Kenanoğlu: Alevilere ‘güvenlik’ penceresinden bakılıyor!
ANF: Alevilerin anayasal düzlemde kabul görmesinin devlet açısından bir güvenlik sorunu olduğunu belirten HDP Milletvekili Kenanoğlu, “Aleviler, güvenlik konsepti çerçevesinde ele alınıyor” dedi.
Alevileri hedef göstermenin, Aleviler üzerinden bir provokasyon oluşturmanın son derece kolay olduğunu kaydeden HDP’li Ali Kenanoğlu, Türkiye’de şeffaf bir demokrasi anlayışı olmadığı, çeteler varlıklarını sürdürdüğü, karanlık güçler işlerinin başında olduğu sürece Alevi toplumunun en baş sırada tehdit altında olmaya devam edeceğini söyledi.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Türkiye’de ilk kez yapıldığını söylediği ‘Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı’ kampanyasına ilişkin ANF’ye konuştu.
HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu’na bağlı ‘Alevi Masası’ olarak kampanyayı, Alevilerin yaşadığı hak ihlallerine karşı başlattıklarını ifade eden Kenanoğlu, Alevilerin en uzun süreli hak gaspına uğrayan topluluklardan biri olduğunu hatırlattı. Kenanoğlu, şunları söyledi:
“Selçuklulardan Osmanlıya, Osmanlıdan Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar gördükleri bu üç devlet tarafından yüz yıllar boyunca benzer şekilde, en uzun süreli hak gaspına ve kaybına maruz bir topluluktur. Bu toplululuğun kazanımlarına, taleplerine, demokratik mücadelelerine yönelik hiçbir şeyi görmezlikten gelmek mümkün değil. HDP’nin bu konuda önceden de çalışmaları vardı, hala var. Bunun yanı sıra biz bu süreç içerisinde bütün bunları derli toplu bir kitapçık haline getirerek, bütünüyle bu sorunlara nasıl bakıyoruz ve bu sorunların nasıl çözüleceği konusunda ortaya somut bir şey koyduk. Yıllardır yapmış olduğumuz toplantılardan, görüşmelerden, konferanslardan, halk buluşmalarından elde ettiğimiz raporlamalar sonucunda tespit edip, demokratik süzgeçten geçirdiğimiz sorunların nasıl çözüleceği konusundaki önerilerimizle bu kitapçığı oluşturduk. Bu, Türkiye’deki diğer siyasi partilere de örnek teşkil edecek bir çalışmadır. En nihayetinde Alevilerin sorunları demokratik sistem içerisinde, Meclis’te çözülmesi gerekir. Bu çalışma, sadece Alevi toplumuna, ‘bakın biz sizinle ilgili bunları söylüyoruz, çözümümüz de budur’ demekten öte, toplumun sorunlarının ne olduğu ve nasıl çözülmesi gerektiği üzerine kurduğumuz bir çalışmayı içeriyor. Muhatabı sadece Aleviler değil, bizim dışımızdaki siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve bütün inanç gruplarıdır. O açıdan biz bu kampanyayı çok önemsiyoruz. Türkiye siyasi tarihinde, bir partinin Aleviler için ilk kez yaptığı bir çalışmadır.”
Rızalaşma süreci başlamalı
Bütün bu sorunlar süzgecinde önemli bir yerde Alevilerin, yakın tarihlerde, son yüz yılda yaşadıkları katliamlar olduğunu ifade eden Kenanoğlu, şöyle devam etti:
Koçgiri, Dersim, Maraş, Çorum, Sivas, Gazi Mahallesi, Gezi’de kaybettiklerimiz var. Bu saydığımız katliamlar sadece bilinenleri, bunun dışında birçok bölgede, lokal olarak yaşanan travmalar var. Bunları ortadan kaldırabilmenin yöntemi, yüzleşmektir. Kimileri buna helalleşmek, diyor. Alevi terminolojisindeki karşılığı, rızalaşmaktır. Rızalaşırken siz, dara durursunuz ve huzurda yapmış olduklarınızı, kendinizi bütün canların huzurunda gözden geçiririsiniz ve orada bir yüzleşme yaşarsınız. Aslında hesap verirsiniz. Türkiye’de, Alevilerin, Kürtlerin, Ermenilerin, Rumların, kadınların bütün toplulukların, yaşadıkları katliamlar, soykırımlarla ilgili bir rızalaşma sürecinin başlaması gerektiğini söylüyoruz. Hangi mağduriyetler yaşanmış, ortaya hangi sonuçlar çıkmış, sonuçlar ne aşamada, hem bunların telafi edilmesi, bu durumların yarattığı travmatik durumun ortadan kaldırıması hem de gasp edilen hakların iadesi açısından rızalaşma son derece önemlidir.”
Aleviler üzerinden provokasyon son derece kolay
Alevi toplumunun, her an için Türkiye’de tehdit altında olduğunu kaydeden Kenanoğlu, şunları dile getirdi:
“Türkiye’de kaotik bir ortam yaratılmak isteniyorsa, bu ortama hangi süreçte sistem tarafından ihtiyaç duyuluyorsa Aleviler üzerinden oluştururlar. Toplumun belleğinde, Alevilere karşı ön yargılar var. Alevileri hedef göstermek, Aleviler üzerinden bir provokasyon oluşturmak son derece kolay. ‘Cami bombalandı’, ‘camiye saldırıldı’ yalanları üzerinden Alevilere saldırılmış ve Aleviler katledilmiştir. Türkiye’de şeffaf bir demokrasi anlayışı olmadığı sürece, çeteler varlıklarını sürdürdüğü sürece, karanlık güçler işlerinin başında olduğu sürece Alevi toplumu en baş sırada bu tehdidi yaşamaya devam edecektir.”
Cemevlerine yasal ibadethane statüsü verilmeli
Alevi toplumunun her koşulda ibadetini yaptığına dikkat çeken Kenanoğlu, cemevlerine neden statü istediklerini şöyle izah etti:
“Alevilerin, cemevlerinin yasallığına ihtiyacı yok. Alevi toplumu, hava koşulları, güvenlik koşulları nedeniyle yeri gelmiş saman serip üzerine halı, kilim, seçimlerini koyup ibadet etmiştir. Yani işin özüne bakıldığında cemevi diye bir yapılanmaya da ihtiyaç yok. Bizim açımızdan zaman-mekan meselesi yok. Her zaman, her mekanda, her zamanda biz ibadetimizi ederiz, mesele bu değil. Mesele, kentleşmiş Alevilik nedeniyle kentlerde hem ibadet ettiği hem de diğer inançsal hizmetlerini yürüttüğü, lokma vermek, cenaze hizmetleri, inanca yönelik eğitim çalışmaları gibi ihtiyaçlar vardır. Cemevlerinin yasalar tarafından kabul edilmemesinin altında şöyle bir gerçek var; imar kanununa göre bir Alevi köyü, mahallesi ya da kasabasında, ibadethane olarak ayrılan yere cemevi yapamazsınız ama cami, kilise, sinagog yapabilirsiniz. İnsanlar, kent koşullarında evlerinde, odalarında ibadetlerini yürütemiyor. Dolayısıyla buralarda kendi ibadethanelerini istiyorlar. Kimi zaman cemevleri bir tehdit unsuru olarak da gösterildi. Armutlu Cemevimize polis silahlarıyla girdi ama camiye giremez. Çünkü cami, bu devletin yasal olarak kabul ettiği bir ibadethanedir. Bütün bunlar açısıdan cemevlerinin yasalar nezdinde kabul edilmesi gerekiyor.”
Aleviler, devlet için güvenlik meselesi
Alevilerin çok oy verdiği CHP ve sosyal demokrat partiler, HDP dışındaki partilerin yaklaşımlarının, Alevilerin temel sorunlarını, yasalar nezdinde çözme üzerine kurulu olmadığına işaret eden Kenanoğlu, şunları ekledi:
“CHP, çok net bir şekilde, belediyeler üzerinden Alevileri blokaj altında tutmaya çalışıyor. Cemevleri yasal statüye kavuşmalı dediğinizde, merkezi bir politika yürütmüyorlar. AKP iktidarı da İçişleri Bakanlığı üzerinden bir birim oluşturdu ve Türkiye genelinde cemevlerini dolaşıyor. Birçok cemevi, İstanbul’da toplanarak ortak bir bildiri yayınladı ve ‘bizim tuğlaya, boyaya, badanaya ihtiyacımız yok’, bizim eşit yurttaşlık hakkına ihtiyacımız var’ dedi. Bir televizyon programında Süleyman Soylu’ya bunu sorduklarında ‘bu benim boyumu aşar’ demişti. Burada çok derin bir mesele var; cemevlerinin ibadethane olarak kabul edilmesi, Alevilerin anayasal düzlemde kabul görmesi Türkiye açısından bir güvenlik konsepti meselesidir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecinden bugüne asla kabul edilmeyecek olanlardan bir tanesidir. Konsept hala sürüyor ve AKP, bugün devletin güvenlikçi konseptini en ağır şekliyle yürüten bir anlayıştadır. Dolayısıyla Alevi sorununu çözmesi mümkün değildir. Aleviler, Kemalist yapı ve Kemalizmle ortak iş tutanlar tarafından ve AKP-MHP ortaklığı tarafından da güvenlik konsepti çerçevesinde ele alınıyor.”
Kaynak: ANF