2023 seçimlerine giderken devletin tüm kurumları AKP’ye çalışıyor!
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali KENANOĞLU, iktidarın sansür yasası teklifinin 30. maddesi üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda konuştu. İktidarın siyaseti gerçekleri çarpıtarak aldılar üzerinden yürüttüğünü söyleyen Kenanoğlu, 2023 seçimleri öncesinde iktidarın kendisine itiraz edecekleri sansür yasası ile susturmak istediğini ifade etti.
Konuşma tutanak metni ve videosu aşağıda yer almaktadır.
Dönem: 27 Yasama Yılı: 6 Tarih: 13.10.2022 Birleşim: 7 Ham Tutanak Sayfası: 171
Konuşmacı: ALİ KENANOĞLU Seçim Çevresi: İSTANBUL
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
29’uncu madde geçince Cumhur İttifakı’nı oluşturan partilerin sıralarından gelen “Oh!”lamalar ve sonrasında sıraların boşluğu aslında yasa teklifiyle ilgili niyetleri de ortaya koyuyor çünkü 29’uncu madde bu yasa teklifinin, bu kanun teklifinin kritik maddesiydi. O madde de dünden beri geçirilmeye çalışılıyordu ve dün akşamki, dün gece yarısı görüşmeler esnasındaki protestolar ve benzeri nedenlerden dolayı geçemedi ve bugüne kalmıştı.
Şimdi, arkadaşlar, siyaset algılar üzerinden yönetiliyor, daha doğrusu yürütülüyor; hakikatler ölmüş durumda, hakikatler öldürülmüş durumda, bir bütün olarak bu algı siyaseti üzerinden de önümüzdeki seçimler tasarlanıyor. O nedenle de bu sansür yasası, tümüyle önümüzdeki seçimlerin, 2023 seçimlerinin Cumhur İttifakı lehinde nasıl kullanılacağı derdiyle hazırlanmış bir yasadır. Bütünüyle iktidarın yalanları, iftiraları gerçekmiş gibi algılansın, bunların karşısında herhangi bir itiraz gelişmesin, buna yönelik bir itiraz olursa da bunlara karşı cezai yaptırımlar uygulansın; tehditleri içeren bir şey. Korkarım anketler dahi bu yasadan kaynaklı olarak nasibini alacaktır çünkü ucu açık, tam netlik olmayan bir durum, büyük çoğunluğunda yorumlar üzerine kurulu değerlendirmeler yapılıyor.
Şimdi biraz önce burada da Genel Kurulda da tartışıldı, işte “Hâkimler karar vermeden polisler gitmez kapıya.” filan diye. Şöyle bir şey var, biz buna çok tanık oluyoruz: Hâkimler karar veriyor, işte deniliyor ki: “Şu kişi gelsin ve ifade versin, ifadeye getirilsin.” Normalde uygulama şudur: Tebligat çıkarılıyor, tebligata istinaden insanlar gidiyor; Emniyet Müdürlüğünde ya da ilgili birimde ifadelerini veriyorlar, ondan sonra varsa bir şey işlem devam ediyor. Fakat bunu Emniyet teşkilatı nasıl uyguluyor? Kendilerine göre bir karar almışlar, kafalarında böyle bir uygulama şekli var: Muhalifse evine gece yarısı kapıları kırılarak giriliyor, evininin içerisi darmadağın ediliyor, ondan sonra götürülüyor ilgili birime, bir ifadesi alınıyor, ondan sonra serbest bırakılıyor. Ya, şimdi, ifadesi alınıyor, serbest bırakılıyor, her şey normale dönmüş gibi bakıyor ama öyle değil, gece yarısı o kişinin evine girilmesi, yaşadığı sitede, apartmanda, sokakta onlarca polisle operasyon düzenlenmesi orada yaşanan herkesi etkiliyor, o aile bireylerinin tamamını etkiliyor, okula giden çocukların yaşamını etkiliyor. Şimdi, bunların hiç önemi yok, o kişiyle ilgili hiçbir istihbari şey de yürütülmüyor, daha sonrasında bir mesele de olmuyor, serbest bırakılıyor, geçiyor, gidiyor, sadece ifadesini vermiş oluyor ama oraya öyle götürülüyor; bunun onlarca örneği var, sayabiliriz de burada.
Şimdi, zaten elde bir RTÜK var, buna karşı nasıl bir uygulama içerisinde olduğunuzu biliyoruz, bizim şikâyetlerimizi, HDP olarak bize karşı gazetelerin, televizyonların yapmış olduğu iftira, yalan, hakaret yayınlarına karşı onlarca, yüzlerce, binlerce şikâyetimiz var fakat bunlardan bir tanesi dikkate alınmıyor.
Şimdi, iktidara şunu söyleyeceğim: Yani şöyle bir dert içerisindesiniz; “Nasıl olsa biz seçiliyoruz, nasıl olsa halkımız bizi destekliyor dolayısıyla biz doğru yapıyoruz.” falan zannediyorsunuz ama şunu görmüyorsunuz: Bakın, devletin bütün olanakları arkanızda yani kaymakamlıktan valiliklere, okul aile birliklerinden cami derneklerine, spor kulüpleri yöneticilere, bütün Jandarmasından MİT’ine, RTÜK’ünden TÜİK’ine, Diyanetten cemaatlerine, TİKA’sından mikasına hepsi iktidarın kazanması için, AKP’nin seçim kazanması için bir bütün sahada seçim çalışması yapıyorlar. Bütün bunlara rağmen çoğunluğu elde edemiyorsunuz yani hâlâ şu Mecliste örneğin tek başınıza çoğunluğunuz yok, tek başınıza yasa çıkaramıyorsunuz. Şimdi, bütün bunun karşısında, HDP’ye karşı ne oluyor peki? Hani şey değil, “Ya, bize yer vermiyorlar. Ya, bize niye gazetelerde yer vermiyorlar? Bize niye TRT’de yayın vermiyorlar?” filandan geçtik artık yani. Verirken de ne kadar aleyhte bir şey varsa oradan vveriliyor, ne kadar yalan varsa oradan veriliyor, ne kadar iftira varsa oradan veriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ KENANOĞLU (Devamla) – Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN – Tamamlayalım lütfen.
ALİ KENANOĞLU (Devamla) – Ve bütünüyle bunlar yetmiyormuş gibi, bir de hedef gösterici yayınlar yapılıyor; çoğu da yalan, yanlış bilgilerden ibaret. Bu yetti mi? Bu yetmedi, bunun sahası da var. Demin, devleti yanına alan AKP, yani AKP için seçim çalışması yapan devletin kurumlarından bahsettim ya, bu kurumların tamamı sahada da HDP aleyhinde çalışma yapıyor. Şimdi, biz köyleri dolaşıyoruz, -hem de Karadeniz’in köylerini de, İç Anadolu’nun köylerini de, Ege’nin köylerini de dolaşıyoruz- biz gitmeden köyleri arıyorlar; ya Jandarma arıyor ya kaymakamlık arıyor ya da ikisi birden arıyor, muhtar aranıyor: “HDP’li vekil geliyormuş, aman ha, onların yanında durmayın, yüz vermeyin, ortalıkta gözükmeyin.” Uyarılıyorlar, kaç yerde tanık olduk, kaç yerde. Peşimizde 1 tane Jandarma, bilmem ne aracı dolaşıyor, sorduruyoruz arkadaşlarımıza: “Ya, niye dolaşıyor?” “Efendim, vekilimizin güvenliğini sağlıyoruz.” Vay vay vay… Şu işe bak sen!
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ KENANOĞLU (Devamla) – Dertlerinin ne olduğunu biliyoruz ama bütün bu aleyhte duruma rağmen, bir türlü yüzde 10 barajın altına indiremediğiniz bir HDP var. Barajı düşürdünüz başkaları için ama merak etmeyin, biz o barajların hepsini yıkarak geldik, gelmeye devam edeceğiz. (HDP sıralarından alkışlar)