Konuşmalar

Sansür yasasına dair konuşan Kenanoğlu: Dezenformasyonu, Kobani Kumpas Davası’nda görüyoruz!

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, sansür yasasına dair Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda konuştu. Kobani Kumpas Davası’na ilişkin havuz medyasının yürüttüğü dezenformasyon sürecine dikkat çeken Kenanoğlu, siyasi iktidara yönelik olarak “Bütünüyle derdiniz hakikatleri karartmaktır ancak hakikatler kararmaz” dedi.

Konuşma tutanak metni ve videosu aşağıda yer almaktadır. 


Dönem: 27 Yasama Yılı: 6 Tarih: 6.10.2022 Birleşim: 4 Ham Tutanak Sayfası: 180

Konuşmacı: ALİ KENANOĞLU Seçim Çevresi: İSTANBUL

ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, sayın vekiller; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bu madde internet sitelerinin yayınladıkları içeriklerinin doğruluğu, bütünlüğü ve erişebilirliğinin sağlanmış şekliyle iki yıl süreyle muhafaza edilmesine yönelik yani 6’ncı madde bununla ilgili. Yani internet siteleri ellerindeki verileri iki yıl boyunca saklayacaklar, daha sonra mahkemeler bunları isterlerse verecekler ve mahkeme süreci ne zaman sona erecekse o zamana kadar da ellerinde tutacaklar. Esasında maddenin içeriği bununla ilgili. Tabii, burada iki yıl, süre olarak uzun bir süre, bir maliyeti var işin. Diğer taraftan da mahkeme süresi ne kadar sürer, o da belli değil. Bu anlamıyla maddenin kendisi problemli. Esasında tabii, maddeye takılmadan ifade edersek kanunun kendisi problemli yani sadece madde değil çünkü dezenformasyondan bahsediliyor. Dezenformasyona baktığımız zaman işte ya “bilgi çarpıtma” deniliyor, yanlış bilgiyi yayma üzerinden ele alınıyor. Bu konuda tabii, bugünler de bugün de 6-8 Ekim Kobani protestolarının yıl dönümünde aklıma şöyle bir şey geldi: Rus kökenli Fransız bir yazar olan Vladimir Volkoff şöyle ifade ediyor bu dezenformasyonu, zaten Fransızca bir kelime bu dezenformasyon: “Kamuoyunu etkilemek ya da bir gerçeği gizlemek için kasti ve ekseriyetle de örtülü biçimde yayılan yanlış haber.” Ve “Bunun 4 tane belirtisi var.” diyor: Birincisi, herkes aynı şeyi söyler yani bu yalanla ilgili, bunun kalıcı olarak akıllarda kalmasını sağlamak için herkes aynı şeyi söyler, aynı yalanı tekrar eder; ikincisi, sorunun bir yönüyle ilgili bombardıman yaparken, diğer yönleriyle ilgili hiçbir bilgi vermezler, o kısmıyla hiç ilgilenmezler; üçüncüsü, bir tarafın yaptığı her şeyi iyi, diğer tarafın yaptığı her şeyi kötü olarak gösterirler; dördüncüsü, bir görüşün kabul edilmesi kolektif saplantı hâline gelir. Şimdi, Kobani davasını takip edenlerdeniz yani biz milletvekilleri arkadaşlarımızla, grup olarak takip ediyoruz zaman zaman. Orada nasıl bir dezenformasyon ve bu dezenformasyon üzerinden HDP’li siyasetçilerin, özelde Kürt siyasetçilerin nasıl hedef alındıklarını görüyoruz. İlginç bir şey var tabii, yani orada Kürt siyasetinden gelen arkadaşlar da ayrı bir muameleye tabi tutuluyor yani öyle bir şeye de bir Türk siyasetçi olarak tanık olduğumu da ifade etmek istiyorum. Orada şimdi, bu olayı sürekli yayma konusu bahsediliyor ya, sürekli aynı şeyi tekrar etme, yani bunun dezenformasyon olduğunu söylüyoruz. Şimdi, bakıyoruz, o zaman bu dezenformasyonları kim yapıyor? Şimdi, aynı başlığı atan gazeteler… Şimdi, bu başlıkların hepsi aynı gazeteye ait. Şimdi, şurada bakıyorsunuz… Bir güne ait değil bu -bu bir gün örneğin- başka bir gün aynı gazeteler aynı yalanı hepsi birlikte sıralamışlar, aynı başlık; değişen bir şey yok. Köşe yazarlarının aynı başlıkla yazdıkları yazılar bunlar, yalan haber, tamam mı? Bu, başlığı da aynı yani köşe yazılarının, bu yazarların başlıkları da aynı başlık üzerine ve konu da aynı konu üzerine. Burada 3 tane daha var böyle yani ve bunu girdiğiniz zaman çok daha fazlasıyla var. Yani yalanı üretip bu yalan üzerinden aynı başlığı atan havuz medyasıdır ve bu yalanların muhatabı, mağduru da şu anda bir bütün olarak muhalefettir, özellikle de partimiz bunun muhatabı ve bunun en belirgin özelliği de Kobani protestolarıdır. Öğleyin de tartışıldı burada, “Partinizle alakalı bir şey söylenmedi, biz Kandil’e laf söylüyoruz.” filan denildi ama şu anda bizim arkadaşlarımız yargılanıyor ve yarın da dava devam edecek, bugün de dava ediyordu, haftada 4 gün de dava devam ediyor. Ve bizim arkadaşlarımız yargılanıyor ve bir bütün olarak “gizli tanık” dedikleri uydurma hikâyelerden, uydurma yalanlardan ibaret bir yargılama sürüyor ve bu yargılamanın tümü de… Ama siz havuz medyasına baktığınız zaman, o yalanları tümüyle gerçek gibi sunan ve hepsinin aynı şeyi tekrar ettiği bir süreci izliyoruz. Dolayısıyla, eğer bir dezenformasyondan bahsediyorsak bu dezenformasyonu yapan tümüyle iktidar ve iktidar yandaşlarıdır. Yaptıkları da bütünüyle gerçek bilgiyi ve hakikati karartma üzerinedir. Zaten Türkiye’de bir yasa var yani bu konuyla ilgili olarak şu anda 5651 sayılı Yasa zaten internet ortamında yapılan yayınların düzenlemesini yapıyor ve bir bütün olarak bir sansür kurulu olarak da çalışıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ KENANOĞLU (Devamla) – Başkanım…

BAŞKAN – Tamamlayın sözlerinizi.

ALİ KENANOĞLU (Devamla) – Şimdi, bu 5651 sayılı Yasa’ya muhatap olanlar kimler? Muhalefet, bütünüyle muhalefet. Yani burada iktidara yönelik herhangi bir söz söylediğinizde, bir laf söylendiğinde bütün internet sitelerine, bunula ilgili bütün sosyal medya hesaplarına ve kişilere karşı yaptırım uygulanıyor, cezai yaptırımlar uygulanıyor. Ancak muhalefete karşı, özellikle de HDP’ye ve HDP milletvekillerine karşı sosyal medyada, internet ortamında yapılan hakaretler, yalanlar, iftiralar, tehditler; bütün bunlara karşı herhangi bir şey yapılmıyor. Bizim kadın milletvekili arkadaşlarımıza ağza alınmayacak hakaretlere, bizlere, eşlerimize, çocuklarımıza, ailemize yönelik hakaretlere yönelik, sözlere ilişkin mahkemeye başvuruyoruz, mahkemeler dahi bunları bir yorum olarak nitelendirip ceza vermiyor ama biz bir laf edersek hemen bizim milletvekilliğimizi düşüren, dokunulmazlığımızı kaldıran sonuca evriliyor. Bütünüyle derdiniz hakikatleri karartmaktır ancak hakikatler kararmaz. (HDP sıralarından alkışlar)

akenanoglu

alikenanoglu.net
Başa dön tuşu