Kenanoğlu, SADAT’a ilişkin iddiaları Meclis gündemine taşıdı
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, SADAT’a ilişkin iddiaları Meclis gündemine taşıdı. Kenanoğlu, üyelerinin büyük bir kesiminin TSK’dan ihraç edilmiş eski askerlerden oluşan SADAT’ın ordu, polis ve sivil silahlı birlikler halinde Türkiye’nin farklı şehirlerinde faaliyet gösterdiğini belirterek son düzenlemeler ile getirilen Emniyet’e bağlı bekçilerin de SADAT’ın şehir birlikleri ile ilişkili olduğu iddialarını Cumhurbaşkanlığı’na sordu.
Soru önergesi metni aşağıda yer almaktadır.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıda belirtilen soruların Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat OKTAY tarafından Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 96. ve 99. maddeleri uyarınca yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Kurucusu Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin olduğu SADAT’ın resmi internet sitesine girdiğinizde, şöyle bir tanım ile karşılaşılmaktadır. “SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. uluslararası savunma alanında danışmanlık ve askeri eğitim veren ilk ve tek Türk şirketidir. SADAT Savunma (E) Tuğgeneral Adnan TANRIVERDİ başkanlığında Türk Silahlı Kuvvetlerinin çeşitli birliklerinden emekli olan 23 Subay ve Astsubay tarafından kurulmuş ve Şirket Ana Sözleşmesi 28 Şubat 2012 tarihli ve 8015 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanarak faaliyetlerine başlamıştır. SADAT Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. Danışmanlık, Eğitim ve İkmal olmak üzere üç ana alanda hizmet sunmaktadır.” ifadeleri yer almaktadır.
Misyonlarını ise “SADAT Savunma’nın misyonu uluslararası alanda Silahlı Kuvvetlerin ve İç Güvenlik Güçlerinin organizasyonu, iç güvenlik ve savunma alanında stratejik danışmanlık, iç güvenlik ve askeri eğitim ile donatım alanlarında hizmet vererek, İslam Ülkeleri arasında savunma ve savunma sanayi işbirliği ortamı oluşturmayı ve İslam Dünyasının kendine yeterli bir askeri güç olarak da Dünya Süper Güçleri arasındaki hak ettiği yerini almasına yardımcı olmaktır”” şeklinde açıklamaktadırlar.
SADAT Arapça kökenli bir kelime olup, kelime anlamı Türkçede “Reis, Seyit” anlamına gelmektedir. SADAT’ın kurucularının asker kökenli ve bu askerlerin hemen hepsinin NATO’nun Türkiye’de kurduğu Özel Harp Dairesi elemanları olduğu iddia edilmektedir.
Kurucu üyeleri ve çalışanlarının büyük bir kesiminin TSK’dan ihraç edilmiş eski askerlerden oluşan SADAT’ın ordu, polis ve sivil silahlı birlikler halinde de Türkiye’nin farklı şehirlerinde faaliyet gösterdiği kamuoyuna yansıyan haberlerden bilinmektedir. Son düzenlemeler ile getirilen Bekçilerin de SADAT’ın şehir birlikleri ile ilişkili olduğu iddia edilmektedir.
Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi’nin, kendisine ait internet sitesinde 22 sayfalık “Yeni Anayasamız hayırlı Olsun” başlıklı bölümde hazırladığı anayasa taslağının, 30 Aralık 2011 tarihinde Onursal Başkanı olduğu ASDER vasıtasıyla TBMM’ne yollandığını belirtilmektedir. Söz konusu taslakta; başkanlık sisteminin getirilmesi, anayasada değişmez maddelerin bulunmaması, laiklik ilkesinin kaldırılması, idam cezasının getirilmesi, ordunun dindar olması gibi öneriler yer almaktadır.
Bu oluşumların neyi temsil ettikleri hususunda paralı askerlerin faaliyetlerini izlemek üzere görevlendirilen Birleşmiş Milletler Raportörü’nün söyledikleri önemlidir: “Paralı askerlerin faaliyetleri, son kırk yıldır halkların kendi kaderlerini belirleme haklarını kullanmalarını engellemek ve insan haklarını ihlal etmek için devreye sokulan bir şiddet biçimidir.” Raportör, özel askeri şirketleri “anonim şirket haline gelmiş paralı askerler” olarak değerlendirmektedir.
Bu anonim şirketler ya uluslararası müdahale adı altında yapılan operasyonların önemli bir parçası olmakta ya da ABD, Rusya’nın ve diğer güçlü devletlerin ekonomik çıkarlarının bulunduğu bölgelerde kullandıkları güçler olmaktadır. Güçlü devletlere, bu şirketler birçok olanak sunar: Askeri müdahalenin getireceği maliyet ve risklerden kurtulurlar. Irak’ta olduğu gibi kendi kamuoyunun tepkisini engellemiş olurlar. İnsan hakları ihlalleri için “hesap vermek” durumunda olmazlar.
2016’da, Diyarbakır’ın Lice ilçesinde PKK’ye yönelik düzenlenen operasyon sırasında 34 köylü vatandaşın, kollarında Arapça yazısı olan sakallı bir ekibin benzin getirtip köylüleri yakmaya çalıştığı, oradaki bir askeri subayın engellemesi olayında adı geçen ekibin “Sadat” yapılanması olduğu kamuoyuna yansımış, bu iddialar Meclis’te önergelere yansımış ama araştırılmamış ve önergeler cevap verilmemiştir.
Ocak-2018 tarihinde İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Örneğin Tokat ve Konya’da silahlı eğitim kampları bulunduğunu duyuyoruz, bu iddialar söyleniyor. Araştırılırsın ve bize bilgi verilsin. Bunların seçim döneminde rol alacakları, istenmeyen bir sonuç çıkması halinde karışıklık yaratacakları yolunda yoğun söylentiler var. Bunlardan birisi de SADAT diye bir yapıdır…” şeklindeki açıklamasından hemen sonra ABC Gazetesi ve TELE1 kanalı ortaklığı ile bir haber yayınlanmış ve sözü edilen kampların 7 ilde İslamcılar (bir bölümünün imam hatip lisesi mezunu ya da mensubu olduğu belirtiliyor), Osmanlı Ocakları üyeleri ve AKP ile iş birliği halindeki bazı ülkücüler bu kamplarda birlikte talim yaptığı söylenmektedir.
11 Ocak 2021’de SADAT, resmî sitesinden “suikast tekniği” ve “gayri nizami harp” hizmetleri verdiğini duyurmuştur.
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker yayımladığı 8. Videoda; “Bizim diğer arkadaşlar da ‘Bu gidenler el Nusra’ya gidiyor’ diyor. Evet, benim üzerimden gidiyor. Samimi yapıyorum. Ama ben yollamadım, SADAT’çılar yolladı.” demektedir.
10 Ekim 2021 tarihinde SADAT Başkanı Adnan Tanrıverdi’nin ODA TV’ye verdiği röportajda, “Harp okulları mülakatını 3 yıl SADAT yaptı” demiştir.
SADAT, çok açık ki bir tür kontrgerilla yapılanmasıdır. Hizmet verilen ülkelerin silahlı kuvvetlerinin ihtiyaç duyacağı her türlü harp silah, araç gereç, yedek parça, patlayıcı madde ve malzemenin tedarikinde aracılık yapan SADAT, şirket adı altında El Kaide türevi El Nusra, Ahrar ül Şam, IŞİD gibi gruplara lojistik destek veren, onları harekete geçiren ve siyasi iktidara bağlılığı olduğu anlaşılan bir yapılanmadır.
Bu bağlamda;
1- SADAT, herhangi bir kurum tarafından denetlenmekte midir?
2- SADAT’ın maddi desteğinin Örtülü Ödenek üzerinden yapıldığı iddiaları doğru mudur?
3- SADAT, TSK’ya alternatif bir yapılanma mıdır? TSK’nın ülke ve askeri sahalardaki boşluğunu doldurmak üzere kurulduğu iddia edilen SADAT hangi boşluğu, nasıl dolduracaktır? Bu konudaki faaliyetleri neler olmuştur?
4- SADAT, ÖSO militanlarına sokak savaşı dersi vermekte midir?
5- SADAT’ın, Suriyeli muhaliflere silah temin ettiği iddiaları neden araştırılmamaktadır?
6- SADAT’ın, sadece 60 İslam ülkesine hizmet sunmak için kurulduğu ifadesi ne anlama gelmektedir?
7- SADAT’ın, 24 ülkede radikal İslami terör örgütlerine eğitim verdiği söylenmektedir? Bu ülkeler hangileridir?
8- SADAT’ın, kamuoyuna yansıyan sayısız işkence olayına karıştığı, HDP yöneticileri ve üyelerini hedef aldığı iddiaları neden araştırılmamaktadır?
9- SADAT’ın, 7 ilde kurulan kamplarda yasadışı silahlı terör eğitimi verdiği iddiaları neden araştırılmamaktadır?
10- SADAT’ın, 2016 yılında Lice’de 34 köylü vatandaşı yakma girişimi neden araştırılmamaktadır?
11- SADAT, askeri eğitim ve danışmanlık konularında herhangi resmi devlet kurumundan izin almış mıdır?
12- SADAT’ın, üç yıl boyunca Harp Okulu mülakatlarını yaptığı iddiaları doğru mudur?
13- SADAT hakkında kamuoyuna yansıyan ciddi iddialarla ilgili bugüne kadar neden bir soruşturma açılmamıştır?