Alevilerin barış cemi
Alevilerin barış cemi
12 Mayıs Pazar günü Ankara Anatolia gösteri merkezinde Alevi kurum kuruluşlarının önemli bir temsiliyeti Alevi Kurultayında toplanıyor. Bu kurultay iki açıdan önemlidir. Birincisi Alevilerin Avrupa örgütlülüğünün tamamının yer aldığı, Türkiye Örgütlülüğün de ise Alevi Bektaşi Federasyonunu oluşturan bileşenlerin önemli bir kısmının yer aldığı diğer taraftan da Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı gibi Federasyona bağlı olmayan bağımsız kurumlarımızın da içinde yer aldığı, Dersim, Tokat, Sivas-İmranlı, Divriği, Kangal gibi il ilçe Derneklerinin temsiliyetinin de yer aldığı önemli bir bileşenin bir arada duruş sergilemesidir. Şüphesiz ki başta Pir Sultan Abdal olmak üzere üst örgütlülüğümüz olan ABF’nin kalan kısmının da burada olması arzu edilen birlikteliktir.
Şimdi buradan yola çıkarak kimi arkadaşlarımızın yaptığı bir iki toplantıda iki üç kurumu yan yana getirip Alevilerin birliğini sağladık dedikleri gibi aslı astarı olmayan bir iddia da bulunmayacağım. Alevilerin birliği öyle sanıldığı gibi kolay değildir. Tıpkı Sünnilerin, Hristiyanların, Kürtlerin, Türklerin, Ermenilerin vb. tüm halkların ve inançların birliğinin sağlanmasının kolay, hatta mümkün olmadığı gibi.
Alevilerin hakkını hukukunu gasbedenlerin başvurduğu en kolay yöntemde bu zaten; “Hele siz bir birlik olun öyle gelin” kim birlik olmuş da gelmiş ki, siz birlikten ne anlıyorsunuz ki, tüm Alevi kurumlarının bir çatı altında toplanmasını mı bekliyorsunuz? Bu gerçekçi değildir, tüm Sünnilerin ve diğer saydıklarımın bir çatı altında toplanmamasının mümkün olmadığı gibi mümkün değildir. Zaten biz bu birlikteliği sağladığımızda bu sefer siz karşımıza kendi kurdurduğunuz Alevi derneklerini, federasyonlarını çıkarmıyor musunuz? Bunu da biliyoruz. Ecdadınız Osmanlı da oyun bitmiş mi ki sizde bitsin.
“Eee o zaman nasıl olacak” diyenlere de cevabımız tektir. Demokratik ve Laik bir ülke olduğunuz zaman dinin tüm organizasyonlarını ve eğitimini devletin görevleri arasından çıkarttığınız zaman inançlar sivil hayata bırakıldığı zaman bu sorunlar da olmayacaktır. Böyle zorlamalar, şarlar da olmayacaktır.
Alevi Kurultayının ikinci önemi ise Alevilerin derli toplu bir arada “Çözüm süreci” ile ilgili düşüncelerini ortaya koyarak buradan sürece ilişkin bir gönderme yapmaları olacaktır. Bizim görüşümüz Alevilerin bu sürece müdahil olmasıdır. Sözünü söyleyip itirazını en gür şekilde dile getirmesidir. Basında ve Kamuoyunda İzzettin Doğan’ın nezdinde tüm Alevilerin bu süreçte temsil edildiğini iddia edenler olsa da gerçek bu değildir. Aleviler Diyarbakır ve Adana örneğinde olduğu gibi bu sürecin dışında tutulmaya çalışıyorlar. Biz bu süreci sadece bir çözüm bir barış süreci olarak görmediğimizi, ülkenin yeniden yapılanma süreci olduğunu ve bu nedenle de Alevilerin bu sürecin dışında tutulamayacağını dile getiriyoruz. Birçok Alevi Kurumu da benzer şekilde itirazlarını, taleplerimizi dile getiren açıklamalar, röportajlar yaptılar.
Şimdi bütün yukarıda saydığım Alevi kurumları ve imzası bulunan temsiliyetler bu sürece ilişkin görüşlerini kürsüde dile getirecek ve bir deklarasyonla kamuoyuna sunacak.
Bu kurultay çözüm sürecinde Alevilerin toplu olarak söz söyledikleri bir kurultay olarak tarihe not edilecek. Talepler, itirazlar en gür şekilde dile getirilecek.
Ercan Geçmez’ in dediği gibi gözü olup da görmeyenlere, kulağı olup da duymayanlara bir kez daha güçlü bir şekilde barışa semah dönerek haykıracağız; ey bizi yok sayanlar Aleviler vardır ve Alevilik haktır. Devletlû değil toplumsal barış diyenler12 Mayıs Pazar günü buyurun cemimize.
Evrensel Gazetesi / 09 Mayıs 2013