Kim kimin oyunu bölüyor?
Kim kimin oyunu bölüyor?
Mustafa Sarıgül seçimi kazanacaksa Sırrı Süreyya Önder sayesinde kazanacak. Yanlış okumadınız aynen durum budur. Sırrı Süreyya Önder oyumuzu bölüyor diyen CHP’liler bu yazıyı iyi okusunlar da yatıp kalkıp Sırrı Süreyya Önder’e dua etsinler.
Seçim çalışmasının hızlandığı şu günlerde tartışmalar da yoğunlaştı. Oy bölme muhabbeti de her seçimin vazgeçilmez siyasi tartışmalarındandır. Anketler açıklandıkça Sarıgül taraftarları CHP’nin açıklanan oyunun üzerine MHP’yi ve HDP’nin oyunu da ekliyor, ‘Gördünüz mü, oyları bölmeseniz Sarıgül kazanacak’ diyerek etrafında bulunan MHP ve HDP’lilere yükleniyor. Akla, siyasete, mantığa ters gelecek bir şekilde MHP ile HDP’nin seçmenini aynı sepete koyabiliyorlar.
CHP ve özellikle de Mustafa Sarıgül, bu seçimlerde sosyalistlerin ve Kürtlerin oyuna değil milliyetçi muhafazakarların ve Gülen Cemaatinin oyuna talip olmaktadır. Bunu görmek için müneccim falan olmaya gerek yok. Adayların açıklamalarına, seçim çalışmalarına, söylenen sözlere baktığınız zaman bunu görebilirsiniz.
Sarıgül seçim sürecinde; “Devlet Bahçeli’nin çocuğu yok ama ay yıldızlı bayrağımız tehlikeye düştüğünde, o cepheye gidecek Devlet Bahçeli’nin milyonlarca çocuğu var.” , “30 Mart seçimlerinde Mustafa Sarıgül’ü seçmeyeceksiniz; ulusal birliğimizi seçeceksiniz.”, “Gülen Cemaatine haksızlık ve büyük zulüm yapılmaktadır”, “Ben Allah’ımdan, kitabımdan ve Atatürk’ümden hiçbir zaman ayrılmayacağım” demektedir.
Bunları özellikle de seçim sürecinde söyleyen Sarıgül’e sosyalistlerin, Kürtlerin oy vermesini beklemek, o insanları ahmak yerine koymak olacaktır. Meseleye sadece AKP karşıtlığı üzerinden bakıp Sarıgül’e oy verecek sosyalistlerin var olduğu söyleyense de bana pek inandırıcı gelmiyor. Çünkü sosyalistler siyasi tercihlerini karşıtlık üzerinden belirlemezler.
Sırrı Süreyya Önder’e oy verecek olan sosyalistler, Sırrı Süreyya Önder aday olmasa da yine başka bir sosyalist adaya oy verecek veya sandığa gitmeyeceklerdir. Geçmiş seçimler bunun pratikleriyle doludur. Bunu da herkes bilir. Kürtlerde ise durum değişiktir. Sosyalist ve Alevi olmayan, ayrıca Kürtlerin çoğunluğunu da oluşturan Kürt tabanı farklı davranmaktadır. Onlar rahatlıkla başka partilere özellikle de AKP’ye oy verebilmektedirler. Özellikle İstanbul’da Kürtlerin oyu büyük çoğunlukla AKP’dedir.
Başta söylediğimin gerekçesi de tam da budur. Yani gerek Sırrı Süreyya Önder’in nezdinde oluşan sempati, gerekse Rojova’da, Roboskî’de ve barış sürecinde AKP’nin takındığı düşmanca tavır İstanbul’da yaşayan ve AKP’ye giden Kürt oylarının önemli bir miktarının HDP’ye gitmesine vesile olacaktır.
Mustafa Sarıgül’ün seçimi kazanması CHP-MHP ve Cemaatin oylarının toplamından çok AKP’nin ne kadar oyunun düşeceği ile ilgilidir. Cemaatin düşüreceği az sayıdaki oy oranı da seçimi almaya yetmeyecektir. Bu nedenle HDP’nin AKP’den alacağı oylar Sarıgül’e çare olacaktır. AKP de bunu bildiği için HDP’ye saldırmakta, yapılan fiziki saldırılara göz yummakta, HDP bürolarının talan edilmesine seyirci kalmaktadır.
AKP eğer HDP’nin CHP’nin oyunu böldüğünü düşünse bu saldırılara engel olacağı gibi tıpkı 12 Eylül referandumunda ‘Yetmez ama EVET’ afişlerini bizzat kendi elemanlarına astırttığı gibi HDP’nin afişlerini de bizzat kendisi astırırdı. Billboardlarda HDP adaylarına yer ayırırdı, kendi kontrolünde olan TV ve gazetelerde sık sık HDP adaylarına yer verirdi.
AKP’nin oylarını en çok düşürecek parti BDP ve HDP’dir ve AKP bunun çok iyi farkında.
Evrensel Gazetesi / 21 Mart 2014