Ecevit’e dedelerinden miras kalan Mekke’deki arazinin akıbeti Meclis gündeminde
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, Bülent Ecevit’e dedelerinden miras kalan ve Ecevit’in vefatından kısa bir süre önce Diyanet Vakfı’na bağışladığı Mekke’deki arazisinin akıbetini Meclis gündemine taşıdı. Kenanoğlu, Cumhurbaşkanlığı’na verdiği soru önergesinde söz konusu arazinin bağışlanmasının üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen arazinin akıbetinin belirsiz olduğunu ifade ederek miras hakkının kimde olduğunu sordu.
Soru önergesi metni aşağıda yer almaktadır.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıda belirtilen soruların Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat OKTAY tarafından Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 96. ve 99. maddeleri uyarınca yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
Osmanlı döneminde Suudi Arabistan’da görev yapan Mekke Şeyhülislamı Hacı Emin Paşa Bülent Ecevit’in anne tarafından büyük dedesidir. Görev yaptığı sürede 5 vakıf, 2 medrese ve çok sayıda kütüphaneden oluşan büyük bir külliye kuran Hacı Emin Paşa’nın koruması altındaki bölge, Hicaz’da ihrama girilen yerden Kâbe’ye kadar uzanmaktadır.
Yaklaşık 110 dönümlük bir arazi ve bu arazilerdeki taşınmazlardan oluşan ve büyük çoğunluğu Bülent Ecevit’te miras kalan bu toprakların, Hz. Muhammed, Hz. Ömer ve Hz. Ebubekir’in kabirlerinin de içinde olduğu, Mescidi Nebevi olarak adlandırılan bölgenin 99 dönümlük kısmını oluşturduğu belirtilmektedir.
Toplam 110 bin metrekarelik alana yayılan külliye için Bülent Ecevit ve yakınları İstanbul Şişli Sulh Hukuk Hakimliği’nde 1992 yılında açılan davayı 2005 yılında kazanmıştır. (Ecevit tek mirasçı olduğu için diğerlerine göre yüksek pay almıştır.)
Ecevit kararı öğrenince dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’i ziyaret ederek mirastan kendi payına düşen kısmını devlete bağışlamak istediğini söylemiş ve tek şartının arazinin Türk hacılarının hizmetinde kullanılması olmuştur.
Sezer tarafından, o dönemin Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’na konu iletilmiş ve ilgilenilmesi için başkan yardımcısı Mehmet Görmez görevlendirilmiştir. Buna göre Suudi yetkililerle görüşülecek ve arazi Türk hacılarının konaklayacağı yer haline getirilecekti.
Söz konusu bağış hikayesinin üzerinden 16 yıl geçmesine rağmen hukuken elde edilmiş ve değeri 2 milyar dolar olarak ifade edilen bu büyük arazi ve külliyenin kullanım hakkının akıbeti hakkında net bilgilere ulaşabilmek mümkün olamamaktadır.
Bu bağlamda;
- Bülent Ecevit’in Medine’de dedesinden kalan ve Diyanet Vakfına bağışladığı bu mirasın bedeli Suudi Arabistan tarafından ödenmiş midir? Ödenmişse ne zaman ve ne kadar ödenmiştir? Ödenmemiş ise söz konusu mirasın şu anki kullanım hakkı kime aittir? Diyanet Vakfıma mı? Suudi Yönetimine mi? Yoksa mirasçılarına mı?
