Kenanoğlu’ndan kanun teklifi: Kalıcı yaz saati uygulaması kaldırılsın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilli Ali KENANOĞLU, kamuoyunda sıklıkla tartışılan ve 14 Mart 2016’da kalıcı hale getirilen yaz saati uygulamasının kaldırılması için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na kanun teklifi verdi. Berat Albayrak’ın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı döneminde kalıcı hale getirilen yaz saati uygulamasının iddia edildiği şekilde enerji tüketimini azaltmadığını belirten Kenanoğlu, söz konusu uygulamaya bağlı olarak yaşanan sorunların çözümü için kış saati uygulamasına geçilmesi gerektiğini ifade etti.
Kanun teklifi metni gerekçesiyle beraber aşağıda yer almaktadır.
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifim gerekçesi ile birlikte ekte sunulmuştur.
Gereğini arz ederim.
GEREKÇE
Her yıl Ekim ayının son pazar günü saatlerin bir saat geri alınması şeklinde uygulanan “kış saati” uygulamasına 2016 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile son verilmiş ve o tarihten bu yana saatler ileri veya geri alınmadan “yaz saati” uygulamasına devam edilmektedir. Dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak tarafından kalıcı hale getirilen bu uygulamanın gerekçesi olarak enerji tasarrufu sağlamak, gün ışığından daha fazla faydalanmak olduğu ileri sürülmüştür.
Böylece 1973‘ten bu yana her yıl Mart’ta 1 saat ileri alınan saatlerin, Ekim’de bir saat geri alınması uygulamasına son verilmiştir. Bu uygulama ile daha önce 1 saat fark olan Orta Avrupa ülkeleriyle Türkiye arasındaki saat farkı 2 saate, İngiltere ile 3 saate çıkarken, Suudi Arabistan ile aynı saat dilimi kullanılmaya başlanmıştır.
Diğer taraftan, kış aylarının büyük çoğunluğunda gecenin zifiri karanlığında okula gitmek zorunda kalan çocuklar, işe gitmek için erkenden kalkan çalışanların yıllardır sürdürdükleri itirazlar dikkate alınmamaktadır.
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), saat diliminin kalıcı hale getirilmesinin enerji tüketimini azaltacağı yerde arttırdığını öne sürerek, Kasım ayı tüketiminin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,5 düzeyinde rekor artış gösterdiğini ve 22,7 milyar kilowat saat ile en yüksek düzeye ulaştığını açıklamıştır. (2017)
EMO tarafından “Elektrik enerjisinde verimliliği kolaylaştıran ve talep üzerinde doğrudan etkisi olan en önemli uygulamaların başında gerek ısınmada gerekse aydınlatmada güneş enerjisinden azami oranda yararlanma başat rol oynamaktadır. Bir taraftan ısınma ve aydınlanma açısından binaların mimari tasarımlarında güneş enerjisinden azami ölçüde yararlanılması ön planda tutulmaya çalışılırken, diğer taraftan yaz saati uygulaması ile batı illerimizde sabah saatlerinde yaşam karanlığa mahkûm edilmiştir.
Toplum üzerindeki psikolojik etkileriyle birlikte, uygulamanın can, mal ve trafik güvenliği açısından sorunlu olduğu uzmanlar tarafından da birçok platformda gündeme getirilmiştir. Ayrıca, nüfus yoğunluğu açısından olduğu kadar mesken, ticarethane ve sanayi tüketimindeki talebin yüksekliği bakımından da uygulamanın enerji verimliliği ile ilgisinin olmadığı açıktır. Kaldı ki 2016 yılında başlayan bu uygulama sonunda geçen süre içinde tasarruf yapılıp yapılmadığı belli değildir. Bu uygulamaya esas teşkil eden ancak ne hikmetse gizli tutulan raporun da kamuoyu ile paylaşılmamış olması düşündürücüdür.” denilmektedir.
Türkiye’de 1973 yılından 2016 yılına kadar yapılan bilimsel açıklamalara göre kış ve yaz saati uygulamasının ülkemizin enerji tasarrufuna katkı sağladığı açılanırken, 2016 yılında bunun tam tersi bir açıklama ile kış saati uygulamasından vazgeçilmesi halinde daha fazla tasarruf edileceği söylenmeye başlanmıştır. Taban tabana zıt son tezi o günden bu yana doğrulayan bir çalışma mevcut değildir. İTÜ’nün sonuçlarına göre %1,95’lik tasarruf sağlandığı açıklansa da bu diğer bilimsel çalışmalarla teyit edilememiştir.
Bu durum kış aylarının erken saatlerinde okula ve işe gitmenin zorlukları yanı sıra, elektriğin ve ısınma aletlerinin sabah ve akşamın erken saatlerinde daha çok kullanmasına sebep olmaktadır. Öte yanda, Avrupa ile saat farkı 3’e çıkarken, borsa, bankacılık, uçak seyahatleri gibi birçok teknolojik etkileşimde dünya ile senkronizasyon sorunları yaşandığı bilinmektedir.
Bu kanun teklifi ile çocukların karanlıkta okula, çalışanların işe gitmesinin önüne geçilmesi açısından sosyal etkilerinin yanı sıra gerek ısınma gerek aydınlanma giderlerinin düşmesi ile enerji tasarrufunun sağlanması ve dış ilişkilerle entegrasyonda yaşanan teknolojik sorunların azalmasına imkân yaratması hedeflenmiştir.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Kanunun ikinci maddesinde yapılan bu değişiklik ile gün ışığından daha fazla yararlanılması, kış aylarında karanlıkta okula-işe gidiş gelişlerin önlenmesi, enerji tasarrufu sağlanarak elektrik faturalarının düşürülmesi, Avrupa ile saat farkının azaltılması ve teknolojik senkronizasyon sorunlarının giderilmesi hedeflenmiştir.
MADDE 2- Kanuna eklenen bu geçici madde ile Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte uyumlu geçişin sağlanması amaçlanmıştır.
MADDE 3- Yürürlük maddesidir.
MADDE 4- Yürütme maddesidir.
GÜNÜN YİRMİ DÖRT SAATE TAKSİMİNE DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
MADDE 1- 26/12/1925 tarihli ve 697 sayılı Günün Yirmi Dört Saate Taksimine Dair Kanunun 2 nci maddesinin ikinci cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Gün ışığından daha fazla yararlanmak amacıyla bütün yurtta saatler; her yıl mart ayının son pazar günü saat 03.00’ten itibaren bir saat ileri alınır ve her yıl ekim ayının son pazar günü saat 04.00’ten itibaren bir saat geri alınır.”
MADDE 2- 697 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 1- Bu maddeyi ihdas eden Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonraki ilk pazar günü, saatler bu maddeyi ihdas eden Kanuna uygun şekilde düzenlenir.”
MADDE 3- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 4- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.