Yazılar

1332 yıllık güncel matem; Kerbela

1332 yıllık güncel matem

Kerbela vahşeti Miladi 10 Ekim 680, Hicri olarak da 10 Muharrem 61 yılında meydana gelmiştir. Bu tarihten günümüze 1332 yıl geçtiği halde hala güncelliğini koruyan bir acı olarak insanlara gözyaşı döktürmekte ve matem tutturmaktadır. Bu yıl 15-26 Kasım arası bu matemin yıldönümüdür.
Alevi tarihinin sembol olayları, sembol isimleri vardır; Madımak, Maraş, Çorum, Pir Sultan, Hızır Paşa, Şah Hatayi, Kalender Çelebi, II.Mahmut, Kuyucu Murat, Yavuz Selim, Hamdullah Çelebi, Şeyh Bedrettin, Yezit, Kerbela v.b gibi. Bunların en eskisi ve en etkini Kerbela ola gelmiştir. Kerbela’da 10 Muharrem’de şehit edilen Hz.Hüseyin ve yanındaki 70 kişinin yaşadığı direnç ve teslim olmadan, öleceklerini bile bile canlarını ortaya koymaları ve Yezit’e biat etmemeleri bu nedenle de vahşice öldürülmeleri onlar için günümüzde dahi göz yaşı dökülmesinin ve matem tutulmasının nedenidir.
Kerbela’yı Kerbela yapan Hz. Hüseyin’dir. Hz.Hüseyin’i Hz.Hüseyin yapan ise onun zalimin zulmüne biat etmemesidir. Canını davası uğruna ortaya koymasıdır.  Bu nedenle Kerbela Alevilerce hep güncelliğini korumuştur. Çünkü Aleviler için ne Kerbela bitmiş, ne Yezit bitmiş ne de onun zalimliğine direnen Hz.Hüseyin bitmiştir. Tarihte bunlar hep başka isimlerle karşımıza çıkmıştır. Yezit; Yavuz olmuş, Hızır Paşa olmuş, Kuyucu Murat olmuş, II.Mahmut olmuş; Dersim’de, Maraş’ta, Çorum’da, Madımak’ta Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenler olmuştur. O yüzden Kerbela hep güncel olmuştur. Tanıdığım bir çok Alevi can, Muharrem matem orucunu bu acıların ortak tarihi olarak kabul edip hepisinin acısına ve anısına bu yası tutmaktadır.
Muharrem Orucu yas orucudur, tabi ki bu orucun bir kuralı vardır ancak esas olan kişinin 12 gün boyunca her türlü zevk ve eğlenceden uzak durarak yas halini hissetmesidir. Muharrem orucunun sahuru, iftarı olmaz. Genellikle gece yenilerek yatılır ve gece tekrar kalkılmaz, (nadiren gece kalkanlar, karanlığın aydınlığa döneceği zamana kadar yerler) Muharrem boyunca oruç tutsun tutmasın 12 gün boyunca su içilmez (oruç açıldıktan sonra, ayran, hoşaf, meyvesuyu vb içilir), et yenilmez, gökyüzünde ilk yıldız gözükünce oruç açılır. Bu vakte kadar dayanamayacak rahatsızlığı olanlar ve  çocuklar daha erken açarlar (amaç yas tutmaktır). Muharremin 10.günü Hz.Hüseyin’in şehit edildiği gündür. O gün matem yoğun yaşanır. 12. gün oruç öğlene kadar tutulur. Öğlenleyin pişirilen aşure ile oruç açılır.
Kerbela’nın, Maraş’ın, Çorum’un, Sivas’ın Hz. Hüseyin’in, Pir Sultan’ın, Kalender Çelebi’nin yasını tutmak, onların davasına sahip çıkmakla olacaktır. Sadece göz yaşı dökmek ve oruç tutmak onların mücadelesine katkı değildir.  Bugün Aleviler, günümüzün Yezit’lerini ve onlara karşı ölümü göze alarak direnenleri görmemezlikten gelmemelidir. Yezit, sadece Aleviliğin değil insanlığın düşmanıdır, çünkü dava insanlık davasıdır. Aleviler bu insanlık davasına sessiz kalmamalı ve duyarlılıklarını ortaya koymalıdırlar. Kerbela için göz yaşı döküp, oruç tutup açlık grevlerinde davası uğruna bedenini ölüme yatıranları görmemezlikten gelenler tuttukları orucu neden tuttuklarını ve Kerbela zulmünü iyi irdelemelidirler.

***
DEVLETİN ALEVİ İTİRAFI

12 Eylül döneminin Mavuyasının resmi arşivinden Yezit’lerinin mektupları çıkmaya başladı, hani birisinin de çekmecesinden çıkmıştı ya ona benzer bişey. Dönemin Yezitlerinden birisi mektup yazmış ve Alevi kasabı olduğunu ilan etmiş, o dönemde bu işlerin onurla gururla anlatıldığı dönemde Yezitlik onurunu gururunu mektuba dökmüş. Şimdi kalkmış o Yezit bu mektup bana ait değil diyor, bazı saftiriklerde  mektubu inandırıcı bulmuyor. Oysa bizim tarihimiz bu mektupların uygulamalarıyla dolu, Cumhuriyet tarihinde yaşadığımız Maraş, Çorum, Sivas birer mektup değildi, yaşanmış bir vahşetti. Bu mektubu yazan Yezit’in vahşetine maruz kalanların bir kısmı hayattadır. Bu mektup Devletin Alevilere bakışının bir itirafıdır. Bu itiraf kiminin resmi arşivinden, kiminin çekmecesinden, kiminin de ağzından çıkmaktadır. Çıkmayada devam ediyor.

Evrensel Gazetesi /  15 Kasım 2012

akenanoglu

alikenanoglu.net
Başa dön tuşu