Kenanoğlu: Sorumluluk tümüyle yaşamını yitiren işçilere yükleniyor!
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, Bartın Amasra’da 41 madencinin yaşamını yitirdiği maden katliamı sonrasında Meclis Araştırma Komisyonu’nun 4. toplantısında konuştu. Sunum yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bürokratlarına ihmallere ilişkin sorular soran Kenanoğlu, grizu patlamasına ilişkin tüm sorumluluğun yaşamını yitiren işçilerin üzerine yıkılmak istediğini belirtti.
Konuşma videosu ve tutanak metni aşağıda yer almaktadır.
09.11.2022 tarihli (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu
Konuşmacı: ALİ KENANOĞLU Seçim Çevresi: İSTANBUL
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Tabii, birçok soru soruldu, o yüzden tekrara düşmek istemem, sorulan soruları tekrar etmek istemem.
Son bir paylaşımınız vardı değerlendirme ve sonuç kısmında, risk farkındalığı, zaman/iş kazası grafiği, orada söylediniz, ben de tutanaklara geçmesi için söylüyorum “Genelde sorumlu aranır.” diye de ifade edildi. Biz de maalesef şöyle bir şey var: Sorumluluk, genelde bizim ülkemizde bizzat orada yaşamını yitirenlere yükleniyor. Soma katliamında da bunu çok net gördük ki herkes beraat ediyor, suçlu sorumlu yok; tümüyle sorumluluk yaşamını yitirenlere yükleniyor. Burada da ilk sunumlarda filan çok isyan ettiğimiz konular oldu, özellikle sorumluluk noktasında bulunan kurumlar, sanki bütün sorumluluğun yaşamını yitiren işçilerde olduğunu ima etmeye çalıştılar hani bunu doğrudan cümle olarak kurmadılar ama gelinen sonuç, söylenen şey buydu. Bunları söyledikten sonra birkaç soru soracağım.
Şimdi, MAPEG, 6 Eylül 2022 tarihinde size bir yazı göndermiş, yazıda “Söz konusu olarak işletme açısından tehlikeli bir durum bulunmadığı” falan diyor, bu tartışıldı burada MAPEG’le. Aynı yazıda diyor ki: “Biz Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına eksikleri Ekimde bildirdik.” diyor ve ekimde olduğunu da bize rapor etti yani Komisyona verdi bunu: “İşletme şartlarından dolayı zorunlu olarak oluşan boşluklarda ise kavlak düşmelerine karşın ek tahkimat yapılması gerektiğini belirttik. Ocakta yenileme çalışmaları yürütüldüğü, hazırlık galerilerinde gaz gelirlerinin doğru tespiti için merkezi izleme sensör lokasyonlarını seyreltilmiş hava içerisinde kalmadan hazırlık galerilerine dönüş havasını ölçecek şekilde konumlandırılması gerektiğini belirttik.” diyor yani “Bu eksikleri tespit ettik ve biz, bunları onlara bildirdik.” diyor. Siz, bunlar size bildirilince bununla ilgili ne yaptınız, bunu sormak isterim.
Son teftişiniz üç gün önce yani yaşanılan faciadan, katliamdan üç gün önce son teftişi yapıyorsunuz ve burada 19 eksik tespit edip 16 eksiğin o anda giderildiğini söylüyorsunuz ve “3 eksik için idari para cezası uygulandı.” diyorsunuz yani bütün bu mesele, bu 3 eksikten mi kaynaklandı? Yani oradaki facianın yaşanmasına sebep olan, özellikle havalandırmayla ilgili ifade edilen eksikleri tespit edemediniz mi siz orada? Kazanın oluşundan ve bu rapordan bir ay önce de yine bir incelemeniz olmuş ve orada da 11 eksik ve 5 idari para cezası uygulamışsınız. Ben, şunu merak ediyorum açıkçası: Hani bir gün parası çok olan bir arkadaşla İstanbul trafiğinde yolda gidiyorduk. Bile isteye şeye girdi, bu yandaki şey yoluna, ek şerit var ya.
KEMAL ÇELİK (Antalya) – Emniyet şeridi.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Evet, emniyet şeridine girdi, bile isteyerek.
KEMAL ÇELİK (Antalya) – Parası vardır.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Dedim ki “Ya, ceza kesiliyor burada hani kameralar tespit ediyor, yasak buraya girmek.” “Parası neyse veririz, benim param var.” dedi, “Acil gitmem gerekiyor yani parası neyse veririm.” dedi. Şimdi, burada, bu işletmelerde idari para cezası kesiliyor ya işletmeler şöyle mi diyor: “Yani neyse parası veririz; eksikse, yazın siz eksiğinizi, biz parasını ödeyelim.” Böyle denip sonrasında ne oluyor yani bu eksikler için -yani bu konuda nasıl denetlendiğini bilmediğim için soruyorum- bu iş burada kapanıyor mu? Örneğin, bir ay önce tespit etmiş olduğunuz 5 idari para cezalı eksik, bir ay sonrakinde de devam etti mi etmedi mi? Yani bir şeyim varsa…
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI REHBERLİK VE TEFTİŞ BAŞKAN YARDIMCISI HASAN KUTLUHAN KENDİR – Bir yıl önce.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Özür dilerim, peki, bir yıl önce. Bunda bir eksiklik devam etti mi etmedi mi ya da ne oluyor orada bunu bilmek isterim.
Bir de şey var: Yaşamını yitirenlerin yoldaşları olan, arkadaşları olan insanların ifadelerinde birkaç husus var, onları da açıkçası bilmek isterim. Örneğin, maske istasyonlarıyla ilgili “2 adet olduğunu biliyorum, orada yedek maskeler bulunuyor; bunun dışında başkaca bir hayat odası bulunmamaktadır.” diyor işçi yani bu böyle mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN TANER YILDIZ – Devam edin lütfen.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Evet, “Hayat odası bulunmadı, bulunmuyor.” diyor yani bu kadar riski yüksek iş yerlerinde, ocaklarda bu tür şeyler niye yok? Bu konudaki görüşünüz nedir? Bir de işçinin birisi “Benim bildiğim kadarıyla sensörler mevcuttu.” diyor, “Bir de ellerimizde bizim ‘vakvak’ dediğimiz el dedektörleri vardı. Sensörler yanıp sönerek uyarı verirlerdi ama bunun dışında yangın sireni şeklinde bir siren mevcut değildi.” diyor, “Sadece izleme merkezi acil durumlarında telsiz veya telefonla anons yapılarak tahliye sağlanacak bir sistem vardı.” diyor. Bu yangın siren sistemi olması gerekiyor mu, o yoksa niye yok? Hani bu konudaki görüşünüz nedir? Bir diğer işçinin de “Burada çalışan işçiler çok tecrübesizdi. Uygulamalı eğitim yapılmadı. Bundan kaynaklı birçok işçi de aslında başına bu felaket geldiğinde ne yapacağını çok kestiremedi.” gibi buna benzer bir söylemi var. Burada daha önceki yapılan sunumlarda da benzer şeyler söylendi yani size bir şey anlatılır ama o kaza anında ne anlatılırsa anlatılsın her şey aklınızdan gider, ne yapacağınızı bilemezsiniz. Özellikle depremle ilgili söyleniyordu, ben Deprem Araştırma Komisyonundaydım aynı zamanda orada da söylenmişti yani size her gün “şöyle yapacaksınız” “böyle yapacaksınız” diye anlatırlar ama yani o deprem anında sizin eliniz, ayağınız kilitlenir, ne yapacağınızı şaşırırsınız. Burada refleks edinebilmek için ne yapmanız gerektiğinin çok uzun süreli, uygulamalı olarak eğitiminin verilmesi gerekiyor ki siz refleks olarak hemen o eğitime göre davranın diye ama sanırım işçilerin ifadelerine göre burada bu da yok.
Bir de “Yangın tüpü yoktu.” diyorlar ama bu orada işe yarar mı yaramaz mı? Açıkçası bunu da ben teknik olarak bilmiyorum. Bunun olmaması neyi getirir, neyi götürür? Onu sormak isterim. Bir tanesi de “Benim duyduğum kadarıyla eksi 320 kotta bulunan vantüplerden bir tanesi sensöre doğru çevrilmiş, bu sebeple olması gereken değerden daha alt bir değer gösteriyormuş ama bu benim bizzat gördüğüm bir durum değildir. Benim bildiğim ve duyduğum kadarıyla patlamada vefat eden arkadaşlarımız daha çok mesleğe yeni başlayan, tecrübesiz arkadaşlarımızdı. Bunlar görev yaparken… Bilmiyorum, belki de tecrübe eksikliğinden kaynaklı oldu bu durum.” diye ifade ediyorlar, deminki dediğim konuyu söylüyorlar. Bunları sormak isterim.
Teşekkür ederim.