Alevilikte Hızır Cemi (Hubyar Ocağı erkanı örneği)
HIZIR CEMİ
HIDIR ELLEZ CEMİ
Hıdır Ellez (Hızır İlyas) kimdir?
Söylenceye göre Hızır ve İlyas, ölümsüzlük suyu içen ve dünya var oldukça yaşayacak iki peygamberdir
Halk arasındaki inanışa göre ise; Hızır her konuda her şeyi bilen birisidir ve yeryüzünde tanrının bir nevi vekilidir. Hızır ve İlyas sağdır. Hızır karada, İlyas denizde yardıma muhtaç olanlara, zor durumda kalmış olanlara yardım ederler. İmdat isteyenlerin imdadına yetişirler. Hızır ve İlyas yılda bir kez (6 Mayıs Hıdır Ellez gününün gecesi) bir gül ağacının dibinde buluşurlar.
İnanışa göre Nuh peygamberin gemisi fırtınaya tutulmuş, halk feryat edip “Yetiş ya Hızır; bizi kurtar!” diyerek dua etmişler. Duaları Allah tarafından kabul olunarak, fırtına dinmiş. İşte o zaman yüce Allah’a üç gün oruç adamışlar. Bu oruç o günden bu güne kadar aynı inançla tutulmaktadır.
Hızır Orucu her yıl Şubat ayının ikinci Perşembe günü başlar. Hubyarlılar bu orucu 7 gün tutarlar. Oruç tutulan bu yedi gün boyunca da her akşam cem yapılır ve ibadet edilir. İşte bu cemlere “Hıdır Ellez Cemi” denir.
Hıdır Ellez orucu ve cemleri başlamadan bir iki gün önce, köy halkı evlerinde genel bir temizlik yaparlar. Özellikle bu oruçta hayvansal gıdalar yenmediğinden, evdeki tüm kap kacak yıkanır ve bulaşmış olan hayvansal gıdalardan temizlenir. Yine senede bir kere olmak üzere evlerin bacaları (ocakların bacaları) ve soba boruları temizlenir.
Hıdır Ellez Cemi nasıl yürütülür?
Hıdır Ellez Cemi; Hıdır Ellez orucuna ilk kalkılacağı Perşembe akşamı başlar ve yedi gün her gece yapılır. Ve senede bir defa tekrar eder. İlk gün, lokmalar yapılarak gündüzden Hubyar Sul-tan’ın türbesine ziyarete gidilir. Ziyaretle beraber türbe içinde tevhid çekilir. (İleride anlatılacak olan tevhidin aynısı.)
Akşam da cem töreni yapılır. Ceme yine evlerden lokmalar getirilir ve cem bitiminde yenir.
Dedenin, herkesten önce cemevinde hazır bulunması genel kuraldır. Cemevine varınca postuna niyaz eder ve yerine oturur.
Eğer cemde dededen önce gelen başka bir dede var ise; cemi yönetecek dede önce gelen dedenin duasına durur ve postuna öyle geçer. Burada şu dua okunur:
Dar duası 1
Allah Allah…
Darın divanın kabul ola,
İsteğini dileğini Allah, Muhammed, Ali vere
Gelmeniz hayırlı ola
Devahlar kabul ola
Secdeye inen başlar, dişler
Ağrı, acı görmeye.
Gerçeğe Hu.
Veya;
Allah Allah…
Durduğun dardan
Yürüdüğün yoldan
Çağırdığın erden, pirden şefaat ola
Gerçeğe Hu.
Dede yerine oturduktan sonra da; ceme katılacak canların geliş-leri devam eder. Cemevine gelen canlar lokma getirmiş iseler (çörek, kuru yemiş, meyve gibi) lokmaları ile beraber duaya du-rurlar. Dede lokma dualarını verir.
Lokma duası
Allah Allah..
Sofra kucağından
Bereketi bucağından kesilmeye.
Elin bereketli ola,
Başın devletli ola,
Lokma sahibinin lokması kabul ola.
Gerçeğe Hu.
Veya;
Allah Allah…
Lokmalar kabul ola.
Muratlar yerini ala
Hak, Muhammed, Ali kabul eyleye…
İmam Hasan, Şah Hüseyin,
Hünkâr Hacı Bektaş Veli defterine kayıt ola.
Nur’u Nebi Kerem-i Ali,
Pirimiz Hacı Bektaşi Veli
Gerçek Erenler Demine Hu,
Mümine Ya Ali
Duadan sonra; lokmalar, hazırlanması için hizmet sahibine veri-lir. Bu arada, lokma getirsin getirmesin ceme gelen her can veya aile yerlerine oturmadan önce dedenin duasına durur. Aile, sağ-dan itibaren büyüklük sırasına göre yan yana dizilirler. Tüm canlar elleri önünde bağlanmış, sağ ayağı sol ayak başparmağı üstünde ve vücut öne doğru eğik şekilde durur. Dede şu duayı okur:
Dar duası 2
Allah Allah…
Gelmeniz kutlu,
Ağzınız tatlı ola.
İsteğinizi dileğinizi Muhammed, Ali vere;
Ali katarından, Hüseyin yolundan ayırmaya
Üstadımız Ali;
Pirimiz Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli yardımcınız ola
Hubyar Sultan şefaatinden ayırmaya
Gerçeğe Hu.
Veya;
Allah Allah…
Durduğunuz dardan
Yürüdüğünüz yoldan
Çağırdığınız erden, pirden şefaat ola
Gerçeğe Hu.
Veya;
Geldiğiniz yoldan
Durduğunuz dardan,
Çağırdığınız pirden şefaat göresiniz.
Cenabı Hak, Hünkâr Hacı Bektaş Veli Sultan
İkrarınızda bel karar eyleye
Allah’a kul; Muhammed’e ümmet,
Ali’ye talip eyleye
Bu yoldan, bu dardan, bu pirden ayırmaya
Ceddi cemalini yaramaza, uğursuza,
Pirsize duş getirmeye.
Hayının şerrinden,
Görünmez kazadan beladan koruya
Hayırlı evlat, hayırlı devlet,
Hayırlı rahmet, hayırlı nasip eyleye.
Darınız niyazınız kabul ola
Gerçeğe Hu
Duasını alan canlar, cem meydanına secde edip öptükten sonra dedenin elini öperek, arkalarını dedeye dönmeden geri geri çeki-lir ve cemde oturacakları yerlere geçerler ve dar şeklinde oturur-lar. Dede,
“Hu yeni gelen canlar. Destur rahat oturun” deyince rahata geçerler.
Ceme katılacak tüm canlar yerlerini aldıktan sonra cem başlar.
En önce, cemin düzenini ve işleyişini sağlayan gözcü; elinde asası ile gelir ve dede duasını verir;
Gözcü (gözlekçi) duası
Allah Allah…
Darın divanın kabul ola,
İsteğini dileğini Muhammet, Ali vere,
Gözcü Karaca Ahmet’ten cümlemize şefaat ola
Gerçeğe Hu.
Gözlekçi duasından sonra dede, isterse yol hakkında veya gün-lük olaylar hakkında bilgilendirici ve aydınlatıcı konuşmalar ya-par. Nasihat eder.
Konuşma bitiminde gözlekçi; cemi başlatmak için dedenin de iznini alarak, canların dara geçmesini sağlamak için:
“Marifete Hu” der.
Bunun üzerine ön sıradakiler dizleri üzerine dara geçerler; arka sıradakiler ise ayağa kalkar. Hubyar ceminde çoğunlukla ön sı-rada erkekler, arka sırada ise kadınlar bulunur.
Tüm canlar dara geçince süpürgeci, süpürgesini koltuğunun altı-na almış vaziyette meydana gelir ve dedenin elini öper. Cem meydanını süpürerek ileri geri gider. Sırtını hiçbir şekilde dede-ye dönmez. Süpürme işi bitince dedenin duasına durur.
Süpürgeci duası
Allah Allah…
Biz üç bacı idik,
Güruh-u Naci idik,
Kırklar Cemi’nde birimiz süpürgeci idik.
Haki pervane
Mürşidi divane
Kul hizmet ile bağışlana
Seyyid-i Faraş’tan şefaat ola.
Gerçeğe Hu.
Veya;
Hizmetin kabul ola
Muradın hasıl ola
Seyyid Faraş efendimizin
Hizmeti üzerinize ola
Gerçek erenler demine Hu.
Süpürgeciden sonra meydana, elinde bir seccade (cicim) ile sec-cadeci gelir ve dedenin duasına durur.
Seccade duası
Allah Allah…
Seccaden temiz ola,
Özün pak ola,
Hz. Fatma’dan şefaat ola
Gerçeğe Hu.
Seccadeci, duadan sonra seccadeye niyaz eder; yere serer, dört köşesine öperek niyaz eder ve çekilir.
Bundan sonra dede, ceme katılan tüm canların birliği için;
“Arif âşık, gerçeğe nişan.” der.
Ceme katılan her can yanındaki ile niyazlaşır; böylece tüm cem erenleri bir vücut olur. Dede bir duazimam ile cemi başlatır. Bu-nun bir diğer adı da “Cem Birleme Duası”dır.
Cem birleme (akşam) duazimamı
Allah Allah…
La feta illa Ali illa Seyfa illa Zülfikar;
İlla Düldül, illa Kamber illa Şah.
Muhammed Ali’yi candan sevenler
Yorulup yollarda kalmaz inşallah
İmam Hasan’ın yüzün görenler
Hüseyin’den mahrum olmaz inşallah
İmam Zeynel’den bir dolu içen
İmam Bakır’dan kaynayıp coşan
Sıdk ile İmam Cafer’e ulaşan
Bundan özge yola sapmaz inşallah.
İmamı Musa’dan gelen erenler
Can baş feda edip cemler görenler
İmam Rıza’ya zehir verenler
Divanda şefaat bulmaz inşallah.
Bir gün olur okuturlar defteri
Şah oğlunun elindedir teberi
Uyanırsa Taki, Naki, Askeri
Açılan gülümüz solmaz inşallah
Hatai der bu iş bir gün biter a
Özünü kata gör ulu katara
Mehdi şevki bu cihanı tutar a
Şah oğluna sitem olmaz inşallah.
Veya;
Bülbül oldum gül dalında şakırım
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali,
Şahı Merdan kitabını okurum
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali.
Muhammed, Ali’dir dersimi veren,
Hasan, Hüseyin’dir okunan Kuran
Zeynel Abidin’dir kalbime giren
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali.
İmam Bakır nur gölünü akıttı,
İmam Cafer bizi sırdan okuttu,
Musa Kazım gevher yükünü tuttu
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali.
İmam Rıza’nın yaslıdır günü
Taki’nin, Naki’nin akıyor kanı,
Hasan Askeri’ye ulaştır beni
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali.
Şah Hatai’m hayalinde gezdirir
Aşkı muhabbet deryasında yüzdürür
Muhammed Mehdi’ye böyle yazdırır
Medet Allah, ya Muhammed ya Ali.
Veya;
Niyazım var Muhammed’le Ali’ye
Cümle günahıma imamlar medet
Bağışla suçunu bu günahkârın
Cümle günahıma imamlar medet
Ağu kattılar Şah Hasan’ın payına
Lanet indi Muaviye’nin soyuna
İmam’ı Hüseyin’in yüzü suyuna
Cümle günahıma imamlar medet
Zeynel Abidin’dir benim penahım
İmam Bakır kalp evinde mihmanım
Ol İmam Cafer’dir efendim benim
Cümle günahıma imamlar medet
On İki İmam’a niyaz eylerim
Hasan Askeri’ye halim söylerim
Muhammed Mehdi’ye tamam eylerim
Cümle günahıma imamlar medet
Miraçta oturan ol Fahri Ahmet
Yardım eyle bize çektirme zahmet
Muhammed, Ali’ye eylerim minnet
Cümle günahıma imamlar medet
Mehemmed’im zikreylerim erleri
Beyan eylediniz gizli sırları
Rum erleri, Horasan’ın pirleri
Cümle günahıma imamlar medet
Dede, bu duazimamın ardından hiç ara vermeden şu duayı okur:
Hayırların kabulü, şerlerin defi
Kusurların affı için
Aliyen Aliyullah
Veliyen Veliyullah
Mürşidi kâmil
Kâmili mürşit
Duazda imam
Yetiş ya On İki İmam
Öz birliğine
Hacet kabullüğüne
İtikat keskinliğine
On İki İmamlar yoluna
Diyelim Allah Allah
Allah Allah…
Hayır hacetler kabul ola
İstekler kadim ola
Muratlar hâsıl ola
Er’den bakım,
Hak’tan nazar ola
Hazreti Pir şefaat ede
Hak saklaya, Hızır bekleye
Hubyar Sultan yolundan izinden ayırmaya
Gerçeğe Hu.
Dua bitiminden sonra meydandaki seccadenin üzerine yedi genç erkek geçer ve diz üstü dara dururlar. Arka sıralarına başkaları da geçebilir.
Bu sırada cemdeki tüm canlar marifettedirler. (Yani dar duru-mundadırlar. Ön sıradakiler dizleri üzerine, arka sıradakiler ayağa kalkmış olarak.) Tevhidi; cemi yürüten dede, ya da onun görevlendirdiği birisi makamı ile okur. Nefes okunurken cemdeki herkes kollarını birbirinin omzunda birleştirerek kenetlenirler. Nefes sırasında sağa sola sallanarak “Hu” çekerler. Bu sırada şu nefes okunur:
Tevhit nefesi
Virdi Muhammed canım, sürelim himmet
Bir adın Ahmet canım, elhamdülillah
Elhamdülillah, el hüküm Allah
Göklerde ay var, yoksullar bay var
Allaha yalvar canım elhamdülillah
Elhamdülillah, el hüküm Allah
Göklerde yıldız, sürelim dümdüz
Geceler gündüz canım elhamdülillah
Elhamdülillah, el hüküm Allah
Gör Yunus ne demiş, aşk ile “Hu” demiş!
Bu dizeden sonra tevhidin makamı değişir ve cemdeki ve meydandaki tüm canlar tevhit çekmeye başlarlar.
Ilgıt ılgıt eser seher yelleri
Burcu burcu kokar Hak’kın gülleri
Dost kokusu gelir mümin kullara
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Yüreğim evine vurdun perçini
Gönül arzuluyor Ali koçunu
İndim seyreyledim Çin’i Maçin’i
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Yetiştirdim hem bağ ile bostanı
Göresim geldi gözler mestanı
İndim seyreyledim Arabistan’ı
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Saymak olur mu gökte yıldızı
Bağrıma kâr etti nadanın sözü
Yıkanmış bedeni, temizdir özü
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Bir dem usluysam, bir dem deliyim
Coşarsam da hendeğimde doluyum
Eşiğinin ardında edna kuluyum
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Seni Tozanlı’ya bekçi dediler
Meskenini Tekeli’ye koydular
Orda hazır idi Kırklar, Yediler
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Dokuz evliyası vardır başında
Seksen bin şehidi gezer peşinde
Düldül gezmiş; izleri var taşında
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Muhyettin efendim bunlar Yemenli
İpekten halistir onların gönlü,
Kimi “Kürt” der kimi “Hasan Abdallı”
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Hızır dedem yeşil salma sarınır
Can intizar, peşin sıra sürünür
Bunalana bu günleri bulunur
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Muhyettin efendim Hızır atasın
Bağışlıyor sevdiğinin hatasın
Bozatlı Hızır’dan tutmuş putasın
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Abdal Dedem eydür ahuben ağlar ( Herkes secdeye iner)
Coşkun sular gibi ahuben çağlar
Eşiğine yüz sürdüğüm erenler
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Abdal Dedem eydür dostlar yarenler
Ak ikrarın bir araya koyanlar
Eşiğine yüz sürdüğüm erenler
Ellez dedem gelir bizim evlere
Dedem her dem gelir, hem bu demlere
Allah Hu Allah, Hak La İlahe İllallah
Tevhit nefesi biter bitmez dede üç defa salâvat verir.
Er cemali, Pir cemali; Seydi Ahmed’i bilene salâvat
Allahümme salla Ali Seyidinen Muhammed (3 defa)
Salâvattan sonra tüm canlar secdeden kalkar. Ortadaki canlar dedenin duasına durur ve yerlerine geçerler.
Bunun ardından âşık bir duazimam okur ve duazimam bitiminde dede dua eder.
Duazimam
Sitarımda gördüm seni yardıma
Yetiş car günleri Ali, Muhammed
Bastığın türaplar derman derdime
Yetiş car günleri Ali, Muhammed.
Hasan’ın sevgisi candan ırılmaz
Hüseyin’i seven her kim yorulmaz
Dünü günü meylim senden ayrılmaz
Yetiş car günleri Ali, Muhammed.
Ol İmam Zeynel’i candan severim
Muhammed Bakır’ı anar ağlarım
İmamı Cafer’i tesbih eylerim
Yetiş car günleri Ali, Muhammed.
Benim sevdiceğim Musa-ı Kâzım
İmam Rıza’ya vardır niyazım
Taki, Naki kabul eyle sen sözüm
Yetiş car günleri Ali, Muhammed
Askeri, Mehdi merhem eyle yareye
Aşığın emeğini verme araya
Sefil ben de geldim mürvet demeye
Yetiş car günleri Ali, Muhammed.
Kul Himmet, Hatai, Pir Sultan geldi
Kuran Muhammed’e kandilde indi
Mucizatını görenler bu dine döndü
Yetiş car günleri Ali, Muhammed.
Duazimam sonunda dede bir dua okur:
Allah Allah…
Hayır hacetler kabul ola
İstekler kadim ola
Muratlar yerini ala
Er’den bakım,
Hak’tan nazar ola
Hazreti Pir şefaatinden, didarından ayırmaya
Hak saklaya Hızır bekleye
Gerçeğe Hu.
Duanın bitiminde âşıklar Miraçlama’yı okumaya başlar.
Miraçlama ve Kırklar Semahı
Geldi Cebrail buyurdu; “Ya Muhammed Mustafa
Hak seni devaha okudu; Miraç’ta kadim Huda.”
Evvel emanet budur ki, bir rehber tutasın
Daima erkâna yatasın, tariki müştakıma.
Muhammed şu güne geldi; yoktur senden bir azim
Şimdi senden el tutalım Hak buyurdu “vesseha”
(Burada cemdekiler birbirinin elini tutar)
Cebrail’le el tuttular, Muhammed bel bağladı,
İki gönülü bir ettiler, yürüdüler dergâha
(Herkes ellerini önünde birleştirir)
Vardı dergâh kapısına, gördü bir aslan yatar
Aslan O’na hamle kıldı ki, başta koptu bir feta.
Hak’tan bir nida geldi; “Korkmasın Habibim” dedi,
“Hatemin ağzına versin; aslan ister nişane”
Hatemin ağzına attı, aslan penaha gitti, (Eller çözülür)
Yol verdiler Muhammed’e, Hak’ı devaha gitti.
Vardı Hak’a tavaf etti; O’na bunu söyledi:
“Ne güzel Şir’in var imiş; hayli cevr eyledi bize”
Gördü bir biçare derviş, hemen yutmak diledi
Ali bile olaydı dayanır mıydı ol zara.
“Ey benim sırrı devletim, sana tabidir Habibim”
İndi eşiğe pervaz kıldı, Kubbe-i kıblegaha.
(Yere secde ile niyaz edilir, kalkılır)
Kudretten taam (yemek) geldi, Hazreti Emrullah’a
Biri süttür biri baldır, el sundular taama.
Doksan bin kelam danıştı, iki gönül dostuna
Tevhidi armağan verdi, yeryüzünde mümine.
Muhammed ayağa kalktı, ümmetini diledi (Herkes ayağa kalkar)
“Ümmetime sünnet olsun”; dedi Şahı Evliya
Eğilip secde kıldı; “Hoşça kal Sultanım” dedi
Kalkıp evine giderken; yol uğrattı Kırklara
Engine koydu özünü; turaba sürdü yüzünü, (Eğilip, niyaz alınır)
Hak gönderdi Cennetten, iki salkım üzümü
Selman anda hazır idi; Şeydullah’ın diledi
Bir üzüm tanesi koydu; Selman’ın keşkülüne
Vardı Kırklar makamına; oturup bende oldu sakin (Herkes oturur)
Cümlesi de secde etti; Hazreti Emrullah’a
(Yere secde edilip, doğrulur)
Muhammed lisana geldi; “Ya size kimler derler?”
İçerden bir avaz geldi; “Bize ol Kırklar derler !”
“Ya siz otuz dokuzsunuz; nerden malumdur kırkınız?”
“Selman Şeydullah’a gitti; onda tamam varımız”
“Birimiz kırk, kırkımız bir; sayrı değil varımız,
Birimize neşter vurulsa; hep birden akar kanımız”
Selman Şeydullah’tan geldi; “Hu” deyip içeri girdi, (Herkes Hu der)
Keşkülün meydana koydu; “Hoş geldin Süphanım” dedi.
Bir üzüm tanesi çıktı, Selman’ın keşküllahından
Kudretten bir el geldi, ezdi engür eyledi.
Hatemi parmakta gördü, uğradı müşkül hâle.
O engürden biri içti; cümlesi de oldu hayran
Mümin Müslim üryan püryan hep girdiler semaha.
Burada semahçılar meydana girip Kırklar Semahı’na başlarlar
El vurdular desti kafa, yetiş Muhammed Mustafa
Dediler ki cana safa; dediler ki Allah Allah !
Evveli sen ahiri sen, zahiri sen, Bâtıni sen
Gizli sırlar sana beyan, dedi Settarsın ya Ali
Yürü ya hey hakikat aynası, açılır güller goncası
Yürü hey dört duvarın bünyası, dediler ki Allah Allah.
Can Hatai’m vakıf oldu bu sırrın ötesine
Hak söyledi inandıramadı özü çürük ervahın atasına.
Miraçlamanın bitmesi ile semah dönen canlar dedenin karşısın-da dara geçerler ve dede şu duayı okur:
Allah Allah…
Durduğunuz dardan
Yürüdüğünüz yoldan
Çağırdığınız erden pirden şefaat ola
Semahlarınız Kırklar Semahı ola,
Kırklar şefaatinden ayırmaya
Gerçeğe hu…
Duadan sonra; semahçılar, seccadenin üzerinde dara geçer ve el ele tutuşurlar. Âşığın (zakirin) deyişi süresince “İrfanda niyaz eylesin” mısrasından sonra semahçılar ve cem erenleri birbirine niyaz verir. Âşık şu deyişi okur:
Yürük olur gönül kuşu
Evliya söyletir başı
Eksikliğini bilen kişi
İrfanda niyaz eylesin.
İrfanını bilen gelsin,
Ali katarına dursun,
Tecelliye yüzler sürsün
İrfanda niyaz eylesin.
İrfana giren bacılar
Görmesin ağrı acılar
Yol oğlu müslim bacılar
İrfanda niyaz eylesin
Ali yoludur yolumuz
Hak’a malumdur halimiz
Daim irfanda dilimiz
İrfanda niyaz eylesin
Ali katarı bu katar
Evliyalar semah tutar
Ali’m “Car” diyene yeter
İrfanda niyaz eylesin.
Der budalan dünya fani
Veren alır bir gün canı
Kusura kalmayan Ali
İrfanda niyaz eylesin.
Abdal Dedem oldu tamam
İşte geldi sahip zaman,
Şeyh Safi’den On İki İmam
İrfanda niyaz eylesin.
Âşık başka bir deyişe geçer. Semahçılar ayağa kalkar ve dön-meye başlarlar. Semahçıların kolları yanlara açık avuçları yukarı doğrudur ve “Hu, hu…” diyerek dönerler.
Ali oğluyum amanıyam
Şöyle bir niyetim vardır.
Uğrunda kadem basınca,
Başında devletim vardır.
Okurum aktan karadan,
Mehdi çıkar mağaradan
Sürün münkiri aradan
Düldül derler atım vardır.
Düldül ata binsem gerek
Derya deniz sürsem gerek
Meydanda savaşsam gerek
Böyle bir niyetim vardır.
İnip İstanbul’u alam
Padişah’ı suya salam
Ayasofya’da bir dem kurum
Böyle bir niyetim vardır.
Giden evliyalar gele
Gaziler sancağın ala
Kırklar demine bir dem kıla
Böyle bir niyetim vardır.
Pir Sultan’dır benim soyum
Şecerem elimde kaim
Aslım İmam Hüseyin
İstersen ispatım vardır.
Deyiş bitince; semahçılar bir saf halinde, elleri birbirinin beline sarılı olarak dedenin karşısında duaya dururlar.
Allah Allah…
Vakitler hayır ola,
Şerler def ola,
Muradınız hasıl ola
Semahlarınız Kırklar Semahı ola.
Hak, Muhammed, Ali utandırmaya
Gerçeğe Hu.
Devamında, semahçılar meydanda tekrar dara geçer. Âşık eşli-ğinde tevhit çekmeye başlarlar. Tevhide cemdeki tüm canlar sa-ğa sola sallanarak katılırlar. Ve hep bir ağızdan “Hu, ” çekerler.
Âşık şu deyişi okur:
Bugün akşama Cuma
Evliyalar gelir ceme
Hızır dedemi görmeye
Sefa geldin Hıdır Ellez
Yedi gündür bunun orucu
Tutana yoktur sorgucu
Kâfire çalın kılıcı
Sefa geldin Hıdır Ellez
Kerbela’dan kaça kaça
Abu hayat içe içe
Ponudunu saça saça
Sefa geldin Hıdır Ellez
Kerbela’dan geri kaçtı
Ponudunu orda saçtı
Münkirler peşine düştü
Sefa geldin Hıdır Ellez
Abdal Dedem indirelim
Hızır gelmiş konduralım
Ahvalimizi bildirelim
Sefa geldin Hıdır Ellez
Semahçılar tekrar dedenin duasına durur.
Allah Allah…
Vakitler hayır ola,
Şerler def ola,
Muradınız hasıl ola
Semahlarınız Kırklar Semahı ola.
Hak, Muhammed, Ali utandırmaya
Gerçeğe Hu.
Semahçılar bu sefer de âşık (zakir) eşliğinde “Hubyar Sema-hı”na başlarlar. Bu semahın bir adı da “Baş Semahı”dır.
Hubyar Semahı 1
Evel erkân ile, evel yol ile
Gelsin hizmet ehli semah eylesin
Yaradanım yardım etsin kuluna
Gelsin hizmet ehli semah eylesin
Dolduğumuz evler bol olsun nurdan
Biz de böyle gördük uludan pirden
Yardımcımız olsun ol Şah-ı Merdan
Eylesin erenler semah eylesin
Yaylarsan, çık Şah’ın yaylasın yayla
Söylersen Muhammed, Ali’den söyle
Ali’m aşkına gel bir semah eyle
Eylesin erenler semah eylesin
Semah eyleyenler haslar hasıdır
Semah eylemeyen Hak’ın nesidir?
Abdal Pir Sultan’ım er nefesidir.
Eylesin erenler semah eylesin
Muhammed Mustafa Habibullah’tır
Şu dünyaya baki kalan Allah’tır.
Semahtan sonra duaya durulur.
Semah duası
Allah Allah…
Semahlar saf ola,
Günahlar af ola,
Semahınız Kırklar Semahı ola,
Rehberimiz On İki İmamlar,
Yardımcımız Hak, Muhammed, Ali ola,
Nuru Nebi Kerimi Ali,
Pir’imiz Üstadımız Hünkâr Hacı Bektaş Veli,
Dil bizden, nefes İmam Hüseyin’den ola
Gerçek Erenler Demine Hu.
Hubyar Semahı’ndan (Baş Semahı) sonra, yöresel semahlara geçilir. Semah dönmeler bittikten sonra gözlekçi “Marifete Hu” diyerek cemaati dara geçirir ve ardından pervaz başlar.
Pervaz
Pervaz yapacak semahçı evlenmemiş bir bacı olmalıdır. Semah-çı meydana gelir, seccadeye niyaz eder ve âşık (zakir) eşliğinde pervaza başlar:
Duazimam
Felekten zuhur olalı
Ah ederim figanım var
Günahım çoktur gamım yok
Muhammed gibi mahım vardır
Artıyor Ali’nin demi
İmam Hasan gevher gani
Şah İmam Hüseyin gibi
Muallâkta dergâhım var
İmam Zeynel lâl ü gevher
İmam Bakır kırdı küffar
Mihr içinde İmam Cafer
Şemsi gibi bir mahım var
Musa-ı Kâzım’a düştük
İmam Rıza’ya ulaştık
Muhammed Taki’den içtik
Dolu dolu kadehim var
Pir Sultan’ım Naki candır
Askeri dindir imandır
Mehdi sahib-i zamandır
Mürvetli padişahım var.
Duazimam’ın devamında şu nefes okunur:
Şah dedim, vah dedim
Sıdk ile Allah dedim
Çık Safi süre süre
İndim kuyu dibine
Eğildim su içmeye (Pervazcı burada yere niyaz eder, kalkıp kendi etrafında dönmeye başlar)
Pervaz kıldım uçmaya
Şahın geldi dediler
Alçacık kiraz dalı
Dibinde yeşil halı
Geldi Şah’ın hayali
Şah bir tanesin verdi
Hayır nefesin verdi
Mümine zevki sefa
Münkire cefasın verdi
Bu yol erenlerindir
Çarka girenlerindir
Bu yola eğri sığmaz
Doğru gelenlerindir.
Can Hatai’m az geldi
Sağ elinde saz geldi
Kırkların meclisine
Cebrail ile kız geldi
( Gözlekçi meydana girer; pervazcıyı durdurur ve duaya dururlar. Dedenin duasından sonra seccade üzerinde dara gelirler .)
Âşık ( zakir ) devam eder:
Şah şaha karşı canım
Mah maha karşı
Erenler bir niyaz kılalım
Dergâha karşı canım
Çekelim aşkın yayını
Sevelim Ali soyunu
Ceme koymayın hayını
Tevhid kemalin buldu
Yol erkân yolun buldu
Hep gönüller saz oldu
Hatai’nin gelmesine
Müminin itikatlı olmasına
Demlerin kabul olmasına
Diyelim Allah Allah
Dede dua eder:
Allah Allah…
Hayır hacetler kabul ola
İstekler kadim ola
Muratlar hasıl ola
Erden bakım,
Hak’tan nazar ola
Hazreti Pir şefaatinden, didarından ayırmaya
Hak saklaya Hızır bekleye
Gerçeğe Hu.
Duadan sonra süpürgeci gelir; dedenin önünde “Ya Allah, ya Muham-med, ya Ali” diyerek üç defa meydanı süpürür ve duaya durur:
Süpürgeci duası
Allah Allah…
Biz üç bacı idik,
Güruh-u Naci idik,
Kırklar Cemi’nde birimiz süpürgeci idik.
Haki pervane
Mürşidi divane
Kul hizmet ile bağışlana
Seyyid-i Faraş’tan şefaat ola.
Gerçeğe Hu.
Veya;
Allah Allah…
Hizmetin kabul ola
Muradın hasıl ola
Seyyid Faraş efendimizin hizmeti üzerinize ola
Gerçek erenler demine Hu.
Süpürgeciden sonra dua için, elinde bir tas su ile sucu (saka) gelir ve duaya durur.
Sucu (saka) duası
Allah Allah…
Hayır hizmetin kabul ola,
Yüzün ak ola,
Özün saf ola,
Sadık-ı Şah’tan
Selman-ı Pak’tan şefaat ola.
Gerçeğe Hu.
Elindeki sudan dededen başlayarak üç kişiye birer yudum içirir. Su içirirken; cemdeki tüm canlarla beraber şunu söyler:
Derim saka İmam Hasan, Şah Hüseyin
Kelamullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Şefaatullah İmam Hasan, Şah Hüseyin
Sucudan sonra âşıklar dedenin duasına durmak için gelir. Sucu da âşıklarla beraber tekrar duaya durur.
Âşık (zakir) duası
Allah Allah..
Hizmetiniz kabul ola
Muradınız hasıl ola
Ağzınız ağrı, acı görmeye
Diliniz bülbül, kalbiniz gevher ola
Zikrettiğiniz erenlerin, evliyaların himmetleri üzerinizde hazır ve nazır ola
Hizmetinizden şefaat göresiniz
İmam Zeynel postuna bel karar eyleye
Gerçeğe Hu.
Bu sırada süpürgeci aşığın sazından tutar ve tekrar bir dua alır:
Fadime ana, Fatma ana şefaat ede
Şefaatinden ayırmaya
Gerçeğe Hu.
Âşık ve süpürgeciden sonra; elinde yanan bir mum ile çerağcı gelir ve duasını alır:
Çerağcı duası:
Allah Allah…
Mum çırasın yandırdın
Yansın yansın yakılsın
Ol Huda’nın aşkına
Kâinatta yanan dem Hacı Bektaş aşkına
Delil ürüşan ola
Münkir perişan ola
Müminin ceddi yürüye
Münkirin soyu kuruya
Cebiri Ensar’dan cümlemize şefaat ola
Şefaatinden ayırmaya
Gerçeğe Hu.
Çerağcı’dan sonra haberci (peyik) gelir ve duaya durur:
Haberci (peyik) duası
Allah Allah…
Durduğun dardan
Geldiğin yoldan
Gideceğin yerden
Hayır haber ve sağlık getiresin
Hizmetinden hayır hasenat göresin
Hizmetin Cebrail Aleyhiselam’ın hizmeti olsun
Erler, pirler yardımcın, Hızır kılavuzun olsun
Zorda kalmayasın, engelle karşılaşmayasın
Her işin düz olsun, gayretin bol olsun
Hizmetinden şefaat bulasın
Gerçeğe Hu.
Daha sonra dua için bekçi gelir ve dede duasını verir:
Bekçi duası:
Durduğun dardan
Yürüdüğün yoldan
Çağırdığın erden pirden şefaat bulasın
Deryalar bekçisi Boz Atlı Hızır şefaat ede.
Gerçeğe Hu.
En son olarak gözlekçi, süpürgeci ile beraber cümlesine duaya durur.
Gözcü (gözlekçi) duası
Allah Allah…
Cümle hacetler kabul ola
Hizmetinizden şefaat bulasınız
Gözlekçi Karaca Ahmet
Katarından, didarından ayırmaya
Gerçeğe Hu.
Duadan sonra dardaki canların rahata geçmesi için gözlekçi “Erenlerin sefasına Hu” der. Dede de şu duayı eder ve canlar rahata geçer:
Dar çeken didar göre,
Erenler sefasına vara
Dar-ı Fatıma Ana’dan şefaat ola.
Hu.
Lokmalar yenmeye başlamadan önce cemdekilerin ellerini yıka-maları için el suyu gelir. Sucu ve yanında bir bayan sıradan tüm cem erenlerinin eline su döker ve havlu vererek kurulamalarını sağlarlar. Bundan sonra lokma yemek için hizmetçiler sofrayı hazırlamaya başlar. Lokmalar sofraya konur ve dedenin şu duasından sonra yenir.
Lokma duası
Allah Allah…
Gelen lokma şahına
Şah devletine
Evliya kuvvetine
Lokmalar kabul ola
Niyetler hasıl ola
Kurbanlar Hak’a ulaşa
Hak katarında makbulü kabul ola
Gerçeğe Hu.
Lokmalar yendikten sonra dede cemin bitiş duası olan giden duran duasını verir ve cem sona erer.
Giden – duran (cem sonu) duası
Allah Allah…
Giden duran
Pirler, pir civanları
Boş gelen dolu gide
Evliya muradını vere
Kovsuz, gıybetsiz evine varana
Hızır, Hubyar yardım ede
Şefaatinden mahrum etmeye
Geldiğiniz haneler şen ola,
Şenlikleri kesilmeye
Gerçeğe Hu.
Bundan sonra cem dağılır.
Not: Bu çalışma Mehmet Sarıyar tarafından derlenen ve Hubyar Sultan Derneği yayını olan Hubyar Ocağı uygulamalrı ile Aevi yolu erkanı kitabından alınmıştır.