Aleviliği Siyaseten Kullanmak Ne Demektir
Aleviliği Siyaseten Kullanmak Ne Demektir
Sosyal medyada yapmış olduğumuz kimi siyasi paylaşımlar bazılarının hoşuna gitmeyip aslında paylaşıma cevap veremedikleri için konuyu başka bir yöne çevirmek adına Partime ve Şahsıma yönelik kendilerince kimi suçlamalar yaparak kendilerini rahatlatmaya ya da bizim eleştirilerimizi akıllarınca boşa çıkartmaya çalışanlara sıkça rastlıyoruz.
Bunlara tek tek cevap vermek yerine bu birbirine benzeyen sorulara toplu bir yazıyla cevap vermek gerektiğini düşünerek bu yazıyı kaleme aldım.
Suçlamalar şu başlıklardan oluşuyor;
1- Vekil olmak için Aleviliği kullanıyorsun diyenler
2- HDP’ye sırf Vekil olmak için gittin diyenler
3- HDP Aleviliği sadece kullanıyor, Alevilik umurunda değil onların amacı Kürtlük diyenler
4- Aleviliği Türkçülük olarak görüp bizi çıkarımız için Kürtçü olmakla itham edenler
Cevaplarım;
1- Ben Alevi kurum başkanıyken HDP tarafından şahsıma yapılan vekil adaylığı teklifi sonrasında önce yönetim kurulumuzu sonra üyelerimizi ve yoldaşlık yaptığımız insanlarımızı, Ocak dedelerimizi ve Analarımızı toplayıp teklifi değerlendirdik ve başkanı olduğum Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği ve yoldaş kurumlarımızın onayı ve rızasıyla aday olup 7 Haziran 2015 yılında HDP’den Milletvekili seçildim.
Vekil seçildikten sonra Ocak merkezimiz Hubyar Köyü ve Ocağımıza bağlı talip köylerimize yaptığım ziyaret ve oradaki karşılanmam Vekilliğimin rızalığına gösterilen büyük bir teveccühtü.
Aktif siyasete girdikten sonra geldiğim yeri asla unutmadım ve Alevi hassasiyetini her fırsatta ortaya koyarak gerek parti içinde gerekse siyasi alanda Alevileri siyasi arenada görünür kılmaya çalıştım.
Vekilliğim süresince meclis kürsüsünü diğer Partili Alevi vekil arkadaşlarımızla birlikte sık sık Alevilerin sorunları için kullandık. Meclis tarihinde Aleviliğin mecliste en çok konuşulduğu dönem bizim vekillik dönemimiz olmuştur ki herkese açık meclis tutanaklarında bunu görebilirsiniz.
Alevi kurum başkanı olarak siyasete girip vekil oldum ve hem mecliste hem de dışarda Aleviliğin mücadelesini verip Alevilerin meclisteki sesi olmaya gayret ettim. Bunu yaparken “ben Alevileri temsil ediyorum ve/veya Alevi kurumları adına buradayım” demedim.
Alevilerin sorunlarına sahip çıkıp meclis kürsüsünde Alevilerin ve Alevi kurumlarının sesi olmaya çalıştım.
Aleviliği vekil olmak için kullanmak ise Alevilerin oyu ile vekil olup Aleviler için hiçbir şey yapmamaktır. Kamuoyunda herkes bu kişilerin kim olduğunu ve bu partilerin hangileri olduğunu iyi bilmektedir.
2- Ben HDP’ye Vekil olmak için gitmedim. 2015 yılında HDP’li olduğum doğrudur ama ben HDP’yi kuran Halkların Demokratik Kongresi (HDK)’nde Alevi kurumlarının onayı ve rızalığı ile onlar adına 2011 yılında HDK’nin kuruluşunda yer aldım.
Çünkü ben Alevi kurum başkanıyken Alevilerin sorunun Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik olmayışından kaynaklı olduğunu yani Alevi sorunun bir Demokrasi sorunu olduğu tespitini yaparak Demokrasi mücadelesi veren diğer tüm sol – sosyalist yapılarla ortaklaşmak gerektiğini düşündüm ve bunun gereğini yaptım. HDK ile de yolarımız o şekilde kesişti.
Anlayacağınız iddia edildiği gibi ben Vekil olmak için HDP’li olmadım, HDP fikriyatını zaten HDP kurulmadan önce benimseyip bizzat HDP’nin kuruluşunda rol aldım, HDP’yi kuran HDK’nin kuruluş örgütlenmesinde çalıştım.
3- HDP bizi vekil olmamız için davet ettiğinde Alevi kurumları olarak HDP yöneticileri ile görüşmeler yaptık ve HDP’nin Alevi sorunun çözümünü bir parti politikası olarak kabul edip etmediğini irdeledik. HDP yetkilileri ise bize “bu parti ortak bir mücadele hattıdır, anti demokratik uygulamalardan mağdur olan herkesin bu parti içerisinde kendilerini kendi renkleriyle kendi kimlikleriyle temsil etmesini istiyoruz ve sizin mağduriyetinizi sahiplenip hep birlikte ‘biz’ olacağız” dediler.
Bu dediklerinin sadece söylemde kalmadığını HDP’nin Alevi mücadelesini politika olarak benimsediğini miting meydanlarından, parti program ve seçim bildirgelerinde yer alışından ve meclis faaliyetlerinden de çok net görmekteyiz.
Aleviliği ve Alevileri siyaseten kullananlar Alevilerin oylarını alıp Aleviliği ağzına almayanlardır.
4- Sosyal medyada son birkaç yıldır “Türkçü Aleviler” türemeye başladı. Bu kişiler ya Alevi Pirlerinin adıyla ya da “Türk Alevi, Türkmen Alevi” vb. isimlerle açtıkları sosyal medya hesaplarından sürekli Aleviliğin ne kadar Türklük olduğunu söyleyip açıkça Kürt düşmanlığı yapmaya ve Aleviliği kendileri gibi görmeyenlere de aynı şekilde saldırarak karalamaya, akıllarınca hedef göstermeye çalışıyorlar.
Onlara göre Hünkâr Bektaş Veli’de, Pir Sultan’da, Hubyar Sultan’da Anadolu’ya Türklüğü yaymak için gelmişler. Dertlerinde Alevilik yok. Alevilerin bu topraklarda yaşadığı sorunları yazanlara da “terörist” diyerek saldırıyorlar.
Bu kişiler 12 Eylül sonrasında üretilen Türk İslam sentezinin Türk Alevi uygulayıcıları olarak sahneye çıktılar ve belirli bir hedefle bu arenaya girdikleri açıkça belli oluyor. Kimisi de bu akıma kapılıp farkında olmadan bu zihniyete hizmet ediyor.
Bunların önceliğinde asla ve asla Alevilik yok tek öncelikleri Türklük ve Kürt düşmanlığı. Onlara göre Alevilik demek zaten Türklük demektir.
Benim Tokatlı bir Türkmen Alevi olarak HDP’de yer almam bunların fena halde ezberini bozmuş ki arada bir bana saldırmayı ve beni hedef göstermeyi görev edinmişler. Bazen doğrudan beni konu eden ve hedef gösteren paylaşımlar yapıyorlar bazen de benim paylaşımlarımın altına üşüşüyorlar.
Bunların bir kısmı da aslı astarı olamayacak yalanlarla beni itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Örneğin benim Köyüme bile giremediğimi, Ocağımda itibar görmediğim yalanlarını yazıyorlar.
Benim HDP Milletvekili olarak Hubyar Köyüne girişim ve Hubyar Ocağı köylerindeki ziyaretlerde karşılanmalarımı görmek ve bilmek istemiyorlar. Çünkü bunlar hakikate düşmanlar sadece herkesin kendi uydurdukları yalanlara inanmasını bekleyip algı operasyonları yapıyorlar.
Ben HDP’de Tokatlı bir Türkmen Alevi olarak, hem de Hubyar Ocağı evladı bir Ocakzade olarak yer aldım. Türkmenliğime de sahip çıktım Aleviliğime de.
Şeyh Said’in torunu KÜRT Prof. Dr. Hişyar Özsoy’la ve Başörtü mücadelesinde idamla yargılanan Hüda Kaya ile, Ermeni Garo Paylan ile, Süryani Tuma Çelik’le, Ezidi Ocak evladı Feleknas Uca ile bir Türkmen Alevi olarak omuz omuza Demokratik Cumhuriyet mücadelesi verdim ve vermeye de devam ediyorum. Hepsini çok seviyor ve hepsiyle de gurur duyuyorum. Tarih bir gün bu mücadele ortaklığını yazacaktır ama bu kafatasçılar değil onların torunları bu mücadele birliğini okuyup gıpta edip saygı duyacaklardır.
Öyle laf atıp bizi karaladığını zannedenler öncelikle kullandıkları kavramların ne anlama geldiklerini incelemek, irdelemek durumundadır. Boş laflarla kara propagandalarla ne demokrasi mücadelesinde bedel ödemiş ve ödemeye devam eden HDP – DEM Partilileri, ne de hayatını Alevi mücadeleyle geçirmiş benim gibi insanları karalayabilirsiniz. Ucuz hesaplarınızı saçma gerekçelerinizle kimsenin bizi yıpratmasına, itibarsızlaştırmasına, karalamasına izin vermeyeceğiz.
Anlımız açık başımız dik, verdiğimiz mücadele gelecek kuşakların bu topraklarda huzur içerisinde yaşaması içindir. Verdiğimiz mücadele Alevi olmanın bir gereği, insan olmanın bir gereğidir.
Aşk ile
Ali Kenanoğlu