Alevilikte Görgü cemi (Hubyar Ocağı erkanı örneği)
HUBYAR ERKANINDA GÖRGÜ CEMİ[1]
(Birlik Cemi)
Görgü Cemi genelde yılda bir kez yapılır. Amacı, toplumdaki dirlik, düzen ve birliğin sağlanmasıdır. Bu amaçla dede, canları Alevi yolu ve ikrarı üzerine sorgular. Alevi inancına uymayan davranışlarda bulunan varsa ve bu konu biliniyor veya gündeme getiriliyorsa çözüme kavuşturulur. Konunun bilinip bilinmemesi veya şikâyete konu olup olmaması da önemli değildir. Çünkü dede görgü sırasında, görülen kişiye “Seni senden soruyorum” der. Gerçek bir alevi bunun anlamını bilir. Yeri gelir kimsenin bilmediği eksiklerini veya hatalarını kendi söyler ve af diler. Cezasını çekmek ister. Gerektiğinde cezalar verilir. Alacaklılar ve borçluların anlaşmazlığa düştükleri konular halledilir. Dargınlar barıştırılır.
Kısaca görgü ceminde kişinin “Eline, diline ve beline sahip olup olmadığının sorgusu yapılır”
Cemde bulunan tüm canların katılımı ile ortak bir kurban ke-silmesi ve ayrıca ceme, evlerden lokma getirilmesi Görgü Cemi’nin gereğidir.
Görgü Cemi nasıl yürütülür?
Dedenin, herkesten önce cemevinde hazır bulunması genel ku-raldır. Cemevine varınca postuna niyaz eder ve yerine oturur. Eğer cemde dededen önce gelen başka bir dede var ise; cemi yö-netecek dede önce gelen dedenin duasına durur ve postuna öyle geçer. Burada şu dua okunur:
Dar duası 1
Allah Allah…
Darın divanın kabul ola,
İsteğini dileğini Allah, Muhammed, Ali vere
Gelmeniz hayırlı ola
Devahlar kabul ola
Secdeye inen başlar, dişler
Ağrı, acı görmeye.
Gerçeğe Hu.
Veya;
Allah Allah…
Durduğun dardan
Yürüdüğün yoldan
Çağırdığın erden, pirden şefaat ola
Gerçeğe Hu.
Dede yerine oturduktan sonra da; ceme katılacak canların geliş-leri devam eder. Cemevine gelen canlar lokma getirmiş iseler (çörek, kuru yemiş, meyve gibi.) lokmaları ile beraber duaya dururlar. Dede lokma dualarını verir.
Lokma duası
Allah Allah..
Sofra kucağından
Bereketi bucağından kesilmeye.
Elin bereketli ola,
Başın devletli ola,
Lokma sahibinin lokması kabul ola.
Gerçeğe Hu.
Veya;
Allah Allah…
Lokmalar kabul ola.
Muratlar yerini ala
Hak, Muhammed, Ali kabul eyleye…
İmam Hasan, Şah Hüseyin,
Hünkâr Hacı Bektaş Veli defterine kayıt ola.
Nur’u Nebi, Kerem-i Ali,
Pirimiz Hacı Bektaşi Veli
Gerçek erenler demine Hu,
Mümine Ya Ali
Duadan sonra; lokmalar, hazırlanması için hizmet sahibine verilir.
Bu arada, lokma getirsin getirmesin ceme gelen her can veya aile yerlerine oturmadan önce dedenin duasına durur.
Aile, sağdan itibaren büyüklük sırasına göre yan yana dizilir. Tüm canlar elleri önünde bağlanmış, sağ ayağı sol ayak baş-parmağı üstünde ve vücut öne doğru eğik şekilde durur. Dede şu duayı okur:
Dar duası 2
Allah Allah…
Gelmeniz kutlu,
Ağzınız tatlı ola.
İsteğinizi dileğinizi Muhammed, Ali vere;
Ali katarından, Hüseyin yolundan ayırmaya
Üstadımız Ali;
Pirimiz Hünkâr Hacı Bektaşi Veli yardımcınız ola
Hubyar Sultan şefaatinden ayırmaya
Gerçeğe Hu.
Veya;
Allah Allah…
Durduğunuz dardan
Yürüdüğünüz yoldan
Çağırdığınız erden, pirden şefaat ola
Gerçeğe Hu
Veya;
Geldiğiniz yoldan
Durduğunuz dardan,
Çağırdığınız pirden şefaat göresiniz.
Cenabı Hak,
Hünkâr Hacı Bektaşi Veli Sultan
İkrarınızda bel karar eyleye
Allah’a kul; Muhammed’e ümmet,
Ali’ye talip eyleye
Bu yoldan, bu dardan, bu pirden ayırmaya
Ceddi cemalini yaramaza, uğursuza,
Pirsize duş getirmeye.
Hayının şerrinden,
Görünmez kazadan beladan koruya
Hayırlı evlat, hayırlı devlet,
Hayırlı rahmet, hayırlı nasip eyleye.
Darınız niyazınız kabul ola
Gerçeğe Hu
Duasını alan canlar, cem meydanına secde edip dedenin elini öperek, arkalarını dedeye dönmeden geri geri çekilir ve cemde oturacakları yerlere geçerler ve dar şeklinde otururlar. Dede;
“Hu yeni gelen canlar. Destur rahat oturun”
deyince rahata geçerler.
Ceme katılacak tüm canlar yerlerini aldıktan sonra cem başlar. En önce, cemin düzenini ve işleyişini sağlayan gözcü; elinde a-sası ile gelir ve dede duasını verir;
Gözcü (gözlekçi) duası
Allah Allah…
Darın divanın kabul ola,
İsteğini dileğini Muhammed, Ali vere,
Gözcü Karaca Ahmet’ten cümlemize şefaat ola
Gerçeğe Hu.
Gözlekçi duasından sonra dede, isterse yol hakkında veya gün-lük olaylar hakkında bilgilendirici ve aydınlatıcı konuşmalar yapar. Nasihat eder. Konuşma bitiminde gözlekçi; cemi başlat-mak için dedenin de iznini alarak, canların dara geçmesini sağlamak için: “Marifete Hu” der.
Bunun üzerine ön sıradakiler dizleri üzerine dara geçerler; arka sıradakiler ise ayağa kalkar. Hubyar ceminde çoğunlukla ön sı-rada erkekler, arka sırada ise kadınlar bulunur.
Tüm canlar dara geçince süpürgeci, süpürgesini koltuğunun altına almış vaziyette meydana gelir ve dedenin elini öper. Cem meydanını süpürerek ileri geri gider. Sırtını hiçbir şekilde dede-ye dönmez. Süpürme işi bitince dedenin duasına durur.
Süpürgeci duası
Allah Allah…
Biz üç bacı idik,
Güruh-u Naci idik,
Kırklar Cemi’nde birimiz süpürgeci idik.
Haki pervane
Mürşidi divane
Kul hizmet ile bağışlana
Seyyid-i Faraş’tan şefaat ola.
Gerçeğe Hu.
Veya;
Hizmetin kabul ola
Muradın hasıl ola
Seyyid-i Faraş efendimizin
Hizmeti üzerinize ola
Gerçek erenler demine Hu.
Süpürgeciden sonra meydana, elinde bir seccade (cicim) ile sec-cadeci gelir ve dedenin duasına durur.
Seccade duası
Allah Allah…
Seccaden temiz ola,
Özün pak ola,
Hz. Fatma’dan şefaat ola
Gerçeğe Hu.
Seccadeci, duadan sonra seccadeye niyaz eder; yere serer, dört köşesine niyaz eder ve çekilir.
Bundan sonra dede, ceme katılan tüm canların birliği için;
Arif âşık, gerçeğe nişan. der.
Ceme katılan her can yanındaki ile niyazlaşır; böylece tüm cem erenleri bir vücut olur.
Dede bir duazimam ile cemi başlatır. Bunun bir diğer adı da “Cem Birleme Duası”dır.
Cem birleme (akşam) duazimamı
Allah Allah…
La feta illa Ali illa Seyfe illa Zülfikar;
İlla Düldül, illa Kamber illa Şah. (3 defa)
Muhammed, Ali’yi candan sevenler
Yorulup yollarda kalmaz inşallah
İmam Hasan’ın yüzün görenler
Hüseyin’den mahrum olmaz inşallah
İmam Zeynel’den bir dolu içen
İmam Bakır’dan kaynayıp coşan
Sıdk ile İmam Cafer’e ulaşan
Bundan özge yola sapmaz inşallah.
İmamı Musa’dan gelen erenler
Can baş feda edip cemler görenler
İmam Rıza’ya zehir verenler
Divanda şefaat bulmaz inşallah.
Bir gün olur okuturlar defteri
Şah oğlunun elindedir teberi
Uyanırsa Taki, Naki, Askeri
Açılan gülümüz solmaz inşallah
Hatai der bu iş bir gün biter a
Özünü kata gör ulu katara
Mehdi şevki bu cihanı tutar a
Şah oğluna sitem olmaz inşallah.
Veya;
Bülbül oldum gül dalında şakırım
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali,
Şahı Merdan kitabını okurum
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali.
Muhammed Ali’dir dersimi veren,
Hasan, Hüseyin’dir okunan Kuran
Zeynel Abidin’dir kalbime giren
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali.
İmam Bakır nur gölünü akıttı,
İmam Cafer bizi sırdan okuttu,
Musa Kâzım gevher yükünü tuttu
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali.
İmam Rıza’nın yaslıdır günü
Taki’nin, Naki’nin akıyor kanı,
Hasan Askeri’ye ulaştır beni
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali.
jŞah Hatai’m hayalinde gezdirir
Aşkı muhabbet deryasında yüzdürür
Muhammet Mehdi’ye böyle yazdırır
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali.
Veya;
Niyazım var Muhammed’le Ali’ye
Cümle günahıma imamlar medet
Bağışla suçunu bu günahkârın
Cümle günahıma imamlar medet
Ağu kattılar Şah Hasan’ın payına
Lanet indi Muaviye’nin soyuna
İmam’ı Hüseyin’in yüzü suyuna
Cümle günahıma imamlar medet
Zeynel Abidin’dir benim penahım
İmam Bakır kalp evinde mihmanım
Ol İmam Cafer’dir efendim benim
Cümle günahıma imamlar medet
On İki İmam’a niyaz eylerim
Hasan Askeri’ye halim söylerim
Muhammed Mehdi’ye tamam eylerim
Cümle günahıma imamlar medet
Miraçta oturan ol Fahri Ahmet
Yardım eyle bize çektirme zahmet
Muhammed, Ali’ye eylerim minnet
Cümle günahıma imamlar medet
Mehemmed’im zikreylerim erleri
Beyan eylediniz gizli sırları
Rum erleri, Horasan’ın pirleri
Cümle günahıma imamlar medet
Bu duazimamın ardından hiç ara vermeden dede şu duayı okur:
Hayırların kabulü, şerlerin defi
Kusurların affı için
Aliyen Aliyullah
Veliyen Veliyullah
Mürşidi kâmil
Kâmili mürşit
Duazda imam
Yetiş ya On İki İmam.
Öz birliğine
Hacet kabullüğüne
İtikat keskinliğine
On İki İmamlar yoluna
Diyelim Allah Allah
Allah Allah…
Hayır hacetler kabul ola
İstekler kadim ola
Muratlar hasıl ola
Er’den bakım, Hak’tan nazar ola
Hazreti Pir şefaat ede
Hak saklaya, Hızır bekleye
Hubyar Sultan yolundan izinden ayırmaya
Gerçeğe Hu.
Duadan sonra gözcü (gözlekçi);
“Erenlerin sefasına Hu” der.
Dede de dardaki canların rahata geçmesi için şunu söyler:
“Dar çeken didar göre
Dar-ı Fatıma’dan şefaat ola”
Daha sonra görgüye geçilir.
Görgü
Gözlekçi, görülecek canların belli bir düzen içinde meydana geçmelerini organize eder. Görülecek canlar; aile aile meydana gelirler. Meydana gelen canlar önce seccadeye niyaz eder ve diz üzerinde yürüyerek dedenin elini öperler. Sonra da büyükten küçüğe doğru dedenin karşısında dara geçerler. Dede, gözlek-çiden görülecek canların hazır olduğuna dair “Tamam” işaretini alınca görgüye başlar.
Dede görgüye başlar:
Allah Allah…
La feta illa Ali illa Seyfe illa Zülfikar
İlla Düldül, illa Kamber illa Şah. (3 defa)
Yol Ali’nin
Dar Mansur’un
Post İmam Hüseyin’in
Aşk ola talip yola (Yola feda olmak anlamında)
Dede bunu deyince görülen canlar (talipler) başlarını secdeye koyarlar.
Dede sorgulamaya başlar:
Hak Teâlâ cesedine can verdi
Kalbine iman verdi
Geçtiğin Mansur’un darı
Gördüğün Hak’ın didarı
Ağzın talip, dilin mürşit
Erenler meydanında,
Ne gördün ne işittin?
Talip: Hak gördüm hak işittim. Er gördüm meydana geçtim.
Dede: Allah Allah
Talip: Eyvallah
Dede: Eyvallah kapısı ikrarı imandır. İkrarınız kaim olsun. Elif
gibi doğru durun.
Eyvallahın daim ola,
Buynan kaim ola,
İkrarın imanına yoldaş ola.
Döktüğünü doldur,
Yıktığını yaptır, ağlattığını güldür.
Yol sana dil verdi…
Destur, baş kaldır doğruyu söyle.
Talip: Eyvallah
Dede: Seni senden soruyorum:
Evin ocağın ile çocukların ile birbirinizden razı mısınız?
Talip: Razıyız
Dede: Birbirinize niyaz verin.
Görülen canlar (talipler) büyükten küçüğe doğru niyazlaşırlar. (Büyüklerin elleri öpülür, küçükler yanak yanağa öpüşür.)
Dede: Evvel kapı pir kapısı
Talip: Eyvallah
Dede: Mürşit hak mı, halife hak mı, rehber hak mı?
Talip: Eyvallah.
Dede: Dört kapı, kırk makam, üç sünnet, yedi farz hak mı?
Talip: Eyvallah.
Dede: On makam şeriat, on makam tarikat, on makam marifet, on makam sırrı hakikat hak mı?
Talip: Eyvallah.
Dede: Şeriatı olmayanın tarikatı olmaz. Üç gün Medet Mürvet, yedi gün Hıdır Ellez, on iki gün Muharrem, Kırk Sekiz Perşembe oruçları hak mı?
Talip: Eyvallah.
Dede: Ana hakkı Tanrı hakkı,
Ata hakkı Peygamber hakkı.
Dört atanın dördü de hak.
Anasını, babasını tanımayan Allah’ı, Peygamber’i tanımamış olur.
Elinin koymadığını alma,
Gözünün görmediğini söyleme,
Kul hakkı yeme,
Konuşulanları gizlice dinleme,
Kimseyi kötüleme, dedikodu yapma
Kendine ağır geleni başkasına uygulama,
Küçüğünü küçük bil, büyüğünü büyük bil.
Bütün canları kendi canın gibi bil
Eline, beline, diline sahip ol.
Yarın huzur-u mahşere vardığında şahitlerin üstünde,
Kimseden yardım bekleme.
Elin der “Aldım”,
Gözün der “Gördüm”,
Kulağın der “Duydum”,
Ağzın der “Yedim”,
Ayakların der “Yürüdüm”.
Hak’ın varlığını, birliğini unutma
Ehli Beyt’in yolu doğruluk gerektirir.
Ayağın türap, dizin marifet
Belin Kemerbest
Göğsün dinin imanın
Boğazın kırklar
Çenen talip
Dilin mürşit
Burnun müşkül-ü Kamber
Gözlerin nur-u Huda
Kaşların kalem-i kudret
Başın tac-ı devlet
Sağ kulağın İmam Hasan
Sol kulağın İmam Hüseyin
Önün dünya, arkan ahret
İnsanoğluna; yani âdeme küfür etme
Ağzına, gözüne, yüzüne küfür etme
Melekler âdem’e secde etmiştir
Adem de Hak’ın nuru var.
Âdem’e saygılı ol
Bir zaman ilin ile
İlin yar olmazsa köyün ile,
Köyün yar olmazsa yedi kapı komşun ile,
Yedi kapı komşun da yar olmazsa evin ile,
Evin yar olmadı ehlin ile,
Ehlin de yar olmazsa kendi cesedi canın ile,
Hak’a erişeceksin.
Dede ceme katılan bütün canlara döner:
Ey dem erenleri;
Bu canlar meydana geçti.
“Mansur gibi asılırız,
Nesimi gibi yüzülürüz,
Fazlı gibi hançeri kabul ederiz,
Alacağım var ise alırım,
Vereceğim var ise veririm,
Malımı verir serimi yoldan kurtarırım,
Al malımı bağışla canımı
Göster ecdadımı doğru yolumu
Yolumla doğru yoldayım” derler.
Hakkı olan hakkını istesin.
Dede bunu canlara üç defa tekrarlar ve üç defa teyit alır.
Tüm canlar: Yoktur.
(Bu arada istekli olanlar; yani görülen canlardan şikâyeti olanlar var ise isteklerini söyler. Ve bu istekler orada çözüme kavuş-turulur. Küslük varsa barıştırılır, ceza vermek gerekiyorsa verilir.)
Dede: Bu canları nasıl bilirsiniz?
Tüm canlar: İyi biliriz. Allah razı olsun. Hâl ve hareketle-rinden memnunuz.
Dede: Ezel beşiğinden ahret beşiğine kadar Şahı Merdan Ali-el Murtaza da sizden razı olsun. Şahitliğinizi kabul etsin.
Dede tekrar görülen taliplere döner: İçeride, dışarıda hak talep eden olursa hakkınıza razı mısınız?
Talip: Razıyız.
Dede: Destur, ayağa kalkın…
Görülen canlar ayağa kalkar. Birer adım geri dönerek niyaz verirler ve dedeye doğru döner duaya dururlar. Dede dua eder:
Allah Allah…
Erenler, seni senden alıp,
Yine sana teslim ettim.
Dilindekine şahidim; kalbindekine Allah şahittir.
Yüküm sırtına, amelim boynuna.
İkrarın kutlu, miracın mübarek olsun.
Aramızda yanan delilin ışığı ziyade olsun.
Gerçeğe Hu.
Görülen canlar (talipler) duadan sonra dededen başlamak üzere cemdeki tüm canlarla niyazlaşır. Ve tekrar duaya dururlar.
Allah Allah…
Durduğunuz dardan
Yürüdüğünüz yoldan
Çağırdığınız erden, pirden şefaat ola
Gerçeğe Hu
Duadan sonra aile büyükleri seccade üzerinde dara geçer, diğer-leri çekilir. Cemdeki tüm canlar dardaki taliplere şu şekilde di-lekte bulunurlar:
Hu, donun mübarek, görgün kabul ola.
Dede: Destur
Aile büyükleri de secdeye niyaz edip ayrılırlar.
Gözlekçi görgü sonrası “Marifete Hu.” der ve cemdeki tüm can-lar tekrar dara geçer.
Rıza suyu
Görgüden sonra, rıza suyu içimine geçilir. Sucu; (saka) temiz bir kap içinde su, bir tepsi ve iki maşrapa (tas) getirir. Tepsiyi seccadenin üzerine; su dolu kabı da tepsinin üzerine koyar ve maşrapalardan birisini doldurarak, dedenin duasına durur:
Sucu (saka) duası
Allah Allah…
Hayır hizmetin kabul ola,
Yüzün ak ola,
Özün saf ola,
Selman-ı Pak’tan şefaat ola.
Hu.
Sucu, elindeki su kabını tepsinin üzerine koyar. Hizmetçi bir ba-yan da sucunun yanına gelir. Dede, Hubyar Sultan’ın türbesin-den alınan cöherden bir miktar, suyun içine döker ve tas ile suyu üç defa alır geri boşaltır. Sucu, hizmetçi bayan ve dede ellerini su kabının kenarlarına koyarlar. Dede bu şekilde bir duazimam söyler:
Duazimam
Kudret kandilinde balkıyıp duran
Muhammed Ali’nin nurudur billâh
Zuhura gelip de küffarı kıran
Elinde Zülfikar, Ali’dir billâh
Elinde Zülfikar, altında Düldül
Önünce Kamber’i, dilleri bülbül
Hz. Fatma Anam Cennet’te bir gül
O’na “Sırrım” dedi Hak Resulullah
Fatma Ana’dan geldi Hasan, Hüseyin
Onların nuruyla ziyalandı din
Kırklara erişti Zeynel Abidin
Çekeriz yasını gönülden billâh
Muhammed Bakır’dan, Cafer-i Sadık
Musa-i Kâzım, Rıza’dan bin yadıp durduk
Tarikat abıyla (suyuyla) cesedi yuduk
Hak buyurdu müminin kalbi Beytullah
Taki, Naki İmamların şivani
Hasan-ül Askeri cismin sultanı
Elinde Zülfikar sahip zamanı
Vakit tamam oldu göndere Allah
Hatai’m teslim et özün üstada
Elinde Zülfikar hem ehli gaza
Bin bir dondan baş gösterdi Murtaza
Bir mürşit belinden geldik eyvallah
Duazimam bitince sucu, içi su dolu tas ile ayağa kalkar yönünü dedeye dönerek, şunu okur:
Allah Allah
La feta illa Ali illa Seyfe illa Zülfikar;
İlla Düldül, illa Kamber illa Şah. (3 defa)
Be erenler nerdeyiz
Gönüller evindeyiz
Gönüle giren gözden çıkmaz
Ne aşık kanar, ne Kevser tükenir.
Ne buna doymak olur
Ne bunu elden koymak olur
Bu dünyada bir olan
Yarın Cennet’te bir güzel oymak olur
Arif âşık, gerçeğe nişan
Nazik cemalin suyun veren
Pirim Ali Şahsuvar.
Hem sakidir hem sakadır
Kâinatın aynı budur
Bu sırrı değmeler bilmez
Hak bilir perverdigar
Arş yarıldı çıktı Düldül
O yanı nur, bu yanı nur
Eyleme şahı inkâr
Ey havari yola gel
Şah bana Mevla göründü
Ben Şah’ın mecnunuyum
Bunca yıldır eşiğinde
Olmuşum türlü yeksan
Hatice’yi Fatıma’yı sırrı ezelden gezer
Dediler ki “Şu cihanın nuru kimdir kim ola?”
Şah Hasan, Şah Hüseyin Şahı Ali’den yadigâr
Cömertler cömerdi sensin ey Emir-ül muteber,
Cömertliğin erkânı budur, dedi “Kamber sofra göster”
Şah Hatai’m nerde isen bu vasfını söyle gel.
Sucu devam eder:
Sadık-ı Şah
Selman-ı Pak
Ahmed-i Muhtar
Haydar-ı kerrar
Hu deyip içenlere
Rahmete geçenlere
Derim Saka: “İmam Hasan, Şah Hüseyin”
Şefaatullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Kelamullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Kerbela’yı deşti Kamber
Ser verenler aşkına, gözüm yaşı sebil oldu
Derim Saka: “İmam Hasan, Şah Hüseyin”
Kelamullah İmam Hasan, Şah Hüseyin.
Dede dua eder:
Hayır hacetler kabul ola
İstekler kadim ola
Muratlar hasıl ola
İçenler şifa bula
Dertlere derman ola
Hu.
Yerde diz üstüne oturan bayan da kalkar ve sucu ile beraber; de-deden başlayarak cemdeki tüm canlara su dağıtırlar. Su dağıtımı sırasında âşıklar ve bilen tüm canlar şu mersiyeyi okurlar:
Bugün matem günü geldi
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Senin derdin bağrım deldi
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Rahmetullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Kerbela’nın önü yazı
Yüreğimden çıkmaz sızı
Yezitler mi kırdı sizi
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Rahmetullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Bizim ile gelen gelsin
Serini meydana koysun
Hüseyin’le şehit olsun
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Rahmetullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Kerbela’nın yazıları
Şehit düştü gazileri
Fatma Ana’nın kuzuları
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Rahmetullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Esti deli poyraz esti
Yezit şimir sizi bastı
Hüseyin’in başın kesti
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Rahmetullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Kerbela’nın önü düzdür
Geceler bize gündüzdür
Şah Kerbela’da yalnızdır
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Rahmetullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Gökte yıldız parelendi
Şah Hüseyin yaralandı
Şehriban Ana karalandı
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Rahmetullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Şah Hüseyin attan düştü
Kâfir gelip kanın içti
Atı Medine’ye kaçtı
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Rahmetullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Bir su verin masum cana
Melun içti kana kana
Fatıma Ana yana yana
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Rahmetullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Kerbela’da uzun kuyu
Vermediler içse suyu
Fatıma Ana, Ali soyu
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Rahmetullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Kerbela’da biter yonca
Boyu uzun beli ince
Şah Hatai’m katarınca
Ah Hasan’ım vah Hüseyin
Rahmetullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Su dağıtımı bitince hizmetliler duaya durur. Dede dualarını verir:
Allah Allah…
Durduğunuz dardan
Yürüdüğünüz yoldan
Çağırdığınız erden, pirden şefaat ola
Gerçeğe Hu
Su dağıtımından sonra sucu, meydandaki tepsiyi cemdekilere tutarak “Rıza payı” ister. Herkes gönlünden koptuğu kadar kat-kıda bulunur. Bu pay dedeye verilir. Bundan sonra dede veya âşık (zakir) bir duazimam okur:
Duazimam
Sitarımda gördüm seni yardıma
Yetiş car günleri Ali, Muhammed
Bastığın turaplar derman derdime
Yetiş car günleri Ali, Muhammed.
Hasan’ın sevgisi candan ırılmaz
Hüseyin’i seven her kim yorulmaz
Dünü günü meylim senden ayrılmaz
Yetiş car günleri Ali, Muhammed.
Ol İmam Zeynel’i candan severim
Muhammed Bakır’ı anar ağlarım
İmamı Cafer’i tespih eylerim
Yetiş car günleri Ali, Muhammed.
Benim sevdiceğim Musa-ı Kâzım
İmam Rıza’ya vardır niyazım
Taki, Naki kabul eyle sen sözüm
Yetiş car günleri Ali, Muhammed
Askeri, Mehdi merhem eyle yaraya
Âşığın emeğini verme araya
Sefil ben de geldim mürvet demeye
Yetiş car günleri Ali, Muhammed.
Kul Himmet, Hatai, Pir Sultan geldi
Kuran Muhammed’e kandilde indi
Mucizâtını görenler bu dine döndü
Yetiş car günleri Ali, Muhammed.
Duazimam sonunda dede bir dua okur:
Allah Allah…
Hayır hacetler kabul ola
İstekler kadim ola
Muratlar yerini ala
Er’den bakım, Hak’tan nazar ola
Hazreti Pir şefaatinden, didarından ayırmaya
Hak saklaya Hızır bekleye
Gerçeğe Hu.
Duanın bitiminde âşıklar Miraçlama’yı okumaya başlar.
Miraçlama ve Kırklar Semahı
Geldi Cebrail buyurdu; “Ya Muhammed Mustafa
Hak seni devaha okudu; Miraç’ta kadim Huda.”
Evvel emanet budur ki, bir rehber tutasın
Daima erkâna yatasın, tariki müştakıma.
Muhammed şu güne geldi; yoktur senden bir azim
Şimdi senden el tutalım Hak buyurdu “vesseha”
(Burada cemdekiler birbirinin elini tutar)
Cebrail’le el tuttular, Muhammed bel bağladı,
İki gönülü bir ettiler, yürüdüler dergâha
(Herkes ellerini önünde birleştirir)
Vardı dergâh kapısına, gördü bir aslan yatar
Aslan O’na hamle kıldı ki, başta koptu bir feta.
Hak’tan bir nida geldi; “Korkmasın Habibim” dedi,
“Hatemin ağzına versin; aslan ister nişane”
Hatemin ağzına attı, aslan penaha gitti, (Eller çözülür)
Yol verdiler Muhammed’e, Hak’ı devaha gitti.
Vardı Hak’a tavaf etti; O’na bunu söyledi:
“Ne güzel Şir’in var imiş; hayli cevr eyledi bize”
Gördü bir biçare derviş, hemen yutmak diledi
Ali bile olaydı dayanır mıydı ol zara.
“Ey benim sırrı devletim, sana tabidir Habibim”
İndi eşiğe pervaz kıldı, Kubbe-i kıblegaha.
(Yere secde ile niyaz edilir, kalkılır)
Kudretten taam (yemek) geldi, Hazreti Emrullah’a
Biri süttür biri baldır, el sundular taama.
Doksan bin kelam danıştı, iki gönül dostuna
Tevhidi armağan verdi, yeryüzünde mümine.
Muhammed ayağa kalktı, ümmetini diledi (Herkes ayağa kalkar)
“Ümmetime sünnet olsun”; dedi Şahı Evliya
Eğilip secde kıldı; “Hoşça kal Sultanım” dedi
Kalkıp evine giderken; yol uğrattı Kırklar’a
Engine koydu özünü; turaba sürdü yüzünü, (Eğilip, niyaz alınır)
Hak gönderdi Cennetten, iki salkım üzümü
Selman anda hazır idi; Şeydullah’ın diledi
Bir üzüm tanesi koydu; Selman’ın keşkülüne
Vardı Kırklar makamına; oturup bende oldu sakin (Herkes oturur)
Cümlesi de secde etti; Hazreti Emrullah’a
(Yere secde edilip, doğrulur)
Muhammed lisana geldi; “Ya size kimler derler?”
İçerden bir avaz geldi; “Bize ol Kırklar derler !”
“Ya siz otuz dokuzsunuz; nerden malumdur kırkınız?”
“Selman Şeydullah’a gitti; onda tamam varımız”
“Birimiz kırk, kırkımız bir; sayrı değil varımız,
Birimize neşter vurulsa; hep birden akar kanımız”
Selman Şeydullah’tan geldi; “Hu” deyip içeri girdi, (Herkes Hu der)
Keşkülün meydana koydu; “Hoş geldin Süphanım” dedi.
Bir üzüm tanesi çıktı, Selman’ın keşküllahından
Kudretten bir el geldi, ezdi engür eyledi.
Hatemi parmakta gördü, uğradı müşkül hâle.
O engürden biri içti; cümlesi de oldu hayran
Mümin Müslim üryan püryan hep girdiler semaha.
Burada semahçılar meydana girip Kırklar Semahı’na başlarlar
El vurdular desti kafa, yetiş Muhammed Mustafa
Dediler ki cana safa; dediler ki Allah Allah!
Evveli sen ahiri sen, zahiri sen, batını sen
Gizli sırlar sana beyan, dedi Settarsın ya Ali
Yürü ya hey hakikat aynası, açılır güller goncası
Yürü hey dört duvarın bünyası, dediler ki Allah Allah.
Can Hatai’m vakıf oldu bu sırrın ötesine
Hak söyledi inandıramadı özü çürük ervahın atasına.
Miraçlama’nın bitmesi ile semah dönen canlar dedenin karşı-sında dara geçerler ve dede şu duayı okur:
Allah Allah…
Durduğunuz dardan
Yürüdüğünüz yoldan
Çağırdığınız erden pirden şefaat ola
Semahlarınız Kırklar Semahı ola,
Kırklar şefaatinden ayırmaya
Gerçeğe Hu.
Duadan sonra; semahçılar, seccadenin üzerinde dara geçer ve el ele tutuşurlar. Âşığın (zakirin) deyişi süresince “İrfanda niyaz eylesin” mısrasından sonra semahçılar ve cem erenleri birbirine niyaz verir. Âşık şu deyişi okur:
Yürük olur gönül kuşu
Evliya söyletir başı
Eksikliğini bilen kişi
İrfanda niyaz eylesin.
İrfanını bilen gelsin,
Ali katarına dursun,
Tecelliye yüzler sürsün
İrfanda niyaz eylesin.
İrfana giren bacılar
Görmesin ağrı acılar
Yol oğlu Müslim bacılar
İrfanda niyaz eylesin
Ali yoludur yolumuz
Hak’a malumdur halimiz
Daim irfanda dilimiz
İrfanda niyaz eylesin
Ali katarı bu katar
Evliyalar semah tutar
Ali’m “Car” diyene yeter
İrfanda niyaz eylesin.
Der budalan dünya fani
Veren alır bir gün canı
Kusura kalmayan Ali
İrfanda niyaz eylesin.
Abdal Dedem oldu tamam
İşte geldi sahip zaman,
Şeyh Safi’den On iki İmam
İrfanda niyaz eylesin.
Âşık başka bir deyişe geçer. Semahçılar ayağa kalkar ve dön-meye başlarlar. Semahçıların kolları yanlara açık avuçları yukarı doğrudur ve “Hu, hu…” diyerek dönerler.
Ali oğluyum amanıyam
Şöyle bir niyetim vardır.
Uğrunda kadem basınca,
Başında devletim vardır.
Okurum aktan karadan,
Mehdi çıkar mağaradan
Sürün münkiri aradan
Düldül derler atım vardır.
Düldül ata binsem gerek
Derya deniz sürsem gerek
Meydanda savaşsam gerek
Böyle bir niyetim vardır.
İnip İstanbul’u alıp,
Padişah’ı suya salıp,
Ayasofya’da bir dem kurup
Böyle bir niyetim vardır.
Giden evliyalar gele
Gaziler sancağın ala
Kırklar demine bir dem kıla
Böyle bir niyetim vardır.
Pir Sultan’dır benim soyum
Şecerem elimde kaim
Aslım İmam Hüseyin
İstersen ispatım vardır.
Deyiş bitince; semahçılar bir saf halinde, elleri birbirinin beline sarılı olarak dedenin karşısında duaya dururlar.
Allah Allah…
Vakitler hayır ola,
Şerler def ola,
Muradınız hasıl ola
Semahlarınız Kırklar Semahı ola.
Hak, Muhammed, Ali utandırmaya
Gerçeğe Hu.
Devamında, semahçılar meydanda tekrar dara geçer. Âşık eş-liğinde tevhit çekmeye başlarlar. Tevhide cemdeki tüm canlar sağa sola sallanarak katılırlar. Ve hep bir ağızdan “Hu, hu..” çekerler.
Deyişin son mısrasındaki “Eylen ey erenler Hak’a niyazı” okunduğunda herkes birbirine niyaz verir. Âşık şu deyişi okur:
Güzel pirim buyruğunu buyurdu
Eylen ey erenler Hak’a niyazı
Mümin münafıktan özün ayırdı
Eylen ey erenler Hak’a niyazı
Cehennemde vardır balya kuyusu
Niyaz etmekmiş hemen iyisi
Yetmiş yıllık yerden gelir gerisi
Eylen ey erenler Hak’a niyazı
Cehennemde vardır oddan dereler
Niyaz etmeyeni buradan sürerler
Bir niyazı bölük bölük bölerler
Eylen ey erenler Hak’a niyazı
Niyaz bizi kuş eder de uçurur
Abu Zemzem sularından içirir
Sırat nizam köprüsünden geçirir
Eylen ey erenler Hak’a niyazı
Pir Sultan Abdal’ım niyaz bizde var
Niyaz Hak evinde hemen günde var
Niyaz hem mümin hem müslime var
Eylen ey erenler Hak’a niyazı
Semahçılar tekrar dedenin duasına durur.
Allah Allah…
Vakitler hayır ola,
Şerler def ola,
Muradınız hasıl ola
Semahlarınız Kırklar Semahı ola.
Hak, Muhammed, Ali utandırmaya
Gerçeğe Hu.
Semahçılar bu sefer de âşık (zakir) eşliğinde “Hubyar Sema-hı”na başlarlar. Bu semahın bir adı da “Baş Semahı”dır.
Hubyar Semahı 1
Evel erkân ile, evel yol ile
Gelsin hizmet ehli semah eylesin
Yaradanım yardım etsin kuluna
Gelsin hizmet ehli semah eylesin
Dolduğumuz evler bol olsun nurdan
Biz de böyle gördük uludan pirden
Yardımcımız olsun ol Şah-ı Merdan
Eylesin erenler semah eylesin
Yaylarsan, çık Şah’ın yaylasın yayla
Söylersen Muhammed, Ali’den söyle
Ali’m aşkına gel bir semah eyle
Eylesin erenler semah eylesin
Semah eyleyenler haslar hasıdır
Semah eylemeyen Hak’ın nesidir?
Abdal Pir Sultan’ım er nefesidir.
Eylesin erenler semah eylesin
Muhammed Mustafa Habibullah’tır
Şu dünyaya baki kalan Allah’tır.
Semahtan sonra duaya durulur.
Semah duası
Allah Allah…
Semahlar saf ola,
Günahlar af ola,
Semahınız Kırklar Semahı ola,
Rehberimiz On İki İmamlar,
Yardımcımız Hak, Muhammed, Ali ola,
Nuru Nebi, Keremi Ali,
Pir’imiz Üstadımız Hünkâr Hacı Bektaş Veli,
Dil bizden, nefes İmam Hüseyin’den ola
Gerçek Erenler Demine Hu.
Bundan sonra Pervaz’a geçilir.
Pervaz
Baş Semahı’ndan sonra pervaz’a geçilir. Pervaz yapacak semah-çı evlenmemiş bir bacı olmalıdır. Semahçı meydana gelir, secca-deye niyaz eder ve âşık (zakir) eşliğinde pervaza başlar:
Duazimam
Felekten zuhur olalı
Ah ederim figanım var
Günahım çoktur gamım yok
Muhammed gibi mahım vardır
Artıyor Ali’nin demi
İmam Hasan gevher gani
Şah İmam Hüseyin gibi
Muallâkta dergâhım var
İmam Zeynel lâl ü gevher
İmam Bakır kırdı küffar
Mihr içinde İmam Cafer
Şemsi gibi bir mahım var
Musa-i Kâzım’a düştük
İmam Rıza’ya ulaştık
Muhammed Taki’den içtik
Dolu dolu kadehim var
Pir Sultan’ım Naki candır
Askeri dindir imandır
Mehdi sahibi-i zamandır
Mürvetli padişahım var.
Duazimam’ın devamında şu nefes okunur:
Şah dedim, vah dedim
Sıdk ile Allah dedim
Çık Safi süre süre
İndim kuyu dibine
Eğildim su içmeye (Pervazcı burada yere niyaz eder, kalkıp kendi etrafında dönmeye başlar)
Pervaz kıldım uçmaya
Şahın geldi dediler
Alçacık kiraz dalı
Dibinde yeşil halı
Geldi Şah’ın hayali
Şah bir tanesin verdi
Hayır nefesin verdi
Mümine zevki sefa
Münkire cefasın verdi
Bu yol erenlerindir
Çarka girenlerindir
Bu yola eğri sığmaz
Doğru gelenlerindir.
Can Hatai’m az geldi
Sağ elinde saz geldi
Kırkların meclisine
Cebrail ile kız geldi
Gözlekçi (Gözcü Baba) meydana girer; pervazcıyı durdurur ve duaya dururlar. duadan sonra seccade üzerinde dara gelirler. Âşık devam eder:
Şah şaha karşı canım
Mah maha karşı
Erenler bir niyaz kılalım
Dergâha karşı canım
Çekelim aşkın yayını
Sevelim Ali soyunu
Ceme koymayın hayını
Tevhid kemalin buldu
Yol erkân yerin aldı
Hep gönüller şad oldu
Hatai’nin gelmesine
Müminin itikatlı olmasına
Demlerin kabul olmasına
Diyelim Allah Allah
Dede dua eder:
Allah Allah…
Hayır hacetler kabul ola
İstekler kadim ola
Muratlar hasıl ola
Erden bakım, Hak’tan nazar ola
Hazreti Pir şefaatinden, didarından ayırmaya
Hak saklaya Hızır bekleye
Gerçeğe Hu.
Pervazcı meydandan çekilir. Seccadeci gelerek seccadeyi toplar ve dedenin duasına durur. Dede duasını verir.
Seccade duası
Allah Allah…
Seccaden temiz ola,
Özün pak ola,
Hz. Fatma’dan şefaat ola
Gerçeğe Hu.
Kurban tığlama
Seccadenin toplanmasından sonra; kesilecek kurbanlar cem meydanına getirilir. Kurban sahipleri gelir, kurbanın sol tarafına geçip; sağ ayağını yukarı kaldırarak duaya durur. Dede önce bir duazimam okur:
Allah Allah…
La feta illa Ali illa Seyfa illa Zülfikar;
İlla Düldül, illa Kamber illa Şah. (3 defa)
Akıl ermez yaradanın sırrına
Muhammed Ali’ye indi bu kurban
Kurban olam kudretinin nuruna
Hasan, Hüseyin’e indi bu kurban
Ol İmam Zeynel’in destinde idim
Muhammed Bakır’ın dostunda idim
Cafer-i Sadık’ın postunda idim
Musa Kâzım, Rıza’ya indi bu kurban.
Muhammed Taki’nin nurunda idim
Aliyyül Naki’nin sırrında idim
Hasan-ül Askeri’nin darında idim
Muhammed Mehdi’ye indi bu kurban.
Tarikattan hakikate ereler
Cenneti âlâya hülle sereler
Muhammed, Ali’nin yüzün göreler
Erenler aşkına indi bu kurban
Aslı Şahı Merdan, Güruh-u Naci
Gerçeğe bağlıdır bu yolun ucu
Senede bir kurban talibin borcu
Pir-i Tarikata indi bu kurban
Şah Hatai’m eder bilir mi her can
Kurbanın üstüne yürüdü erkân
Tırnağı tespihtir kanı da mercan
On İki İmamlara indi bu kurban
Ardından kurbanları tekbirler. Buna “Arafat tekbiri” denir.
Arafat tekbiri
Allah Allah…
Kalbiyeti kurban
İmanı İbrahim
Delili Cebrail
Peyiki Sultan
Hak yoluna kurban
Edene kurban
Bismillahi tekbir Allahü ekber…
La ilahe illallahü vallahü ekber.
Veliyullah hak.
(3 kez tekrarlanır)
Duadan sonra kurbanlar cem meydanında serbest bırakılır ve âşık (zakir) üç kurban tekbiri okur:
Kurban tekbiri 1
İndim Koç Baba’yı devah eyledim
Bugün yaylımdadır, geliyor koçlar
Gördüm cemalini salâvat verdim
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar
Biri beyaz amma bir kırmızı
Onlar da seçerdi baharı yazı
Sanki Zülfikar’a benzer boynuzu
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar
Gördüm amma seçemiyom izleri
Elham suresine benzer yüzleri
Ay ile gün gibi parlar gözleri
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar
Geri dönmüş aslan gibi gidiyor
Gören âşıkları hayran ediyor
Hızır Nebi çoban olmuş güdüyor
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar
Alnında yazılı kırk ayet Kuran
Hiç mahrum kalır mı bu yola uyan
Yarın mahşer günü şefaat uman
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar
Abdal Dedem biz çekeriz yasları
Evliya enbiya hub nefesleri
Dört kapıya beyan olur sesleri
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar
Kurban tekbiri 2
Ali meydanına bir kurban geldi
İsmail’e inen koça benzettim
Anası meledi bağrımı deldi
İsmail’e inen koça benzettim
Kadir Mevla sürme çekmiş yüzüne
Yüz sürelim tırnağına dizine
Koç dergâha gitti düşün izine
İsmail’e inen koça benzettim
Koçu tekbirledi Kırklar birisi
Bir lokmadan kandı cümle varısı
Emir ayyar belindedir derisi
İsmail’e inen koça benzettim
Kadir mevlam kabul etsin koçunu
Bağlayalım ayağının ucunu
Ali meydanıdır sorman suçunu
İsmail’e inen koça benzettim
Ufacık doğrayın koyun kazana
Mahrum can koymayın çekin meydana
Kul olayım bu kalemi yazana
İsmail’e inen koça benzettim
İsmail’e inen koçun örneği
Yalan değil, gözümüzün görneği
İdris’e üsküf oldu tırnağı
İsmail’e inen koça benzettim
Kul Himmet Üstadım arzular canım
Kurbanla birlikte kaynıyor kanım
Hüseyin’im kabul olsun kurbanım
İsmail’e inen koça benzettim
Kurban tekbiri 3
Muhammed, Ali’yi candan sevenler
Kurbanınız kabul olsun erenler
El bağlayıp bir ikrarda duranlar
Kurbanınız kabul olsun erenler
Bu kurbanın aslı nergisten geldi
Dört melek geldi kısmetin böldü
Kırkların ceminde erkânı gördü
Kurbanınız kabul olsun erenler
Kaynar kaynar, kazanını taşırır
Ateş mürşit olmuş onu pişirir
Kurban tek değildir, eşin getirir
Kurbanınız kabul olsun erenler
İmam Ali hizmet eder kurbana
Hizmet eder Hıdır Abdal Sultan’a
İhlâs ile getirilsin meydana
Kurbanınız kabul olsun erenler.
Hasan, Hüseyin’im, Zeynel’dir Şahım
Bakır, Cafer, Kâzım, Rıza’dır mahım
Taki, Naki, Askeri, Mehdi penahım
Kurbanınız kabul olsun erenler.
Sefil Ali himmet aldı pirinden
Yazı yazsam kurbanının kanından
Muhammed Ali’nin alın nurundan
Kurbanınız kabul olsun erenler
Kurban tekbiri biter bitmez, sahipleri gelerek kurbanların soluna geçer ve duaya dururlar. Dede dualarını verir:
Kurban duası
Allah Allah…
Kurbanınız kabul ola,
İkrarınız kadim ola,
Dergâh-ı ilahiden yazılmış ola,
Yüzünüz ak ola,
Lokma sahipleri kurbanlarından şefaat bula.
Hak erenler utandırmaya,
Cehennem ateşine yandırmaya,
Üçlerin, Beşlerin, Yedilerin, On İki İmam’ların,
On Dört Masum-u Paklar’ın, On Yedi Kemerbestlerin,
Hazır, gaip, zahir, batın erenlerin
Hayır himmetleri dua ve şefaatleri üzerinizde hazır ola.
Ehlibeyt’in meşrebi,
İmam Hüseyin’in darından, didarından ayırmaya.
Lokma sahiplerinin lokması dünyada durak,
Ahrette Burak ola.
Nuru Nebi, Kerem-i Ali, Pirimiz mürşidimiz
Hünkâr Hacı Bektaş Veli Cümlemizi katarından ayırmaya.
Gerçeğe Hu.
Duadan sonra kurbanlar kesim için kurbancıya teslim edilir. Dede; burada da, isterse bilgilendirici ve açıklayıcı bilgiler ver-mek için sohbete başlar. Arkasından âşıklar (zakirler) üç adet deyiş (ayet) okur: Buna deste bağlama denir.
Deyiş 1
Çıkıp arş yüzünde nurda oturan
Mevtasını mevtasına yetiren
Kudret yarılıp lokma getiren
Süt ile ahmeri, balı Hubyar
Ateşler yok iken çiğler pişiren
Dalga verip kalp evini coşuran
Muhaned Köprüsün suyun şaşıran
Kurtardı zulümden yolu Hubyar
Bakmıyor mu kayık başçı haline?
İsmi azam duası geldi diline
Bir avuç kum aldı hemen eline
Az kaldı deryayı kuruta Hubyar
Eşiğin altında kitap sırrınan
İki cihan boyanmıştır nurunan
Ali Baba ile girdi fırına
Estirdi kar ile yeli Hubyar
Engin ovalarda yurdun tutmadı
Zerrece işine hile katmadı
Yabancının bahçesine gitmedi
Kendi güllerini derdi Hubyar
Sağ adamı musallaya koydular
“Buyur derviş cenazeye” dediler
Orda hazır idi Kırklar, Yediler
Sağ adamı ölü kıldı Hubyar
“Allahu ekber” dedi aldı canını
Ih demeden uyuşturdu kanını
Varsın ıssız koysun münkir yurdunu
Sağ adamı ölü kıldı Hubyar
Yedi gün yedi gece külhan yaktılar
Onu yansın diye nara attılar
Yirmi dört saat sonra açtı baktılar
Sakalı buz tutmuş, geldi Hubyar
Bütün rical, hep sıraya dizildi
Kerameti arşta bile sezildi
Gürgen Çukuru’na berat yazıldı
Baltasını dala taktı Hubyar
Bağrıma kâr etti Düldül’ün sesi
Dinleyince gerçek erin nefesin
Uzatırsın neden bunun ötesin
Derviş Ali edna kulun Hubyar
Deyiş 2
Divane gönlümüz geçmez güzelden
Mihri yar eyledi senden ya Ali
Benim arzumanım sensin ezelden
Gitmez muhabbetin candan ya Ali
Canı dilden sevenlerin canısın
Âşıklara meth etmenin şanısın
Noksana kalmayan mürvet ganisin
Geçersin günahtan, kandan ya Ali
Müşkülünü halledersin müşküle
Çağırdıkça yetişirsin düşküne
Kerbela’da yatan İmam aşkına
Şefaat bekleriz senden ya Ali
Nice yüz bin yıllar kandilde durdun
Atanın belinden zuhura geldin
Onun için Hak’ı gümana saldın
Bin bir dondan baş gösterdin ya Ali
Tarikat içinde şemsi kamerin
Hakikat içinde zatı kemalin
İstemem cenneti göster cemalin
Kul Himmet göçmeden handan ya Ali
Deyiş 3
Canım erenlere kurban
Serim meydanda meydanda
Bütün ikrar canım feda
Canım meydanda meydanda
Yanarım yoktur dumanım,
Gönlümde yoktur gümanım
Al malım bağışla canım,
Varım meydanda meydanda
Kellemi koltuğuma aldım
Kan ettim kapına geldim
Ettiğime pişman oldum
Serim meydanda meydanda
Yoktur çınarım, tımarım
Yoktur kalbimde gümanım
Al malım varlığa canım
Dilim meydanda meydanda
Müminlere hülle biçin
Ol kelp rakipten kaçın
Ben bülbülüm bir gül için
Zarım meydanda meydanda
Mümin olan olur Veli
Veli olan olur gani
Nesimi’yem yüzün beni
Derim meydanda meydanda
Veya;
Kudret ilminden bir delil yandı
Şan verdi âleme şanı Kırkların
Ol hakkın meyinden içenler kandı
Cevahir madeni kanı Kırkların
Meryem sırrın değmelere açmadı
Ese şu dünyada don değişmedi
Kırklar da bir ana rahmine düşmedi
Ya nerden verildi canı Kırkların
Selman sail oldu, Allah dost dedi
Bir zembil istedi bir de post dedi
Muhammed Kırklardan nişan istedi
Bir yaradan aktı kanı kırkların
Fatıma’yı ol Kırklarda gördüler
Engür şerbetini orda verdiler
Tambura bağlanıp çarka girdiler
Bir cümleden oldu şanı Kırkların
Şah Hatai’m bir acayip hal oldu
Kırklar erkân sürdü kadim yol oldu
Muhammed’in teri gonca gül oldu
Koktu burcu burcu cemi Kırkların
Kesilmiş kurbanlardan bir tanesi bütün olarak dua için tekrar meydana getirilir. Dede duasını verir ve pişmeye gider:
Kurban lokması duası 1
Allah Allah…
Kurban sahibinin kurbanı kabul ola
Tüyü başınca sevap yazıla
Gadasına belasına karşı gele
İsmail’e inen koç gediğine kayıt kabul edile
Lokmalar Hak’a ulaşa
Hak şefaatinden didarından ayırmaya
Gerçeğe Hu.
Kurbanlar pişerken ceme katılan hemen hemen tüm canlar se-mah ederler. Semah aralarında dede muhabbet eder. Cemdeki canlar da muhabbete katılırlar.
Kurbanların hazır olduğu haberi alınınca son semah yapılır. Bu semah cem başında yapılan baş semahının aynısıdır. Semah bi-tince hizmetlerin yürütülmesi için marifete geçilir. Burada göz-lekçi “Marifete Hu” der. Cemin başını bağlamak için dara geçi-lir. Âşık (zakir) bir duazimam okur:
Duazimam
İnayettir bize fazlı Hüda’dan
Umarım kurtara cümle beladan
Her dem ki şefaat eyle Muhammed
Evvel himmet Ali – el Murteza’dan
Şah Hasan’dan bulduk meyli muhabbet
Şah Hüseyin şehidi deşti Kerbela’dan
İmam Zeynel, İmam Bakır’ı Cafer
Delil bize Kâzım, Musa, Rıza’dan
Şah Taki be Naki, Askeri billâh
Gelecektir Mehdi Şah-ı Evliyadan
Dediler Hatai’m ne meşrebdensin?
Aşkı muhabbetten sıdkı safhadan
Duazimamın bitiminde dede dua eder:
Allah Allah..
Hayır hacetler kabul ola
İstekler kadim ola
Muratlar yerini ala
Er’den bakım ola
Hak’tan nazar ola
Hak saklaya Hızır bekleye
Gördüğümüzden geri koymaya
Hubyar; yolundan, izinden ayırmaya
Dilde dileklerimizi, gönülde muratlarımızı vere
Hak Teâlâ dualarımızı kabul eyleye
Hu ya Ali.
Duadan sonra süpürgeci gelir; dedenin önünde “Ya Allah, ya Muham-med, ya Ali” diyerek üç defa meydanı süpürür ve duaya durur.
Süpürgeci duası
Allah Allah…
Biz üç bacı idik,
Güruh-u Naci idik,
Kırklar Cemi’nde birimiz süpürgeci idik.
Haki pervane
Mürşidi divane
Kul hizmet ile bağışlana
Seyyid-i Faraş’tan şefaat ola.
Gerçeğe Hu.
Veya;
Allah Allah…
Hizmetin kabul ola
Muradın hasıl ola
Seyyid Faraş efendimizin
Hizmeti üzerinize ola
Gerçek erenler demine Hu.
Süpürgeciden sonra, elinde bir tas su ile sucu (saka) gelir.
Sucu (saka) duası
Allah Allah…
Hayır hizmetin kabul ola,
Yüzün ak ola,
Özün saf ola,
Sadık-ı Şah’tan
Selman-ı Pak’tan şefaat ola.
Gerçeğe Hu.
Elindeki sudan dededen başlayarak üç kişiye birer yudum içirir. Su içirirken; cemdeki tüm canlarla beraber şunu söyler:
Derim saka İmam Hasan, Şah Hüseyin
Kelamullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Şefaatullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Sucudan sonra âşıklar dedenin duasına durmak için gelir. Sucu da âşıklarla beraber tekrar duaya durur.
Âşık (zakir) duası
Allah Allah…
Hizmetiniz kabul ola
Muradınız hasıl ola
Ağzınız ağrı, acı görmeye
Diliniz bülbül, kalbiniz gevher ola.
Zikrettiğiniz erenlerin evliyaların himmetleri
Üzerinizde hazır ve nazır ola
Hizmetinizden şefaat göresiniz
İmam Zeynel postuna bel karar eyleye
Gerçeğe Hu.
Bu sırada süpürgeci aşığın sazından tutar ve tekrar bir dua alır.
Fadime ana, Fatma ana şefaat ede
Şefaatinden ayırmaya. Gerçeğe Hu.
Âşık ve süpürgeciden sonra; elinde yanan bir mum ile çerağcı gelir ve duasını alır:
Çerağcı duası:
Allah Allah…
Mum çırasın yandırdın
Yansın yansın yakılsın
Ol Huda’nın aşkına
Kâinatta yanan dem Hacı Bektaş aşkına
Delil ürüşan ola
Münkir perişan ola
Müminin ceddi yürüye
Münkirin soyu kuruya
Cebiri Ensar’dan cümlemize şefaat ola
Şefaatinden ayırmaya
Gerçeğe Hu.
Çerağcıdan sonra haberci (peyik) gelir ve duaya durur:
Haberci (peyik) duası
Allah Allah…
Durduğun dardan
Geldiğin yoldan
Gideceğin yerden
Hayır haber ve sağlık getiresin
Hizmetinden hayır hasenat göresin
Hizmetin Cebrail Aleyhiselam’ın hizmeti olsun
Erler, pirler yardımcın, Hızır kılavuzun olsun
Zorda kalmayasın, engelle karşılaşmayasın
Her işin düz olsun, gayretin bol olsun
Hizmetinden şefaat bulasın
Gerçeğe Hu.
Daha sonra dua için bekçi gelir ve dede duasını verir:
Bekçi duası:
Durduğun dardan
Yürüdüğün yoldan
Çağırdığın erden pirden şefaat bulasın
Deryalar bekçisi Bozatlı Hızır şefaat ede.
Gerçeğe Hu.
En son olarak gözlekçi, süpürgeci ile beraber cümlesine; yani bütün hizmetliler adına ortak dua almak için dedenin duasına durur.
Gözcü (gözlekçi) duası
Allah Allah…
Cümle hacetler kabul ola
Hizmetinizden şefaat bulasınız
Gözlekçi Karaca Ahmet
Katarından, didarından ayırmaya
Gerçeğe Hu.
Duadan sonra dardaki canların rahata geçmesi için gözlekçi, “Erenlerin sefasına Hu” der. Dede de şu duayı eder ve canlar rahata geçer:
Dar çeken didar göre,
Erenler sefasına vara
Dar-ı Fatıma Ana’dan şefaat ola
Hu.
Kurban lokması yenmeye başlamadan önce, cemdekilerin elle-rini yıkamaları için el suyu gelir. Sucu ve yanında bir bayan sıradan tüm cem erenlerinin eline su döker ve havlu vererek kurulamalarını sağlarlar.
Bundan sonra kurban yemek için hizmetçiler sofrayı hazır-lamaya başlar. Lokmalar sofraya konur ve dedenin duasından sonra lokmalar yenir.
Kurban lokması duası 2
Allah Allah…
Gelen lokma şahına
Şah devletine
Evliya kuvvetine
Lokmalar kabul ola
Niyetler yerini ala
Kurbanlar Hak’a ulaşa
Hak katarında makbulü kabul ola
Gerçeğe Hu.
Lokmalar yenmeye başlar. Dede, hizmetçilere hizmetleri için kendi payından lokmalar verir. Yanındaki canlara lokmalar ve-rir. En son lokmayı da dualar ve canlardan birine verir:
Son lokma duası
Birlerin ikilerin ola
Üçlerin ola, beşlerin ola
Yedilerin ola, On İki İmam’ların ola
On Dört Masum-u Pak’ların ola
Kırkların ola
Kırklar şefaatinden ayırmaya.
Umanın ola, küsenin ola
Özü, gönlü burada olan canların ola
Dardaki bundakilerin ola
Hazreti pir yardımcı ola
Lokmalar Hak’a ulaşa
Hak katarında kabulü makbul ola, Hu.
Kurban lokması yendikten sonra kurbancı ve hizmetliler sofrayı toplarlar ve duaya dururlar:
Kurbancı duası
Allah Allah…
Sofra kucağından
Bereketi bucağından kesilmeye
Elin bereketli ola
Başın devletli ola
Lokma sahibinin lokması kabul ola
Gerçeğe Hu.
Daha sonra dede, giden-duran duasını okur:
Giden – duran (cem sonu) duası
Allah Allah…
Giden duran
Pirler, pir civanları
Boş gelen dolu gide
Evliya muradını vere
Kovsuz, gıybetsiz evine varana
Hızır, Hubyar yardım ede
Şefaatinden mahrum etmeye
Geldiğiniz haneler şen ola,
Şenlikleri kesilmeye
Gerçeğe Hu.
Bu duadan sonra cem dağılır.
[1] Not: Bu çalışma Mehmet Sarıyar tarafından derlenen ve Hubyar Sultan Derneği yayını olan Hubyar Ocağı uygulamalrı ile Aevi yolu erkanı kitabından alınmıştır.