düşürülmeye çalışılmıştır.
Erdoğan ve Aleviler
AKP iktidarının göreve geldiği günden beri Alevilere yönelik sürdürdüğü politikaların bu yaşananlarla direkt ilişkisi vardır. Başta şimdiki Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın meydanlarda Alevileri yuhalatmasından tutun da Cemevlerine bakış, AİHM kararlarına rağmen Alevi öğrencilere zorunlu din derslerinin okutulmasına kadar bir dizi olumsuz yaklaşımlar, Sünni/İslam anlayışıyla yetişen kesimlerde Alevi toplumuna karşı nefret dilinin yerleşmesine sebep olduğu aşikârdır. Türkiye’de Alevilerin kanunen bir statüsü yoktur. Neredeyse 82 milyonun hepsinin Sünni inanca ve Türk etnik kökenine sahip olduğu algısı genel kabulmüş gibi görülmektedir. Kürt kimliğini yok sayan bu tekçi anlayış Alevi inancını da yok saydığı gibi bu tür saldırıları engellemeye yönelik herhangi bir adım atmadığı için Alevi toplumunda incinmenin de ötesinde zihinsel bir kopuş yaşanması söz konusudur. Herkes gibi eşit vergi vermesine rağmen inançsal eşitlik talepleri karşılanmıyor, bu da devlet ile olan bağını sorgulamaya itiyor. Biz, Türkiye’de yaşayan bütün kimliklerin ve inanç gruplarının vatandaşlık haklarından eşit olarak yararlanmasını talep ediyoruz.
Zorunlu din dersi nasıl bir stratejinin ürünüdür?
Bu strateji makbul vatandaş yaratma stratejisidir. Bu bir devlet politikasıdır ve bu devletin makbul vatandaşı ise Türk ve Sünni olan bir insandır. Diğer taraftan da AKP iktidarının “Dindar ve Kindar” nesil yetiştirme projesi var ki bu da Sünni İslam dindarlığıdır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin zorunlu derslerden çıkarılması yönündeki 2007 ve 2014 yılında aldığı kararlar görmezden geliniyor, iç düzenleme yapılması yönünde herhangi bir adım atılmıyor.
AKP, Alevi sorununu çözemez
Biz Alevilerin Türkiye’de sorunları vardır ve bu sorunlar Anayasa’dan, yasalardan ve devleti temsil eden yetkililerden kaynaklıdır. Cemevlerinin ibadethane statüsünde kabul edilmemesi, eğitim sisteminin başta zorunlu din dersleri olmak üzere neredeyse tüm müfredatının Sünni inanç ekseninde olması, başta Diyanet ve yurt dışında da TİKA olmak üzere devletin tüm kurumlarının Alevileri asimile edecek şekilde konumlanması ve bu yönde icraatlar sergilemeleri, kamuya ve son yıllarda özel sektöre dahi personel alırken Alevi inancına mensup insanların tercih edilmemesi yaşanılan en büyük sorunlardır. Öyle anlaşılıyor ki, Alevilerin demokratik taleplerinin sürekli ötelenmesi bir iktidar politikasıdır ve bu iktidar gitmediği sürece de ilerleme kaydedilmeyeceği artık herkesçe bilinmektedir.
Alevileri nasıl bir süreç bekliyor?
Bütün bu sorunlar gerçek anlamda laik ve demokratik bir Anayasa ile çözülebilecek sorunlardır. Devleti yönetenlerin, icra makamında bulunan insanların görevi Alevilik güzellemesi yapmak, kuru ve boş kardeşlik edebiyatı yapmak değil bu sorunları çözmektir. Alevilerin demokratik talepleri ortak bir mücadele ile ama öncelikle toplumun üzerine çökmüş AKP iktidarının yenilmesi ve yeni bir Anayasa’yla çözülecektir. Bunun için de Alevi örgütlerinin ve Alevi halkının kendileri gibi yok sayılan topluluklarla ortak mücadele hattında bulunmaları ile mümkün olacaktır.