HDP, Türkiye’nin Normalleşmesi İçin Yürüyor
HDP İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, TBMM Genel Kurulunda parti grubu adına yaptığı konuşmada; HDP’nin başlattığı demokrasi yürüyüşünün, yaşanan haksızlıklara ve hukuksuzluklara itiraz için, Türkiye’nin siyaseten normalleşmesi için, sokağa çıkamayanların sesi olmak için yürüdüklerini ifade etti.
Konuya ilişkin Tutanak metni ve konuşma videosu aşağıdadır.
TUTANAK HİZMETLERİ BAŞKANLIĞI
Dönem: 27 Yasama Yılı: 3 Tarih: 18.06.2020 Birleşim: 102 Ham Tutanak Sayfası:191-
Konuşmacı: ALİ KENANOĞLU Seçim Çevresi: İSTANBUL
Tutanak Metni:
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifinin 15’inci maddesi üzerine parti grubumuz adına söz aldım. Tabii, bu madde kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklardaki iç kontrol sisteminin oluşturulması ve istihdam edilen iç denetçilerin mali ve sosyal hakları ile harcırahlarının bakanlık iç denetçilerine denk olmasına yönelik bir düzenleme.
Günümüzde “Kamu iç denetçilerinin görevi ne?” diye sorarsak maalesef artık böyle “Üst yöneticilerinin önerilerini yerine getirmekten ibaret.” diye bir cevap verebiliriz. Aslında kamuda yapılan bu iç denetimler tamamen sahte denetimler. İç Denetim Koordinasyon Kurulundan tutun da iç denetçilik teşkilatı sanal bir görev icra ediyor. Kamu kaynaklarının israfını önlemek bir tarafa, asıl kendileri israfa neden oluyorlar ve bu israfları da ortaya çıkarmayarak israfa da bir şekilde hizmet etmiş oluyorlar; itiraz etseler, ortaya çıkarsalar da görevlerinden alınıyorlar yani geldikleri pozisyon budur.
Dolayısıyla bu teklif, kanunda olduğu gibi, KİT’lerde de iç denetçilerinin mali ve sosyal haklarının Bakanlıkla aynı düzeye getirilerek yeni bir israf kapısı açmaktan öteye giden bir şey değildir. Keşke hakkıyla, adaletiyle, hukukuyla iç denetim görevlerini yerine getirseler de biz de gönül rahatlığı içerisinde onların bütün sosyal haklarının, her türlü haklarının daha da fazla artırılmasını desteklesek.
Tabii, bu haksızlıklar ve hukuksuzluklar, işte, bizim tam da itiraz ettiğimiz ve hep sorulan “Siz niye yürüyorsunuz?”un cevabını içeren şeylerdir. Biz Türkiye’nin normalleşmesi için yürüyoruz. Yani Türkiye’nin normalleşmesi, sadece AVM’lerin açılmasıyla, insanların alışveriş yapmasıyla olacak bir şey değildir; normalleşmek sadece sağlık sistemi üzerinden ya da bu alışveriş merkezlerini kullanmak, gidip oralarda alışveriş yapmak üzerinden değerlendirilebilecek bir durum değildir.
Türkiye’nin bir bütün olarak normalleşmesi için siyaseten de normalleşmesi gerekiyor; haklarını, hukuklarını kullanma anlamında da normalleşmesi gerekiyor.
Şimdi, bakın, Tüketici Başvuru Merkezi Onursal Başkanı Aydın Ağaoğlu şöyle diyor: “Bu elektrik faturalarındaki haksızlıklara yeterli tepki verilemediği için bu haksızlıklar ve hukuksuzluklar devam ediyor.” Şimdi, halk buna yeterli tepkiyi niye veremiyor? Çünkü iktidar torpili deşifre edenlere “namussuz” diyor çünkü iktidar bir güreşçiyi bankacı yapanları eleştirenlere “vatan haini” diyor çünkü iktidar haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği bir bütün olarak toplumda dile getirenlerin hepsine de “terörist” diyor.
Şimdi, bu koşullar altında yaşanılan bütün bu haksızlıklar ve hukuksuzluklar karşısında insanlar sesini çıkaramaz, sokaklarda itirazlarını yükseltemez vaziyete getiriliyor. İşte, biz HDP olarak diyoruz ki: Türkiye’nin normalleşmesi lazım. Bu kadar haksızlığın, hukuksuzluğun yaşandığı bir yerde bu itirazların yükseltilmesi gerekir ki insanların pandemi sürecinde, evde kaldıkları bu süre içerisinde elektrik, su, doğal gaz ve internet faturaları, bu tür faturalardaki bütün haksızlık ve hukuksuzluklara karşı da itiraz edebilmeliler.
Şimdi öyle bir noktaya geldik ki bu faturalar insan hayatının, bir ailenin geçiminin en önemli giderlerinden birisi hâline geldi. Bakıyorsunuz şöyle bir durumla karşı karşıya kaldık bu süre içerisinde, pandemi süreci içerisinde: Şimdi, kıyas fatura yapıldı, kıyas fatura. Yani dediler ki: “İşte sağlık gereğince personel gitmesin, bunları okumasın, öncekine göre kıyas yapalım.” Ya bu kıyas öyle bir şey olmuş ki sayaç okuma bedelini de kıyas olarak fatura etmeye başladılar. Ya sayacı okumamışsın neyini kıyas olarak tekrar yazıyorsun buraya? Fatura bedeline onu da koydu.
Bu yetmiyormuş gibi ayrıca açma-kapama bedelini de kıyas olarak kesmeye başladı. Yani kimi yerlerde ödeme tarihinin son gününde gelip fatura kesti ya da faturayı kestiği gün son ödeme tarihini koydu, ondan sonra da açıp-kapama yapmadığı hâlde -yani bir elektrik kesintisi, su kesintisi, doğal gaz kesintisi gibi- özellikle elektrik firmaları birçok yerde kesmiş gibi kıyas fatura yaparak açma-kapama bedelini faturaya yansıttı.
Şimdi, e tabii vatandaş bunlara tepki göstermekten çekiniyor. Niye? E Türkiye artık hiçbir konuda normal değil, demokratik haklar konusunda da normal değil.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ KENANOĞLU (Devamla) – Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN – Toparlayın.
ALİ KENANOĞLU (Devamla) – İşte, biz tam da bu anlamda Türkiye’de bütün halkların, bütün insanların, bütün emekçilerin haklarını arayabileceği anlamda Türkiye’nin normalleşmesini de istiyoruz.
Burada şunu biz önerdik ve tekrar ediyoruz: Elektrik, su, doğal gaz ve internet – artık internet de zorunlu giderler arasına girdi- faturaları mutlaka asgari limitlerde faturadan muaf edilmesi gerekir. Yani bir ailenin ihtiyacının asgari düzeyinde tutarlar faturalardan muaf edilmesi gerekir. Bu, sosyal devlet olmanın gereğidir. Yani sosyal devlet olmak, insanları kolay kredi kullanabilir hâle getirmek değildir, “Biz insanları kolay borçlandırıyoruz.” demek değildir, işte, sosyal devlet olmak; insanların asgari, mecburi giderlerini bu anlamıyla faturalardan muaf ederek yaşamlarını kolaylaştırmaktır.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.(HDP sıralarından alkışlar)