Kenanoğlu’ndan İçişleri Bakanlığı’na: Alevi kurumlarına yönelik saldırılara ilişkin basına servis edilen asılsız haberler kimler tarafından ve hangi amaçla hazırlanıp yayılmaktadır?
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, 30 Temmuz 2022 tarihinde Ankara’da Alevi kurumlarına yönelik eş zamanlı gerçekleşen saldırılara ilişkin basına servis edilen asılsız haberleri Meclis gündemine taşıdı. İçişleri Bakanlığı‘na verdiği soru önergesinde saldırganların sol örgütlerle bir alakası olmadığını belirten Kenanoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ve emniyet birimlerinin kamuoyunu yanıltıcı ve çelişkili açıklamalar yaptığını aktardı.
Soru önergesi metni aşağıda yer almaktadır.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıda belirtilen sorularımın İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından Anayasanın 98. ve TBMM İçtüzüğünün 96. ve 99. Maddeleri uyarınca yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim.
30 Temmuz 2022 tarihinde Ankara’da Şah-ı Merdan Cemevi, Tuzluçayır Ana Fatma Cemevi, Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı ve Gökçebel Köy Derneği’ne eş zamanlı saldırı düzenlenmiştir. Saldırının ilk anından itibaren hem İçişleri Bakanı hem de Emniyetin yetkili birimleri tarafından kamuoyuna çelişkili ve yanıltıcı haberler servis edilmeye başlanmıştır. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Eski Türkiye’nin ayak izlerine rastladık” cümlesi ile birlikte yandaş medya ve trol ordusu tarafından Cemevlerine yapılan saldırıların Sol/Sosyalist Devrimci örgütlerle bağlantısı olduğunu ima eden asılsız ve provoke edici kampanya yürütülmüş ve ulusal medyada dahi gerçek dışı haber olarak tüm Türkiye’ye yayılmaya çalışılmıştır.
Ancak, saldırgan Ahmet Ozan K.’nın basına da yansıyan ifadelerinde görüleceği gibi saldırganın bir sol veya devrimci örgütle bağlantısı olduğuna dair ne soruşturma dosyasında nede mahkeme tutanaklarında buna ilişkin bir ibare geçmemektedir. Nihayetinde Ankara’da faaliyet gösteren “Devrimci Gençlik Dernekleri” Cemevleri ve Alevi derneklerine yapılan saldırılarla ilgili kendilerine yönelik basında yer alan ithamlara yönelik basın toplantısı düzenlemiş ve saldırganın ve saldırının Devrimci Gençlik Dernekleri ile hiç bağı olmadığı, İçişleri Bakanı ve yetkililerin kamuoyunu yanıltıcı bu algı operasyonlarının çöktüğünü açıklamışlardır.
Bu bağlamda;
- Saldırıya uğrayan Cemevleri ve Alevi Derneklerine yetkililer tarafından neden bilgi verilmemektedir?
- Saldırıya ilişkin basına servis edilen asılsız haberler kimler tarafından ve hangi amaçla hazırlanıp yayılmaktadır?
- Saldırgan Ahmet Ozan K. cebir ve tehdit suçları ile ilgili TCK 115/1’den tutuklandığına göre Bakanlığınızın iddia ettiği -eski Türkiye, örgüt bağlantısı, üzerindeki çapak- ifadeleri ile ne kastedilmektedir? Elinizde delil veya mahkeme kararı olmadan kamuoyunu yanıltıcı beyanatlarda bulunmakla ne amaçlanmaktadır?
- İçişleri Bakanlığı olarak ilk andan itibaren saldırganın örgüt bağlantısı olduğu kanısına nasıl varılmıştır? Tutuklama sonrası saldırganın örgüt bağlantısı olmadığı ortaya çıktığına göre düzeltme açıklaması yapılacak mıdır?
- Soruşturma sonuçlanmadan en yetkili ağızlarca kamuoyunu manipüle edici beyanlarda bulunmak saldırganın varsa asıl bağlantılarının ortaya çıkmasının perdelenmesine yol açmayacak mıdır?