Kenanoğlu: Alevilerin talebi sadaka değil, statü ve eşit yurttaşlık talebidir – VİDEO
PİRHA: HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu Alevi Masası tarafından kamuoyuna duyurulan “Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı” kampanyasına dair bilgiler paylaştı. Alevilerin en uzun süreli hak gaspına uğrayan topluluk olduğunu belirten Kenanoğlu, “Alevilerin talebi sadaka değil. Alevilerin talebi statü ve eşit yurttaşlık talebidir” dedi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, partisinin Halklar ve İnançlar Komisyonu Alevi Masasınca düzenlenen ve 5 Mayıs günü Dersim’de kamuoyu ile paylaşılan “Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı” kampanyasına dair açıklamalarda bulundu. Kampanya kapsamında hazırlanan ve bölge gezilerinde yurttaşlara dağıtılan kitapçığa ilişkin bilgiler veren Kenanoğlu, “Bu talepler HDP’nin oturup da kendisinin yazmış olduğu talepler değil. Bir bütün olarak bu talepler Alevilerin demokratik olarak zaten yıllardır mücadelesini verdikleri bir mücadele hattının sonucunda oluşmuş taleplerdir. Umarım bu çalışma yerini bulur ve Aleviler kısa sürede özellikle önümüzdeki seçimler sürecinden sonra yapılacak yeni bir anayasada yerlerini alırlar” diye konuştu.
“Alevilerin en uzun süreli hak gaspına uğramış topluluklardır”
Türkiye’de Alevilerin önemli bir nüfusa sahip topluluk olduğunu belirten Kenanoğlu, “Aleviler esasında yaşadığı bütün coğrafyalarda en uzun süreli hak gaspına, hak mahrumiyetine uğramış olan topluluklardır. İnkara, imhaya, asimilasyona ve katliamlara uğramışlar. Merkezi otoriteye karşı tavır almaları, yerel yönetim anlayışlarını benimsemeleri, inançsal savundukları değer yargılarının egemen inanç tarafından reddedilmesi, onlara çok aykırı gelmesinden kaynaklı olarak birçok kez sapkın ilan edilmeleri gibi birçok sebep de sayabiliriz” ifadelerini kullandı.
“Alevilerin talebi sadaka değil, eşit yurttaşlıktır”
HDP’nin başlatmış olduğu kampanya ile ilgili olarak “Alevilerin temel haklarıyla, inançsal özgürlükleriyle, inançsal haklarıyla ilgili olarak ortaya koydukları bir yazılı metin yok. Yani bir bildiri dahi yok. O nedenle HDP’nin yapmış olduğu bu çalışma esasında 100 yıllık cumhuriyet tarihini ele aldığımızda bir siyasi partinin yapmış olduğu ilk çalışmadır” yorumunda bulunan Kenanoğlu, şöyle konuştu:
“Alevilerin talebi sadaka değil. Alevilerin talebi statü ve eşit yurttaşlık talebidir. İktidar da İçişleri Bakanlığı aracılığıyla bir komisyon oluşturdu. Bunlar da Türkiye’deki neredeyse bütün cemevlerini ve köyleri dolaşıyorlar. İhtiyacınız nedir? Ne istiyorsunuz? Eksiğiniz nedir? diye soruyorlar. “Bizim sorunumuz eşit yurttaşlık. Cemevinin ibadethane olmasını istiyoruz” dedikleri zaman da “Bu bizi aşan şeyler. Biz bunu karşılayamayız. Bu merkezi iktidarın sorunudur. İşte tuğla, çimento, beton, boya, badana ne ihtiyacınız varsa onları verelim, diyorlar. Mesele yine dönüp dolanıyor ve sadaka siyasetine dolaşıyor. Kendine bağlama taktiği olarak da bunu kullanıyorlar. Alevilerin sorunu sadaka değil, statüdür. Eşit yurttaşlık hakkıdır. O nedenle Alevilere eşit yurttaşlık hakkının tanınması ile ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bu kapsamda bu kitapçığı oluşturduk.”
“Alevilere yönelik yasakçı anlayış ortadan kaldırılmalıdır”
Kenanoğlu, kampanya kapsamında oluşturulan kitapçığın içeriğine dair ise şunları kaydetti:
“Alevilere yönelik yasakçı anlayışın ortadan kaldırılması için bütün yasaların taranması gerekiyor. Yani enerji piyasası kanunundan, köy kanununa, orman kanunundan, imar kanununa kadar bütün kanunların ve yönetmeliklerin tek tek taranması gerekiyor. Buralarda Alevilerin içerisinde yer almadığı yasaların Alevilerin de, cemevlerinin de içerisinde yer alacağı şekilde düzeltilmesi gerekiyor. Cemevlerinin Alevilerin ibadethane olduğunu kabul edilmesi gerekiyor.
“Laik, demokratik, özgürlükçü ve anadilde eğitim olmalıdır”
Diğer taraftan eğitim sistemi, laik, demokratik, anadilde ve özgürlükçü olmalıdır. Özellikle son dönemlerde tamamen İslami ağırlıklı eğitimler verilmeye başladı. Derslerin bilimsel eğitime yönelik bilimsel metotlarla olması gerekiyor. Din derslerinin kesinlikle okullarda olmaması gerekir. Arap, Kürt, Roman gibi Alevi etnik grupların kendilerinin anadilde ibadet hakkı ve ibadet ve eğitim hakkı korunmalıdır. Bunlar yasal güvenceye kavuşturulmalıdır. Alevi inanç merkezleri Alevilere iade edilmelidir. Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı talebi çerçevesinde Alevilerin kutsal günleri var. Bunlar resmi ve idari tatil olmalı.
“Alevilerin yaşam alanları korunmalıdır”
Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanı diye bir kurumun olmaması gerekiyor. Alevilerin yaşam alanları korunmalıdır. Alevilerin kutsalı ya ibadethaneleri sadece cemevleri ya da tekkeler, dergahlar değildir. Bunun dışında Alevilerin kutsal bağları, ağaçları, suları da vardır. Alevi inancı böyle bir inançtır. Dolayısıyla bütün bunların korunması, kollanması gerekiyor. Bu tür yerler inanç merkezi olarak görülmediği için buralara yönelik mermer ocakları, HES’ler, çeşitli maden faaliyetleri, izinleri verilmeye başlandı. Bütünüyle bunların ortadan kaldırılması, Aleviler için kutsal kabul edilen dağların, ziyaret yerlerinin, çeşmelerin, suların, akarsuların, ağaçların, mekanların koruma altına alınması gerekiyor. Kamuda hem hizmet anlamında hem de personel anlamında Alevilere yönelik ciddi bir ayrımcılık söz konusu. Özellikle son dönemlerde getirilen mülakat sistemiyle birlikte Alevi çocukları tümüyle bu sistemin dışına itilmiş durumdalar. Tümüyle bunun ortadan kaldırılması için hem bu konuda cezai yaptırımların arttırılması hem de liyakat sistemi bir sınavla kamu personeli olması gerekiyor.
“Alevi katliamları ile yüzleşilmelidir”
Alevilere uygulanan katliamlarla da yüzleşme yapılmalıdır. Katliamlarla ilgili yeniden bir hukuki süreç başlatılmalıdır. Arkasındaki siyasi irade ortaya çıkartılmalıdır. Kadınlara ve farklı cinsiyet kimliklerine yönelik ayrımcı politikalara son verilmeli. Aleviler bu konuda çok daha inançsal olarak “can” kavramını kullanan ve hiçbir şekilde cinsiyet ayrımcılığı yapmayan bir topluluktur. Ancak Alevilere de bunu hatırlatmak gerekiyor. Çünkü cemevleri içerisinde de gerek yönetim kadrolarında olsun, gerek hizmet kadrolarında olsun özellikle kadınların ikinci plana atıldığını daha çok hizmetkar anlamında onlara bakıldığını bilmemiz gerekiyor.”
“Talepler, HDP’nin kendi talepleri değildir”
HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu sıraladığı talepler için “Bu talepler HDP’nin oturup da kendisinin yazmış olduğu talepler değil” diyerek, “Bir bütün olarak bu talepler Alevilerin demokratik olarak zaten yıllardır mücadelesini verdikleri bir mücadele hattının sonucunda oluşmuş taleplerdir” ifadelerini kullandı.
Diğer siyasi partilere bu konuda yol gösterdiklerini de kaydeden Kenanoğlu, “Bu bizim Türkiye siyasi hareketine bir katkımızdır. Tüm siyasi partiler örnek alarak bu çalışmayı geliştirebilirler. Katkı sunar, daha da geliştirebilirler. Umarım bu çalışma yerini bulur ve Aleviler kısa sürede özellikle önümüzdeki seçimler sürecinden sonra yapılacak yeni bir anayasada yerlerini alırlar” dedi.
Kitapçık PDF
Kaynak: PİRHA