‘Yak ulan yak’ diyen mağdurlar
‘Yak ulan yak’ diyen mağdurlar
İlahiyatçı Yazar Hidayet Şefkatli Tuksal’ın CNNTürk Tarafsız Bölge programında Sivas’ta Alevi yurttaşları yakanların da mağdur olduğunu söylemesi mağduriyette pes dedirtecek bir tanımlamadır. Sayın Hidayet Şefkatli, Böyle bir vahşeti yapabilecek ve göz yumacak bir toplum haline gelinmesini o toplumun mağdurluğu olarak gösteriyor.
Sünni muhafazakâr kesim 90 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’nde mağdur olduklarını söyleyip sürekli bu mağduriyet üzerinden söze başlıyorlar. Muhafazakâr kesimin tanınan isimleri ile çeşitli toplantılara katılıyoruz ve bu toplantılarda da sürekli bizim sözlerimiz “ama biz de mağduruz” diyerek kesiliyor.
Cumhuriyetin din politikaları karşısında Sünni muhafazakâr kesim de mağdur olmuştur. Onların da dergâhları, tekkeleri, medreseleri kapatılırken, Sünni yaşam biçimine de müdahale edilmiştir. Kendi inanç bütünlüğü içerisinde yaşayan Sünni kesimi kendi çizdiği Sünni anlayışa davet etmiş ve inançlarını devletin belirlediği çerçevede yaşamalarını istemiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığını kurarak Sünniliği kontrol altında tutmuş ve Cumhuriyet, zaten Osmanlı’da bir devlet dini olan Sünni Müslüman anlayışı biraz hizaya sokarak kendisine de resmi din olarak beslemeye başlamıştır. Tarikatlar yasaklanırken kılık kıyafet kanunuyla da türban – çarşaf, cübbe, sarık gibi kıyafetler yasak kapsamına alınmıştır. Bu gerçekleri biliyor, görüyor ve kabul ediyoruz.
Mağduriyet yarıştırma derdinde değiliz ancak Alevilerin her türlü mağduriyetlerinin üzerinin de başka mağduriyetlerle kapatılması da vicdansızlıktır. Konu Alevilik olunca “biz de mağdur olduk” diye lafa başlanmasının da samimiyetle alakası olmadığını görmemiz gerekiyor.
El insaf, tamam mağdur edildiniz, Başörtülü olmadığınız için okullara alınmadınız, milletvekili yapılmadınız, statükocu laik kesim tarafından hor görüldünüz ama Maraş’ta masum insanların kadın, çocuk ve yaşlıların sırf Alevi oldukları ve/veya Alevilere sahip çıktıkları onlarla yoldaşlık ettikleri için karnı deşilerek, fırınlara atılacak, kafaları kesilerek katledilmesi kadar da değil, Çorum’da kör baltayla boğazları kesilen Aleviler kadar da değil, Sivas Madımak Oteli’nde on binlerce insanın “yak ulan yak” sözleri altında yakılan 35 kişi kadar da değil.
Camilerinizi cebinizden mi yaptırıyorsunuz, cenazelerinizi kendi paranızla mı kaldırıyorsunuz. Ramazan’da oruçlu taklidi mi yapıyorsunuz, Muharrem’de oruçsuz taklidi mi? Okulda, askerde, iş yerinde, mezarlıkta vb. toplu yaşam alanlarında duyduğunuz hakaretlere, iftiralara katlanmak zorunda kalıyor musunuz? Ananızla, babanızla, kardeşlerinizle cinsel ilişki yaşıyorsunuz diye iğrenç iftiralara maruz kalıyor musunuz” gibi gibi…
Konu Alevilerin mağduriyetleri olunca ‘Biz de mağdur olduk’ deyip ortaya çıkmaktan vazgeçin. Siz belirli dönemlerde mağduriyet yaşadınız, AKP iktidarıyla sizin mağduriyetleriniz bitti ama sizin mağduriyetinizi bitiren iktidarınız sayesinde Alevilerin mağduriyeti katlanarak arttı. Siz böyle bir vahşet yapılabilecek ve buna göz yumacak bir toplum haline gelmenizi mağdurluk olarak sunacağınıza, “yak ulan yak” diyen güruhu mağdur göstereceğinize, orada yakılan ve mağdur edilen canların feryatlarına kulak verin. O gerçek mağdurların yakınlarının bir müze talebini bile o “yak ulan yak” diyen sizin mağdurlarınızın hassasiyetleri nedeniyle gerçekleştirmeyen iktidarınızı sorgulayın.
Cumhuriyet öncesi ve sonrası Alevilerin mağduriyeti yaşamsal mağduriyetler olmuştur. Aş, iş mağduriyeti olmuştur. Bu mağduriyet okuldan atılma, askerden atılma, milletvekili olamamam mağduriyeti kadar küçük mağduriyetler değildir. O mağduriyetler bizim için sıradan olağan uygulama olarak yapılıyor zaten. Bizimle mağduriyet yarıştırmayın, zalimliklerinizi de mağdurluk olarak sunmayın.
Evrensel Gazetesi / 01 Kasım 2013