Geçtiğimiz günlerde Selahattin Demirtaş bir röportajında; “Bu kadarını da yapmazlar dediğiniz her şeyi yapacaklar” demişti. O zaman “Acaba bu ülkeyi başka ne tür karanlık günler bekliyor” diye düşünmüştüm. Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’u sırlandığı topraktan geri çıkartmak zorunda kalınca yaşanacak karanlığın, yapılacak alçaklığın dibe vurmuş hali olduğunu hep birlikte gördük.
Hatun Tuğluk’un bedeninin toprağa verilmesine karşı çıkan güruh arabalarla mezarlığa gelip “Burada şehitler yatıyor, burası Ermeni mezarlığı değil” diyerek Hatun Tuğluk’un İncek mezarlığına sırlanmasına karşı çıkıyor ve mezarı söküp atmakla tehdit ediyorlar. O esnada mezarlıkta bulunan Çilem Küçükkeleş’in beyanına göre ise güruhtan birileri de “Cemevinden gelen cenaze burada yatamaz” diyerek saldırıyor.
Hatun Tuğluk, Dersim’li bir Alevidir. Hatun Tuğluk’un cenazesine bu saldırıyı yapanların ağabeyleri olan kimi faşist ırkçılara göre Dersim’li Aleviler zaten Ermeni oluyorlar. Hatun Tuğluk’un Alevi olan ve cemevinden yolcu edilen bedenine yönelik saldırının alt yapısı eli kalem tutan ağabeylerince çokça dile getirildi.
Olaya nasıl tepki vereceğimizi bilemez olduk, alçaklığın bu kadarına karşı ne yapılabilir ki bilemedik. Tabii ki bizim muhatabımız oradaki bir avuç alçak güruh değil o güruhun orada tehditlerine, saldırılarına göz yuman güvenlik güçleridir, o güvenlik güçlerinin Bakanı, o Bakanın Hükümeti, Reisidir.
Bu alçak saldırı, “Hepimiz kardeşiz, bu vatan hepimizin” diyenler ve de bu ülkenin Kürt’ü, Alevi’sinde “Ankara Kürt’ün vatanı değil, Dersim’de sizin vatanınız değil” algısını oluşturmuştur. Bu algıyı yaratan, yaşatan, yeşerten, büyüten, besleyen sizlersiniz.
Rum’un, Ermeni’nin malını, mülkünü alıp zenginleşen, kültürünü kullanıp Ermeni’nin bıraktığı eserlerle övünen bu alçaklar Ermeni diye toprağa konan bedene karşı çıkmaktadırlar.
Eski bir aşiret sözü vardır; “Ölülerimize saygısı olmayanlar düşmanlığımızı bile hak etmeyecek kadar alçalmışlardır!”demektedir. Bu alçaklar bu sözde ifade edildiği gibi bizim düşmanımız olmayı bile hak edemeyecek kadar iğrenç mahluklardır.
Yavuz Selim nasıl ki sadece Alevileri katletmekle kalmayıp bir bütün olarak Sünni egemen toplumun hafızasına, bilinç altına Alevi düşmanlığını yerleştirmişse onun bugün ki torunları da bu topraklarda hiçbir zaman huzurun, barışın, kardeşliğin olamayacağı ve kimsenin unutamayacağı nifak tohumları ekmektedirler.
Mezarlıktaki saldırıyı ve Hatun Tuğluk’un naaşının mezardan çıkartılarak Dersim’de defnedilmek üzere tekrar cemevine götürüldüğünü öğrendiğimde hayatımın nadir şoklarından birisini yaşadım. Kendimi o kadar kötü hissettiğim çok nadir zamanlar olmuştur.
Bu olay bir çoğumuzun hayatında çok derin izler bırakacak ve bir kırılma noktası olarak tarihte yerini alacaktır.
Eminim ki gün gelecek ve bu saldırgan güruh tıpkı Ahmet Kaya’ya saldıran güruh gibi günah çıkartmak için türlü yalan ve pişmanlıklara başvuracaklardır.
15.09.2017
Ali Kenanoğlu / Evrensel Gazetesi