Bu yazımda Gadir Hum Bayramına ve Nusayri– Arap Alevi adlandırmaları üzerine bir yazı yazacaktım ama köşe yazısının formatına ve büyüklüğüne uygun olarak bugün sadece Gadir Hum Bayramı ve üzerinde yaşanan tartışmalara değinip Nusayri- Arap Alevi kısmını başka bir köşe yazımda ele alacağım.
19 Eylül Pazartesi günü Nusayri- Arap Alevi halkımızca bir bayram olarak kutlanan Gadir Hum bayramını kutlayan yazılar ve mesajlar yazdım, paylaştım. Bunun üzerine iki konuda yaşanan itirazlar üzerinden tartışmaya ihtiyaç olduğu ortaya çıktı.
Bu iki konudan birincisi Gadir Hum Bayramı sadece Arap Alevilerin değil tüm Alevilerin bayramı olduğu yönündeydi, ikincisi ise Arap Alevi söyleminin ayrıştırıcı ve Aleviliğin milliyetler üzerinden tanımlanamayacağı yönündeydi.
Öncelikle Gadir Hum olayı ve bunun üzerinden kutlanan bayramın ne olduğuna bir bakalım. Gadir Hum; Hz. Muhammed’in veda Haccı sırasında Mekke – Medine arasındaki; günümüzde “Rabiğ” şehrinin bulunduğu bir bölge olan ve o zamanlar adına Gadir-i Hum denilen bölgede geçen bir olaydır.
Hz. Muhammed veda haccı sırasında Gadir-i Hum bölgesine geldiğinde yanında bulunan tüm sahabe ve Müslümanların önde gelen şahsiyetlerini toplayarak onlara bir konuşma yapar. Bu konuşmasında “Allah-u Teâlâ benim mevlamdır, ben de mü’minlerin mevlasıyım; ben onlara kendilerinden daha evlayım. Öyleyse ben kimin mevlası isem, Ali de onun mevlasıdır” diyerek kendisinden sonra İslam ümmetinin başına geçmek üzere Hz. Ali’yi işaret eder, Hz. Ali’nin velayetini ilan eder. Hz. Muhammed’in hakka yürümesinden sonra kimileri bu velayeti kabul etmez ve bildiğimiz ayrılıklar yaşanır.
Arap – Nusayri Alevileri bu günü bayram olarak kutlamaktadır. Bu günde kutsal yerler ziyaret edilmekte, kurbanlar kesilmekte, bayramlaşmalar yapılmakta ve dualar edilmektedir. Balkanlar, Anadolu ve Mezopotamya’da yerleşik olan Alevilerde, Hz. Ali’nin velayetine olan inanç tamdır ancak böyle bir gün ve böyle bir bayram kutlaması yoktur.
Kimi Can’lar bu ayrımı ve yaşanan gerçekliği görmek istemeden neden sadece Arap Alevilerin bayramı diyorsunuz diye tepki göstermekte, kimileri ise siz tarihinizi unutmuşsunuz, inancınızdan uzaklaştırılmışsınız demektedir. Aynı Sünni misyonerler gibi! Egemen Sünni inanç misyonerleri de benzer cümleleri kullanmaktadırlar. Aleviler dağlarda yaşadıkları için Müslümanlığı iyi tanıyamamış, anlayamamış, uygulayamamış da bunun için camiden, namazdan, ramazan orucu gibi İslami itikatlardan uzaklaşmışlar mış!
Bir inancın başka inançlara bazen kendi içinde bile dayatmalarda bulunduğuna dahası kendisi gibi kabul etmeyenleri, kendisi gibi inanmayanları hemen dışladığına, aforoz ettiğine tanıklık ediyoruz. Örneğin Hızır Orucu diğer ocaklarda üç gün tutulduğu halde benimde mensubu bulunduğum Hubyar Ocağında yedi gün olarak tutulmaktadır. Hubyarlıların yaptığı Saya Cemi diğer Ocaklarda yoktur. Bu ve buna benzer farklılıklar “Alevilikteki yol bir sürek bindir” şeklinde kabul görmektedir. Bütün farklılıklarıyla yaşanan bu inançların tamamı Alevilik üst şemsiyesini oluşturmaktadır. Hz. Ali’nin velayetine inanmakla bunu bir bayram günü olarak kabul edip kutlama yapmak aynı şey değildir. Kimileri ise “Tüm Alevilerce bayram olmalı” demektedir ki bunu belirlemekte ne onların ne de bizim haddimize değildir.
Hz. Ali’nin velayet inancı tüm Alevilere, Gadir Hum bayramı da Nusayri – Arap Alevi Can’larımıza kutlu olsun.
Aşk ile…
https://www.evrensel.net/yazi/77543/gadir-hum-bayrami-ve-tartismalar