Darbeden çıkarılacak dini dersler
15 Temmuz darbe girişiminden çıkartılması gereken önemli dersler vardır. Bu derslerin başında Devletin ve toplumun demokratikleşmesi, din ve devlet ilişkilerinin yeniden düzenlenmesidir.
Bir dini cemaat olan Fetullah Cemaatinin devlet içerisinde yapılanması devlet- din ilişkileriyle doğrudan bağlantılıdır. Gerek Fetullah Cemaatinin içinden olupta şu günlerde televizyonda boy gösterenlerin anlattıkları gerekse de Hükümet kanadından gelen itiraflar var.
Bu itiraflarda Fetullah Cemaatinin Turgut Özal’la çıkış yaptığı, Tayyip Erdoğan’la ise devlete tamamen yerleştiği gerçeğidir. Tayyip Erdoğan zamanında asıl devlet yönetiminin Fetullahçılarda olduğu, AKP Hükümetinin ise neredeyse parelel kaldığı anlaşılmaktadır.
Dini bir grup olarak Fetullah Cemaatinin Turgut Özal ve Tayyip Erdoğan zamanında kendilerine imkan bulmaları kendilerinin dediği gibi kandırıldıklarından değil bizzat onların “dindar nesil” projesini hayata geçirebilmenin bir yolu olarak görülmesindendir.
Fetullah Cemaati Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu tarafa yürüttüğü din-devlet politikasının bir sonucudur. Bu politika gerçek bir laik ve gerçek bir demokrasiye dayanmadığından çoğu zaman iktidardakilerin belirlemesiyle şekil bulmuştur.
Fetullahçılar ilk önceleri devletin statükocu, yasakçı çakma laik anlayışının getirdiği saçma sapan yasaklar nedeniyle mağdurları oynadılar. Kendilerine bu yolla ittifak bulmakta zorlanmadılar.
Bugün din anlayışını taktir ettiğimiz Anti Kapitalist Müslüman arkadaşlarla bir sohbetimde şunu sormuştum; “Siz bu zamana kadar neredeydiniz, niye şimdi ortaya çıktınız, neden beklediniz? ” Aldığım cevap; “Biz yasakçı din anlayışı ve statükocu devlet anlayışına karşı mücadele vermekten kendi içimizdeki yanlışlıklarla uğraşamaz olduk, AKP iktidarı ile birlikte statüko kırıldı ve biz de AKP gibi dini siyasete kötü bir şekilde alet edenlerle uğraşabilecek fırsatı yakaladık”
Anti Kapitalist Müslümanlar yasakçı laikliğin uygulandığı zamanlarda Fetullahçılarla, AKP’lilerle ve diğer tüm İslami hassasiyet taşıdığını söyleyen kesimlerle ortak bir mücadele içerisinde ittifak halindeydiler.
Sonra AKP statükoyu diğer tüm dini gruplarla ittifak halinde geriletti. Statükocu yasakçı laiklik anlayışı terk edildi edilmesine de yerine özgürlükçü, demokratik bir laiklik konmadığı gibi din-devlet ilişkileri tamamen iktidarın kontrolünde daha da vahim bir noktaya evrildi. Anti Kapitalist Müslümanlar da bütün bunlara itiraz ederek muhalefet etmeye başladılar.
Din-devlet ilişkileri AKP ile birlikte farklı bir noktaya evrildi. AKP en başta kendisine yakın gördüğü dini toplulukları devlet gücünün tüm olanaklarını kullanarak desteklemeye başladı. Bu dini cemaatlere bir taraftan ülke parsel parsel tahsis edilirken diğer taraftan da devletin bürokrasisi olduğu gibi bunlarla dolduruldu.
Alevi bir bireyin okullarda müdür bile yapılmadığı bir din-devlet anlayışında İslami kesim devletin çaycısından müsteşarına kadar dolduruldu.
Devleti dini hassasiyetle dizayn etmeye kalkarsanız tabi ki bu imkanları cemaatlerde kendi lehlerine değerlendirmek isteyecektir. Hep söylendiği gibi Fetullah Cemaati Devlete gizlice sızmamış bizzat tercih edilerek yerleştirilmiştir.
Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ askeriye de Fetullah Cemaatinin gizlice sızmadığını orada yuvalanmasına kendi iradeleri dışında MİT ve Hükumetçe olanak sağlandığını dile getirmektedir.
Din-devlet ilişkilerini dini önceliklerle ele alıp, bir dini topluluğu diğer dini topluluklar karşısında desteklerseniz sonuç bu olur. Devlet kadrolarını liyakata göre değil de inanca, kimliğe göre belirlerseniz sonuç bu olur. Türkiye Cumhuriyetinde dini cemaatlerin bu kadar çok devlet kademelerinde yer almasının önemli bir nedeni İslamcı Sağcı Hükumetlerin “Dindar Nesil” hayelleri ise bir diğer nedeni sosyal demokrat veya merkez sağ olduğunu iddia eden Hükumetlerin yasakçı din anlayışlarıdır. Bir kişinin eşi başörtülü diye işten atılmasına neden olan devlet anlayışıdır. Çözüm ne yasakçı laiklik ne de laikliğin ortadan kaldırıldığı dini belirlemelere göre ülkeyi yönetmektir. Çözüm tam demokrasi, gerçek, özgürlükçü bir laikliktir. Aşk ile…