29. yılında Madımak Katliamı’na dair HDP Alevi Masası vekilleri Kenanoğlu, Bülbül ve Özen’den araştırma önergesi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, Antalya Milletvekili Kemal BÜLBÜL ve İstanbul Milletvekili Zeynel ÖZEN, HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu Alevi Masası vekilleri olarak Sivas Madımak Katliamı’nın 29. yıl dönümünde ortak araştırma önergesi verdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı‘na sunulan araştırma önergesinde Madımak Katliamı’nın insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak kabul edilmesi gerektiğini vurgulayan HDP’li vekiller, aradan geçen 29 yıla rağmen katliamın gerçek anlamda aydınlatılmadığını ifade ettiler. Katliam sanıklarını savunan avukatların AKP’de (Adalet ve Kalkınma Partisi) siyaset yaptıklarına dikkat çeken HDP Alevi Masası vekilleri, katliamda sorumluluğu bulunan tüm faillerin tespit edilerek vicdanlarda ve hukuk önünde yargılanıp mahkum edilmesi amacıyla araştırma komisyonu kurulması gerektiğini belirttiler.
Araştırma önergesi metni aşağıda yer almaktadır.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
2 Temmuz 1993 tarihinde, Sivas Madımak Oteli’nde 33 aydının katledilmesinin üzerinden 29 yıl geçmiştir. İnsanlığa karşı işlenmiş suç kabul edilmesi gereken Sivas Madımak katliamı, aradan geçen bunca süreye rağmen tam anlamıyla aydınlatılmamış, arkasındaki örgütler bulunmamış, gerçek failler yakalanmamış ve adalet yerini bulamamıştır. Türkiye tarihinde Alevilere karşı işlenmiş en karanlık katliamlardan biri olan Sivas Madımak katliamının bütün yönleriyle incelenmesi ve gerçek sorumlularının yargı önüne çıkartılması amacıyla Anayasanın 98. ve Meclis İçtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis Araştırma sürecinin başlatılması gereğini arz ve teklif ederiz.
GEREKÇE
Pir Sultan Abdal anma etkinlikleri kapsamında 1 Temmuz 1993 günü Sivas’a gelen şair, yazar, sanatçı ve halk ozanlarının arasında bulunduğu aydınlar, Madımak Oteli’ne yerleşmiş ancak etkinlikler öncesinde Sivas’ta karanlık odaklar devreye girmeye başlamıştır. Sivas’ta el altından “Müslüman kamuoyuna” başlıklı bildiriler dağıtılırken, yerel basında “Müslüman mahallesinde salyangoz satılıyor” manşetleriyle halk kışkırtılmaya başlanmış, özellikle Aydınlık Gazetesi’nde Salman Rüşdi’ye ait “Şeytan Ayetleri” kitabını yayınlatan yazar Aziz Nesin hedef gösterilmeye başlanmıştır.
Olaylar, 2 Temmuz günü Cuma namazı sonrası başlamış, öğlen saatlerine çeşitli camilerden çıkan bin kişilik grup, Cumhuriyet karşıtı sloganlar atarak Hükümet Binası’na doğru yürüyüşe geçmiş, saldırgan grup, Atatürk Bulvarı ile Meydan arasında oluşturan polis barikatını yıkmış, devletin müdahalesi, engelleme girişimleri ise göstermelik olmaktan öteye geçmemiştir. Akşam saatlerine doğru kalabalık sayısı 10 bini geçmiş, Kültür Merkezi’nden ayrılan güruhlar Madımak Oteli’ni taşlamaya başlamış, otele giren saldırganlar içeriyi ateşe vermiş, dışardaki gruptan “Yak yak”, “Şeriat isteriz”, “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak”, “Sivas, Aziz Nesin’e mezar olacak” şeklinde sloganlar atmaya devam etmiştir. Yangına müdahaleye gelen itfaiyeye saldırganlar izin vermemiş, bütün devlet mekanizması, Madımak Oteli’nin içindekilerle yakılmasını izlemekle yetinmiştir.
Katliama ilişkin polisin düzenlediği olay tutanağında talep edilmesine karşın 20 kişi dışında askeri kuvvetin desteğe gelmediği vurgulanmış, saldırganlar dağıtıldıktan sonra Madımak Oteli’nden 93 kişi çıkarılmış, bunların 35’inin hayatını kaybettiği anlaşılmıştır.
Türkiye; Metin Altıok, Behçet Aysan, Uğur Kaynar, Nesimi Çimen, Muhlis Akarsu, Hasret Gültekin, Asım Bezirci, Edibe Sulari ve Asaf Koçak gibi aydın, sanatçı, şair, yazar ve halk ozanını Sivas’ta kaybetmiş, 12 yaşındaki Koray Kaya ile 15 yaşındaki Menekşe Kaya da Madımak’tan çıkamamıştır. Dönemin Başbakanı Tansu Çiller, katliam sonrasında “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” diyerek devletin katliama ne gözle baktığını açık etmiştir.
Katliama ilişkin yalnızca 124 kişi hakkında dava açılmış, uzun süren yargılamalar sonucunda 33 sanık idam cezası, 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezalarına çarptırılmış, idam cezasının kaldırılmasıyla birlikte 33 sanığın cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrilmiş, yaşlı ve hasta olduğu iddia edilerek sanık Ahmet Turan Kılıç Cumhurbaşkanı tarafından affedilmiş, katliam sanıklarının avukatlığını üstlenenler ise bugün AKP’de siyaset yapmaya devam etmiştir.
Aralarında Cafer Erçakmak’ın bulunduğu firari 5 sanığın davası ise 2012’de zamanaşımı nedeniyle düşürülmüş, Mahkeme, katliamın insanlığa karşı suç olduğuna ilişkin müştekilerin talebini kabul etmemiş, dava sürecinde aranan sanıkların evlendiği, askere gittiği, belediyede işe girdiği ortaya çıkmış, halen, firari üç sanık hakkında açılan dava Ankara mahkemelerinde görülmeye devam etmiştir. Sivas Katliamı davası 20 yılın ardından zaman aşımı gerekçesiyle kapatılmıştır. Böylece 5 firari sanık ceza almaktan kurtulmuştur. İlk açıklama da dönemin Başbakanı Erdoğan’dan gelmiş, Sivas davasında alınan zamanaşımı kararı için grup toplantısında yaptığı konuşmada “Milletimiz ve ülkemiz için hayırlı olsun” açıklamasında bulunmuştur.
Anayasa Mahkemesi, 2012’de zamanaşımı nedeniyle düşürülen Sivas katliamı davasına yapılan başvuruyu 7 yıl sonra gündemine almış ancak mahkeme, başvurunun görüşülmesini gerekçesiz bir şekilde ertelemiştir. Dosyayı görüşecek olan AYM İkinci Bölümün üyeleri arasında bir dönem Sivas katliamında sanıkların avukatlığını yapan Celal Mümtaz Akıncı’nın da olduğu iddia edilmektedir.
Her ne kadar birinci davada ağır cezalar verilmiş olsa dahi esas olarak eksik, yarım, tamamlanmamış bir dava olarak devam eden Sivas katliamı davası bitmemiştir. Arkasındaki örgütler bulunmamış, gerçek failler ortaya çıkarılmamıştır. Madımak katliamında adaletin sağlandığını söylemek mümkün değildir.
29 yıl önce yaşanan ve insanlığa karşı işlenmiş suç kabul edilmesi gereken 2 Temmuz Sivas Madımak katliamının tüm yönleriyle tekrar ele alınması, asıl faillerin tespiti, devletin en üst kademesine kadar sorumluluğu bulunanların yargı önüne çıkarılması, firari sanıkların Türkiye’ye getirilip yargılanması ve nihayetinde tüm sorumlularının vicdanlarda ve hukuk önünde yargılanıp mahkûm edilmesi amacıyla araştırma komisyonunun kurulmasını çok önemli ve gerekli görmekteyiz.